Skip to main content

Girişimcilik meselesi – İşin gerçekleri 2. bölüm

İlk bölümü kaçıranlar için kısa bir hatırlatma. Geçen ay köşemde girişimcilik ile ilgili bir yazı dizisi başlattım. İçinizdeki heyecanının başarıyı garantilemediğini, önemli olanın istikrarlı bir biçimde acı çekmeye geldiğinde de…

İlk bölümü kaçıranlar için kısa bir hatırlatma. Geçen ay köşemde girişimcilik ile ilgili bir yazı dizisi başlattım. İçinizdeki heyecanının başarıyı garantilemediğini, önemli olanın istikrarlı bir biçimde acı çekmeye geldiğinde de bu heyecanı sürdürebilecek olmanız olduğunu ve yaşlanınca ‘keşke’ dememek için denemenizin öneminden söz ettim. Şimdi ikinci bölümde insan tiplerinden söz edeceğim.
İçinizde yeni bir şeyler için heyecan duyuyorsanız bana göre 1/5 ihtimalle girişimcisiniz. Lakin burada 5 farklı insan tipinden söz ediyoruz. 
Patrondan Bıkanlar/Ezilenler: Bu kitleye sorarsanız hepsi size şirkette tüm işleri kendilerinin yaptığını ama patronun bütün parayı götürdüğünü söyleyecektir. Onlara göre patron pek bir şey yapmaz ve aslında pek bir şey de bilmez ama bütün parayı o götürür.  Onlar için çıkış kendi işlerini kurarak kurtulmakta yatar. Odakları ‘çok para kazanmaktır’. Gelgelelim, bu kitleyi eğitimlerde biraz zorlasam hemen dökülürler ve mesai saatleri dışında da yeterince emek vermeye asla razı olmazlar.
Hayalciler: Hayal eden kişiler. Ortak özellikleri onlar için “aklı 5 karış havada” denmesidir. Büyük bir hayal dünyasında yaşar, olağanüstü projeler düşünür ve gündelik işlerini dahi unuturlar. Bazıları büyük bir gerçeklikle ve için için yaşayarak hayal eder.  Evet, işte bu şekilde ve bu kadar. Yani hep ve sadece hayal ederler ve asla icraata da geçemezler. Sonra birisi bunların hayal ettiği işi kurduğunda hemen ortaya çıkar “bunu ilk ben düşünmüştüm” derler.

Girişimciler ile en çok karıştırılan kitle: Girişkenler
Plancılar: Sadece planlarlar. Onlara göre bir işe başlamanın yolu olağanüstü mükemmel bir altyapı kurmadan geçer. Her detayı düşünür, çıkabilecek her problemi en başta tespit etmeyi bekler ve yola çıkmadan evvel müthiş bir hazırlık yaparlar. Tabii, gerçekte ‘en mükemmel’ diye bir şey de olmadığından bu hazırlıkları da hiçbir zaman bitmez ve yola da bir türlü çıkılamaz. Bir süre sonra da zaten vazgeçer ve başka projelere bakar bu kez de onları güzelce planlarlar. Aynı şekilde bir gün bunların ‘projelerinden’ birini bir başkası tesadüfen hayata geçirdiğinde bu kez o projeyi insafsızca eleştirirler ve iyi yapılandırılmadığından söz ederek projenin tüm eksikliklerini güzelce sıralarlar.
Girişkenler: İşte, girişimciler ile en çok karıştırılan kitle. Lakin bu kitle hayal eder, hızla planlar ve icraata da geçer. İçlerindeki büyük heyecan ve yetenek onları ve işlerini sürükler. Gerekli araştırmaları yaparak sürekli fırsatları kovalarlar ve çevrelerine bu fırsatlarla ilgili sürekli bilgiler aktarırlar. Lakin bu grubun özelliği de başladığı hiçbir işin sonuna getiremez. Bu tipler sürekli yeni bir şeylere girer, çıkar. Büyük bölümü hiperaktiftir. Kendini yeterince zorlayamaz ve sıkıntılar çıktığında çabucak yılar. Ardından başlanan proje işin yeterince kârlı olmadığı, sektörün yetersiz oluşu, ortağın kazığı gibi daha birçok yaratıcı nedenle birlikte durdurulur. Ardından aynı girişken arkadaşımız bu kez çıkışı başka bir “süper fırsat”ta görür ve hemen ona atlar. Sonunda da hiçbir işte tutunamaz.
Ve geldik girişimcilere. Girişimciler yukarıdaki 4 farklı tipten biri olabilir. Ama bu tiplere artı olarak en büyük özellikleri ‘istikrarlı mücadele ve sonuç alma’ becerileridir. Girişimci uzun vadeli mücadele verebilir. Yaptığı işe sevgilisi gibi âşıktır, onu görünce kalbi çarpar, tutku duyar ve onun için gerçek sevgi besler; emek verir ve acı çeker. Asla vazgeçmez. Paraya değil ‘değer inovasyonu’na odaklıdır. Gerçek değeri bulduğunda ve sunduğunda paranın da geleceğini bilir. Çok az paraya çok fazla ve sürekli çalışmaya hazırdır. Az gezer, az uyur, az harcar, çok çalışır ve mutlaka sonuç alır.  Gelecek ay değer inovasyonu ve acı pratiklerinden söz edeceğiz.