Devletlerarası ilişkiler dışında, başka toplumların ülkeler hakkında düşünce, duygu ve davranışlarını değiştirmeye ve aldıkları pozisyonu olumluya çevirmeye yönelik iletişim faaliyetlerinin tamamına kamu diplomasisi denir. Sonuçları, devlet kurumları ve devlet dışı kurumlar entegre çalışmalar yürüttüğünde başarılı olur. Sert güçlerin değil, yumuşak güçlerin (kültür, insanî değerler, spor, müzik, bilim, tarih, vb.) mesajlarla kodlanması ile çalışan bir iletişim sistematiğidir.
Özellikle son zamanlarda, Türkiye’nin yurt dışında kendini doğru anlatamadığı veya belli çevrelerin bilinçli olarak Türkiye’deki gerçekleri manipüle ettiği tespitleri arttıkça, varlığı ilk sorgulanan bir yapılanmadır.
Biz, adı konmuş ama fonksiyonu tam olarak tanımlanmamış Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nden bir beklenti içindeyken, başta ABD olmak üzere, birçok gelişmiş ülkede, konu ile ilgili yazılan makaleler “Kamu Diplomasisi Web 2.0” üzerine…
Bunlardan benim en çok ilgimi çeken, ABD’de kurulmuş Digital Outreach Team (DOT / Dijital Destek Ekibi) bünyesinde yapılanların anlatıldığı bir makale. Yazı, The Middle East Journal’da 2012 Yaz sayısında yayımlanmış. Lina Khatib, William Dutton ve Michael Thelwall tarafından yazılan makalenin adı “Public Diplomacy 2.0: A Case Study of the US Digital Outreach Team”
DOT’un ortaya çıkışında şu tespit yatıyor: ABD’li diplomatlar, Ortadoğu politikalarının anlatılmasında tek yönlü iletişimi kullanıyor. 1990’ların ortalarından itibaren sadece yaygın medya araçları olan Voice of America Arabic (VoA- Amerika’nın Sesi Arapça) ve uydu üzerinden yayın yapan TV ve radyo kanallarını kullanmayı tercih ediyorlar. Dijitalleşme ile birlikte, bu tercih verimli bir sonuç üretmemeye başlıyor. Bu sebeple, iki yönlü iletişim ve etkileşim odaklı bir kamu diplomasisi yapılanması ihtiyacı baş gösteriyor.
DOT’un misyonu: ABD dış politikasını anlatmak ve yanlış bilgilendirmeleri savuşturmak
Oluşan yeni paradigmalar ışığında (9/11 ve El Kaide’nin dezenformasyonları) DOT, Bush yönetiminin bir ürünü olarak Kasım 2006’da faaliyete geçiyor. Kendi Facebook, YouTube, Flickr ve Twitter hesapları olan ve popüler internet tartışma forumlarına gönderi paylaşan on sivil memurla kuruluyor. DOT’a, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan Kamu Diplomasisi Bölümü bünyesinde hizmet veren Uluslararası Enformasyon Programları Bürosu (BIIP) ev sahipliği yapıyor. Misyonu ise “ABD dış politikasını anlatmak ve yanlış bilgilendirmeleri savuşturmak” şeklinde tanımlanıyor.
Ekip işe, ABD politikalarının tartışıldığı popüler Arapça, Farsça ve Urduca tartışma platformlarına doğrudan entegre olarak başlıyor. Ekibin altı üyesinin sorumluluğu Arapça siteler, kalan dördü ise Farsça ve Urduca sitelerden sorumlu. DOT, bölge diline hâkim üyelerden oluşuyor. Ekip üyeleri sadece kendi hesaplarından değil, ayrıca kendilerini Dışişleri Bakanlığı’nda çalışan kişiler olarak gösterdikleri hesaplardan da paylaşımda bulunuyorlar. Paylaşımlar ve oluşturulan ağlar, ABD’nin resmî kanalı gibi değil, bireylerin oluşturduğu ağlar gibi gözüküyor.
Makalede anlatılan örnekte, Obama’nın 2009 yılında yaptığı Kahire konuşmasının ardından DOT’un paylaşımları ve forumlarda konuşmanın içeriği üzerine yarattıkları hava ile karşıtların ürettiği paylaşımlar rakamsal ve grafiksel analizlerle karşılaştırılıyor.
Kamu diplomasisinde biz daha yeni yeni adım atmaya çalışırken, büyük bütçelerin harcandığı ve devletler tarafından toplumların rızasının dijital ortamda da dış politika hedeflerine paralel inşa edildiği bir döneme girdik bile.
Sorum şu: “Her okuduğumuza inanalım da, okuduğumuzu kim yazıyor acaba?”
Yorumlar