Skip to main content

Paylaşım ekonomisi, geleceğin iş modellerini farklı şekilde şekillendirirken hukuk alanında yeni sorunlara ve tartışmalara da yol açıyor elbette

Son beş yılın neredeyse en gözde konularından birisi İnternet’in oldukça kolaylaştırdığı ve yeni bir mikro ekonomi modeli yaratan Paylaşım Ekonomisi. Airbnb, Uber, Kickstarter, Bla Bla, Taskrabbit, Türkiye’den bildiğimiz Hemen Kiralık, Fongogo gibi çok sık duyduğumuz markalar sadece kullanıcıların ilgisini değil yatırımcıların da yoğun ilgisini çekerek yüksek değerlemelere ulaştılar. Bu yeni modelle, hem atıl durumdaki kaynaklar ekonomiye kazandırılıyor, hem de bireysel anlamda tasarruf sağlanıyor.

paylaşım ekonomisi

Paylaşım ekonomisinin farklı örnekleri var: Bir taraf boşta duran evini veya odasını günlük kiralarken, diğer taraf otelden daha ucuza ev konforunda konaklama imkanı yakalayabiliyor. Bir kullanıcı her gün işe giderken kullandığı aracının bir koltuğunu, hiç tanımadığı ve aynı yöne gitmek isteyen başka bir kullanıcıya yakıt masrafını paylaşmak amacıyla sunabiliyor. Fikri veya projesi olup yeterli sermayeye sahip olmayanlar, farklı binlerce kişiden küçük katkılar alıp projesini hayata geçirme imkanına sahip olabiliyorlar. Kullanılmayan eşyalar, oyuncaklar, okunmuş kitaplar çeşitli internet platformları aracılığıyla el değiştiriyor ve böylelikle ekonomik verimlilikleri artırılabiliyor. Bazı şehirler, paylaşım ekonomisini desteklemek, trafiği ve kirliliği azaltmak için “car pool” şeritlerinde 2 ve daha fazla insanın bulunduğu araçlara öncelik tanıyorlar. Bazı sitelerde, bebek bakma karşılığında ağaçlarının budanması veya bir eşyanın taşınması hizmetini alabilmek mümkün.

Paylaşım ekonomisi, sadece kullanıcıdan kullanıcıya değil, kullanıcıdan bilime de destek sağlayabiliyor. Çok karmaşık, yoğun matematiksel işlemler, tahminler ve algoritmalar için, kişisel bilgisayarların işlemcilerinin boşta kalan kapasitesini de paylaşmak ve böylelikle binlerce bilgisayarın işlemci gücüne ulaşmak mümkün olabiliyor.

Paylaşım ekonomisi ürünleri kamu otoritesinin standartlarına göre değil
Paylaşım ekonomisi, geleceğin iş modellerini farklı şekilde şekillendirirken hukuk alanında yeni sorunlara ve tartışmalara da yol açıyor elbette. Örneğin, taksicilik veya otelcilik bir çok ülkede izin ya da lisans gerektiriyor. İzin veya lisans vermek, bu tür sektörleri denetlemenin ve haksız rekabeti engellemenin bir yöntemi olduğu gibi, hukuki sorumluluk alanlarını belirlemek, hizmet standartlarını koymak ve vergi toplamak için de kolaylık sağlar.

Ancak paylaşım ekonomisinde bulunan mal ve hizmetler, kamu otoritesinin denetimine ve standartlarına göre değil kullanıcı deneyimlerine göre şekilleniyor ve yepyeni standartlar yaratıyor. Kullanıcı beklentileri daha da farklılaşıyor. Zaten, bir çok ülkedeki taksiciler ise Uber’in kavgasının asıl sebebi bu. Bir tarafta lisanslı olmasına rağmen hizmet kalitesini iyileştiremeyen taksiler, diğer tarafta lisanssız olmamasına rağmen yepyeni standartlar sunan Uber. Paylaşım ekonomisi, geleneksel hukuk kurallarından çok kullanıcı puanları ve kullanıcı beklentileri ile kendi kendini düzenleyebilen bir alan olunca, mal ve hizmet kalitesi, fiyat / fayda oranı daha yüksek hale gelebiliyor.

Ancak, sorunlar sadece bu kadar değil. Esaslı başka hukukî sorunlar var. Evini veya bir kısmını kiraya verenlerin ya da aracını paylaşanların kazançları vergiden mahrum kalıyor, hal böyle olunca bu tip işler kayıt dışı ekonomi gibi görülebiliyor. Bireysel güvenlik ve bireysel mahremiyet de ayrı bir risk konusu. Aracını paylaşan bir adamın ne kadar iyiniyetli olduğunu bilebilmek çok kolay olmasa gerek, ya da evinizi kiraladığınız adamın evi hücre evine dönüştürmeyeceğini bilemezsiniz. Kiraladığınız daireye gizli kamera konulmuş olabilir, ya da dairenizde polisçe aranan tehlikeli bir adam kalmış olabilir. Ticarî taşımacılık yapan araçlarda en azından zorunlu olarak kaza sigortanız var ancak paylaşılan bir aracın ölümlü ya da yaralamalı bir trafik kazası yapması halinde sigorta korumasından faydalanmak mümkün olmayabilir. İlan edilenden daha düşük kalitede bir mal veya hizmet alındığında, tüketici haklarından yararlanılamayabilir. Bu riskler yeni değil, zaten hep vardı, ama paylaşım ekonomisi bu riskleri farklı bir şekle soktu. Gerçi paylaşım ekonomisi, gitgide bu riskleri azaltan veya ortadan kaldıran formülleri kendi kendine geliştirebiliyor ancak yine de asgarî düzeyde hukuki düzenlemeler yapmak kaçınılmaz. Çünkü gelecek, paylaşım ekonomisinde.