İlk kez bu yıl, şifreli internet trafiği şifresiz internet trafiği hacmini geride bıraktı. Bir internet sitesine girdiğinizde adres satırı başında http değil https yazıyor, tarayıcınızda yine aynı bölümde bir kilit ikonu yer alıyorsa sizinle o internet sitesi arasındaki trafik şifrelenmiş oluyor. Bu da o sitede hangi sayfaları okuduğunuzu, nasıl bir içerik yüklediğinizi en azından gizliyor.
Fakat bu şifrelemeye rağmen internet sağlayıcı operatörünüz, devlet kurumları, vb. organizasyonlar hâlâ hangi siteye ne zaman ulaştığınızı kaydedebiliyor. Bu bile vatandaşlarının özgürlükleri konusunda büyük soru işaretleri taşıyan hükümetlere sahip ülkelerde internet kullanıcılarının huzurunu kaçırabiliyor.
Sadece baskıcı devletlerden kaçış aranmıyor… Mesela teknolojiyle oldukça iyi geçinen eski eş, sevgili, ya da kötü emelleri olan potansiyel suçluların kendileri hakkında bilgi edinmesini istemeyen insanların da sayısı artıyor. Alışılageldik Facebook Messenger, uçtan uca şifreleme getiren WhatsApp bile riskli olabiliyor pek çok kişi için, Pond, Ricochet, Briar, ChatSecure gibi güvenli, gizli mesajlaşma uygulamalarına ilgi artıyor.
Bu mesajlaşma uygulamaları ve pek çok gizli internet sitesi ‘Dark Web’ / Karanlık Web ağıyla anılan çok katmanlı bir ağ içinde faaliyette denebilir. Karanlık web’e ulaşmak için ‘Tor’ gibi özel bir tarayıcı edinmeniz ve Tor ile nereye gideceğinizi bilmeniz gerekiyor. Karanlık web’de faal olan sitelerin belli bir listesi olsa da, Google gibi “istediğini ara ve karanlık web’de bul” işleyişinden bahsedemeyiz. Zaten çoğumuz Google’ın 3 ay önce yaptığımız bir aramadan hareketle gösterdiği reklamlardan, bir e-ticaret sitesinde incelediğimiz ürünlerin günlerce başka haber sitelerinde reklam olarak karşımıza çıkmasından, sonunda sipariş verdiğimizde T.C. Kimlik numarasından açık adresimize, cep telefonumuzdan kargoyu teslim almayı tercih ettiğimiz gün ve saate kadar pek çok bilgiyi vermekten bıkmaya ve korkmaya başlamadık mı?
Hiçbir ticarî işletme bedelsiz hizmet sunmaya sürekli devam edemez
Karanlık web’de faal internet sitelerinin bazılarında yasa dışı ürünler satılması, takip edilemeyen para transferleri yapılması, mide bulandıran içerikler, videolar, çirkinlikler olması, suç örgütlerinin de buralarda bazen organize olarak elde ettikleri yazılımlarla şirketlere, devletlere siber saldırılar yapması tabii ki devletlerin dikkatini çekmeye başladı. Hollanda, karanlık web’deki sitelerden birini ele geçirerek bir süre izleyip sonra ürün satışını kapattı, ama bu ortamın kontrolü şu anda imkânsıza yakın zorlukta…
Fakat 90’larda internetin estirdiği o yenilikçi, özgür hava da aslında biraz herkesin her istediği şeyi okuyabildiği, istediği tartışmayı yapabildiği, istediğini yüklediği ve böyle devam edeceği günleri müjdelemiyor muydu? Ama pek çok servisi ücretsiz kullanmak işimize geldi, 0,99 dolar, 3-5 dolar ödemektense hep bedavayı seçtik, bedava böylece internetin iş modeli oldu. Fakat hiçbir ticarî işletme bedelsiz hizmet sunmaya sürekli devam edemez. Bedel kendimiz hakkında verdiğimiz bilgiler, tercihlerimiz, tüketim eğilimlerimiz idi; her tıklamamızı kaydeden bir sisteme ulaştık, üstelik kendimiz konum bildirmeye başladık… İsim belirtmeden yorum yazamaz, kendimizi anonim olarak internet kullanamaz bulduk. Peki, internet özgürlükler çağı, ifade özgürlüğü ve en önemlisi mahremiyet vadetmiyor muydu?
Bir şeyleri kaybetmeden kıymetini bilmek zor, fakat şu anda bazı şeylerden vazgeçmek istemeyenler de karanlık web’den yasal, normal ürünler almayı, haberleri oradan okumayı, sohbetlerini orada etmeyi denemeye başladılar… Karanlık web’i ve kullananları tukaka yapmadan önceden neden yaygınlaştığını anlamalı, alıştığımız gibi hemen kutuplaşmaya gitmemeliyiz… Ancak böyle karanlık, derin, gri, az şeffaf tonlar arasında gezebilir, ders çıkarıp şeffaflığın doğru algılandığı bir internet, yani toplum(!) yapısına kavuşabiliriz, çünkü artık 7/24 bağlı olmak üzereyiz…
Yorumlar