Skip to main content

Hacktivizm ve siber terör

Hacker eylemlerinin arkasındaki en büyük neden, bilginin kimsenin tekelinde olmadığını gösterebilmek. İnternet, kaotik, dağınık ve merkezsiz bir yapıdır. Bu sebeple, bugüne kadar herhangi bir kimsenin ya da kuruluşun doğrudan kontrolünde…

Hacker eylemlerinin arkasındaki en büyük neden, bilginin kimsenin tekelinde olmadığını gösterebilmek.
İnternet, kaotik, dağınık ve merkezsiz bir yapıdır. Bu sebeple, bugüne kadar herhangi bir kimsenin ya da kuruluşun doğrudan kontrolünde olmamıştır. İnternet’in sunduğu bu yapı, bireylerin ve grupların daha kolay bir araya gelmesinde ve daha kolay örgütlenmesinde çokça faydalar sağlamıştır.  
Bilgi, insanlığın başlangıcından bu yana her zaman çok önemli bir güç olmuştur. Geçmişte sadece yönetenlerin ve din adamlarının tekelinde olan bilgi, bu tekelin korunması ve gücün daim kılınması için, ya engellenmiştir, ya da kontrol altında tutulmuştur. Bugün modern devlet yapılaşmasında dahi tam olarak bir şeffaflık sağlanamamıştır ve devletler güvenlik ve terör gerekçesiyle bilgiyi ve tek taraflı yönetimi tekellerinde tutmaya devam etmektedir.  
Kendisine verilenle yetinmeyen, sistemin dayattığı kalıpları benimsemeyen bazı kişiler ise İnternet’te örgütlenerek devletlerin sakladığı veya manipüle ettiği bilgiye ulaşmayı ve bunu yaymayı amaçlıyorlar. Bazen de politik görüşlerini deklare edebilmek için siber eylemler yapmak ve eylemlerinin medyada duyulmasını sağlamak için çalışıyorlar. Anonymous ve LulzSec gibi çokuluslu hacker gruplarının yanı sıra Redhack gibi ulusal yapılar, bazen DDOS ataklarıyla sistemleri meşgul ederken, bazen de korunmalı alanlara girip bilgileri sızdırdılar. 
Bazen toplumun gündemde tutmayı başaramadığı konulara dikkat çektiler, bazen de gizli kalan belgeleri gün ışığına çıkardılar. Yaptıklarının ceza kanunlarında suç olarak tanımlandığını, yakalandıklarında hapis cezasıyla karşı karşıya kalacaklarını biliyor olmalarına rağmen bu eylemlerden vazgeçecek gibi görünmüyorlar. Bu grupların hiyerarşileri ve merkezleri olmadığı gibi, kendi aralarında yayınladıkları manifestolarının ve etik kurallarının dahi olduğunu söylemek gerekiyor. 
Tüm bu eylemlerin arkasındaki en büyük amaç ise, bilginin kimsenin tekelinde olmadığını gösterebilmek. Bu eylemler, Hack (kırma) ve aktivizm (eylemcilik) kelimelerinden türetilen Hacktivizm kavramını ortaya çıkardı.   
Birçok gelişmiş ülke, henüz bu tip eylemleri sınıflandırmazken ve Hacktivist hareketlere daha mesafeli yaklaşırken, Türkiye’de Redhack’in terör örgütü sayılması için çalışma başlatıldı. Henüz terör örgütü olduklarına dair bir sınıflandırma yapılmamış da olsa, esas amaç Redhack ve benzeri çokuluslu hacker gruplarına oluşan desteğin ve sempatinin kırılmak istenmesinden başka bir şey değildir. Hemen söylememiz gerekir ki, terör çok ciddi bir meseledir ve her olaya kolay kolay bulaştırılabilecek bir kavram değildir. Dünyada bile henüz terörün tanımı net olarak yapılmamıştır. Bir hareketin terör sayılabilmesi için en azında içinde şiddetin, toplumsal zorlamanın ve yıldırmanın olması gerekir.   
Görünen o ki, hem dünyada hem de Türkiye’de birçok hacktivist eylemler yapılmaya devam edecek. Devletler ise daha fazla güvenlik diyerek daha fazla bilgi saklayacak, bir yandan da bu eylemlerden hiç bir zarar görmedikleri konusunda basına malzeme sunmaya devam edecek. Şimdilik bu mücadelenin kazananı olmayacak.