Bugün dünyanın gidaşatını etkileyen girişimcilere bir bakın. Kaçının odağında para kazanmak var? Kaç tanesi gerçekten meşhur olmakla ilgileniyor. Kaç tanesi işi gücü bırakıp kazandıklarını mutlu mesut tüketmeyi yeğliyor? Benim gözlemlerime göre çok azı. Önünüzde iki yol var. Birisi size para ve paradan kaynaklı şöhreti getirecek, diğeri kendinizi gerçekleştirmenize imkan tanıyacak. Para kazanmak, bilinenin aksine oldukça kolay. İnovatif olmanız gerekmiyor, hatta hiç olmasanız çok daha iyi. Tek yapmanız gereken kendini ispatlamış bir işi talebin yüksek arzın düşük olduğu bir bölgede düzgün olarak uygulamak. Mesela hiç İngilizce kursu olmayan ama talebin bulunduğu bir bölgeye İngilizce kursu açarsanız satarsınız. Biraz daha bütçeniz varsa simitçi ya da dönerci de açabilirsiniz. Türkler simit de yer döner de yer ve İngilizceyi de zaten artık hepimiz biraz öğrenmek zorundayız.
Peki ya sonra?
Ben sonrasını da düşünmenizi istiyorum sizden. Para kazanmaya başlayacaksınız. İşler iyi giderse şubeler açılacak. Çevrenizdeki insan sayısı paradan ötürü coğalacak. Peki, sonra ne olacak? Hayatınızın son günü dönerci, simitçi ya da İngilize kursu sahibi olmuş olmaktan memnun olacak mısınız? Ya da bunlar hayat boyu sadece sizin işiniz olacak ve siz kazandığınız parayla mı mutluluğu yakalayacağınıza inanıyorsunuz? Çok kazandınız BMWX6M aldınız o zaman mutlu olur musunuz mesela? Yoksa BMWI8’de mi mutlu olursunuz ya da belki bir tatille? Olamazsınız çünkü odağınızda emtialar oldukça egonuz sizi her hamlenizde daha fazlası için dürtükleyip duracak. Bunu aldın ama arkadaşın şuna bindi sende hala bu var diyecek size. Bak arkadaşın şuraya taşındı sen hala bu evde kaldın diyecek. Sonra çevreniz ve medya düşecek peşinize. Çevrenizde zaten odağı para olanlar birikmişti ya işte bu kez de onlar size mutluluk için yeni emtiaları hedef gösterecekler. Sonra medya tüm gücüyle üzerinize saldıracak ve eğer mutlu olmak istiyorsan bu arabayı al diyecek. Biraz daha mutlu olmak istersen şunu al. Ama en büyük mutluluğu bunu aldığında yaşayacaksın. Ve dostum sonunda maalesef bir türlü mutlu olamayacaksın ve geçen yıllar senin içinde hep tarifsiz bir boşluğu besleyip duracak. İşte o boşluğun adına hayat amacı diyoruz. Amerikan bağımsızlık bildirgesinde herkesin mutluluğu “kovalama” hakkının olduğu yazar çünkü kapitalist dünya size mutluluğu yakalamak zorunda olduğunuz bir kavram gibi satar. Oysa mutluluk emtialar üzerine yüklenmiş gecici duygulardan değil yüksek amaca adanmış bir hayatın her anından gelir.
En sevdiğin şeyi bul. En sevdiğin şeyi her gün yap. Her anına en büyük enerjini kat. Sonucunu boşver, sürecine odaklan. Yenmek için değil mutlu olduğun için oyna. Her anını son anın gibi yaşa ve ölümü sürekli düşün. Bu seni egolarından sıyıracak, bilgeleştirecek, çok daha konsantre, çalışkan ve cesur bir girişimci yapacak. Kendinden çok daha büyük bir amaca hizmet etmen kalbini sevgiyle dolduracak ve hayatına büyük bir anlam katacak. İşte o gün Bushido başlayacak. Savaşçının yolu, senin yolun…
Girişim Savaşçısı’nda 7. Dönem 3 Ağustos’ta başlayacak.
Yorumlar