TBMM İnternet Araştırma Komisyonu, 28 Şubat 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan TBMM kararıyla kuruldu. Komisyonun öncelikli araştırma konusu bilişim sektöründeki gelişmeler internetin sosyal yaşama etkileri.
İnternet, sadece bizlerin değil siyasi partilerin ve dolayısıyla milletvekillerinin de yoğun ilgisini çekiyor. Milletvekilleri, sorun olduğunu düşündükleri konularda ya yasa tasarısı hazırlayıp yasalaşması için çabalar, ya da çoğunluğunun yaptığı gibi toplumu yakından ilgilendiren konularda Meclis araştırma komisyonu kurulmasını isterler.
Meclis araştırma komisyonları, en az 20 milletvekilinin talebi üzerine genel kurulda karar verilerek kurulur. Bu tür araştırma komisyonları, yasama organı olan meclisin bir konuda bilgi edinmek için kendi üyeleri içinden oluşturduğu bilgi edinme ve denetim mekanizmasıdır. Araştırma komisyonları, tüm kamu kurumlarından bilgi ve belge isteme hakkına sahiptir. Araştırma sonucu elde edilen raporlar sadece yol gösterici nitelikte olup herhangi bir bağlayıcılığı yoktur.
TBMM İnternet Araştırma Komisyonu, 28 Şubat 2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan TBMM kararıyla kuruldu. Öncelikli araştırma konusu, bilişim sektöründeki gelişmeler ile internetin sosyal yaşama etkileriydi. 17 milletvekili ve yardımcı uzmanlardan oluşan Komisyon, kamu kurumlarından özel sektöre, okullardan içerik sağlayıcılara kadar birçok görüşmeler yaptı. Bir toplantılarında benim de gözlemlediğim kadarıyla dinlediler, notlar aldılar, sorular sordular. Bu yönden bakıldığında Komisyon’un araştırma ve bilgi edinme işini fazlasıyla iyi yürüttüğünü söylemek mümkün.
Komisyon çalışmalarından olumlu ve olumsuz sızan notlar
Raporun tamamını bu yazı yazılırken göremesek de basına yansıyan bazı detaylarını not etmek gerek. Raporda, internete erişimin temel bir anayasal hak olması isteminden, Bilişim Bakanlığı’nın ya da Bilişim Ajansı’nın kurulmasına kadar birçok gözlem ve talep mevcut. Ancak, 12 yıldır aktif olarak İnternet ile uğraştığımdan dolayı, bu raporda geçen taleplerin kimlerden geldiğini kestirmek pek de zor değil. Raporun basına yansıyan kısımlarında, ilk dikkat çeken şey, görüşülen kişi ve kurumlarının taleplerinin aynen ve hatta nerdeyse kendi cümleleriyle yer alması. Bir rapor hazırlandığında, rapora katkı veren kişi ve kuruluşların metinlerinin yanı sıra, raporu hazırlayanların kendi içlerinde uzlaştıkları gözlem, analiz ve sonuçlarının da yer alması gerekir. Basına yansıdığı kadarıyla Komisyon’un kendi görüşleri ve analizleri yok. Özellikle milletvekillerinin internet gibi kapsamlı bir konuda kendi görüşlerini bilebilmek ve bazı düzenlemeleri öngörebilmek çok önemli.
Raporda şimdiye kadar çok fazla dile getirilmeyen birçok olumlu talep ve analiz var. Bu talepler arasında bulunan kişisel verilerin korunması, bilgi güvenliğinin sağlanması, çocukların okullarda risklere karşı eğitilmesi, internete ve bilgiye erişimin temel bir hak olarak kabul edilmesi, siber suçlarla mücadelede uluslararası işbirliğinin şart koşulması, alternatif altyapıların kurulması, vergilerin azaltılması ve teşviklerin artırılması, oyunların ve içeriklerin derecelendirilmesi, tüketicinin bilgilendirilmesi ve korunması gibi çok önemli ve hayati konuların işlenmiş olmasını önemsiyoruz.
Ancak, raporda olumsuz ve tehlikeli talepler ve gözlemler de yok değil. Dünyada hiç örneği olmayan Bilişim Bakanlığı’nın kurulması, siber suçlara özel hâkim savcı görevlendirilmesi, internet üzerinden işlenen suçlarda verilecek cezaların ağırlaştırılması, içerik sağlayıcının bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumluluğuna gidilmesi, internet medyasının basının dar kapsamına sıkıştırılmak istenmesi, internet izleme sistemlerinin kurulması gibi olumsuz, muğlak ve internetin doğasına uymayan talepleri de göz ardı etmemek gerekiyor.
Yorumlar