Skip to main content

Tıklama aktivizmi dünyayı değiştirir mi?

Bilgisayar başından kalkmadan kampanyalara imza atmak, 10 TL bağışlamak yavaş ama emin adımlarla sonuç vermeye başlıyor.

Sıkıntılı bir günün ardından belki içimizi ısıtan bir dost tebessümü, belki de penceredeki çiçeğin açması, hatta sadece tuttuğumuz futbol takımının akşam derbi maçı olacak olması bize yeniden heyecan, ümit, coşku aşılar. Dünyanın bir şekilde güzele gittiğini görmekten, farkında olmasak da motivasyon buluruz, tanımadığımız bir kayıp çocuğun Twitter sayesinde bulunduğunu okumak, bizi tekrar iyiliğe inandırır. Bazen değişimler için kılımızı kıpırdatmayız, bazen de güncel bir olayla ilgili sadece bir fare tıklaması, bir ‘retweet’ yapmakla yetiniriz.

Peki, dünya tıklayarak daha iyi bir yer olur mu? Buna inananların sayısı hiç de az değil. Geçen ay sosyal paylaşım ağlarıyla haberleşerek büyüyen kitlesel hareketleri ve dönüşüm geçiren medyanın konumunu tartışmıştık; daha planlı ve organize ilerleyen dijital aktivizm platformları da benzer yöntemlerle etkilerini arttırıyorlar. Örneğin Change.org üstünden başlayan imza kampanyaları İstanbul’da Maslak 1453 projesinin masaya yatırılması ve Fatih Ormanları’nın izinsiz kullanılmasının, Moda Sahil Parkı’nın betonla kaplanmasının önünü kesen kıvılcımları yakmıştı.

Dijital aktivizme iki örnek: Change.org ve avaaz.org

İnternet üstünden atılan 10 bin imza önemli sonuçlar doğurabilir mi? Gezi protestoları, Türkiye gündeminde penguenlerle geçiştirilmek üzereyken Türkiye’dekilerin yabancı medya ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarına ulaşmasıyla Türkiye’den canlı yayınların artması önemli fark yarattı, nitekim gerek Ankara’da gerek yerel belediyelerdeki siyasetçiler, “Yabancı dillerde tweet atıp Türkiye’nin imajını bozanlar” minvalinde bolca açıklama yaptılar. Çünkü günümüz dünyası gittikçe artan oranda şeffaflaşıyor ve imaj, algı yönetimi başarısız olursa sadece yerel siyasette değil, uluslararası politik konumda ve insani, turistik, ekonomik alanlarda kayıplara uğranıyor. Siyasetçiler küresel kamu vicdanını apaçık çiğnemekten çekinmeye başlıyor.

Change.org dışında göçmen bir Kanadalı’nın kurduğu, Farsça’da ‘ses’ anlamındaki Avaaz.org ise 6 yılda 25 milyon takipçiye ulaşan, stratejik yönetilen, pek çok ülkede çalışanları, gönüllüleri olan bir platform. Avaaz üstünden Filistin’in bir devlet olarak Birleşmiş Milletler’de temsil edilmesi gerektiğine imza atan 1,8 milyon kişinin Avrupa’daki dağılımının yaygınlığı ve çişitliliği de, davanın sadece belli bir ideolojideki, inançtaki insanların desteğini almadığını göstererek, oy veren delegelerin halklarından destek hissedip cesur olması farkını yaratarak sonuca etki etti. İngiltere medya dünyasında tekelleşme tartışmaları esnasında Murdoch’ın siyasetle kirli ilişkilerini ortaya çıkaran süreçte, dijitalin ötesinde insanları fiziken de harekete geçirip telefonlarla, mektuplarla tepkiyi ortaya koydurttu.

Sizin için önemli olan bir davanın bu tip dijital aktivizm sitelerinde kampanya olarak başlatılmasını sağlayabilirsiniz. Sonuçları hepimizi ilgilendirecek.