Skip to main content

Dünya 69’uncusu Türkiye’den Avrupa’ya internet dağıtılır mı?

ICANN’in Los Angeles’tan sonra İstanbul’da ofis açmasıyla dünyaya internet dağıtma heyecanındayız, ama önce Türkiye’ye tamamen dağıtsak? İnternetteki IP bloklarının koordinasyonunun ve bölgesel olarak adreslerin atanmasının ve .com, .fr, .it, .org…

ICANN’in Los Angeles’tan sonra İstanbul’da ofis açmasıyla dünyaya internet dağıtma heyecanındayız, ama önce Türkiye’ye tamamen dağıtsak?

İnternetteki IP bloklarının koordinasyonunun ve bölgesel olarak adreslerin atanmasının ve .com, .fr, .it, .org gibi üst seviye alan adları –ya da uzantıların- global yönetiminden sorumlu, kâr amacı gütmeyen ama özel bir kurum olan ICANN’in, dünya genelinde daha etkin çalışmak, iş ortaklıklarını geliştirmek, ve belki de ‘ABD Hükümeti kontrolünde’ imajını değiştirmek için Singapur ve Türkiye’de ofis açacağını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, biraz da iddialı bir şekilde Avrupa, Afrika’ya buradan internet trafiği dağıtılacağı şeklinde duyurdu. Trafik kelimesini de aradan çıkaran medyamız, ‘Dünyanın, Avrupa’nın İnternet’i Türkiye’den’ manşetleriyle coşkuyu verdi.
ICANN’in bölgesel ofis açması güzel; ama internetin, sayısız ‘net’ yani bilgisayar ağının bir araya gelmesiyle, merkezsiz bir yapıda işlediğini bilenler herhalde bu habere heyecanlanmamak gerektiğini fark ettiler.
Üst seviye alan adları yönetimi hem operasyonel hem finansal açıdan internetin önemli tartışma alanlarından biri. 2005-06’da da yine bilişim medyamızda yer edinen, hem de Türkiye’yi ana merkezleri arasına sokan, Türkiye Bilişim Derneği’nin de ortak çalışma anlaşması ve duyurusu yaptığı yabancı girişimler olmuş, işin içine terörizmden aranan yabancı suçluların isminin ve hatta dolandırıcılığın girdiği sonradan ortaya çıkmış ve ICANN’e rakip olma iddiaları güme gitmişti. (bkz. j.mp/2005alan ) Dünyada en çok alan adı barındıran 15 ülke içinde oluşumuz, .com’a aşırı düşkünlüğümüz tabii ki ilgiyi buradaki gelir olanaklarına çekmeye devam edecek.
BT’de bizden hızlı balıklar çoğalıyor
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) 2012 sonu raporunda, altyapı gelişmişliği, halka inmesi, fiyat oranları, kullanma becerileri, normal ve teknoloji okuryazarlığı gibi değişkenleri baz alarak yaptığı bilgi teknolojileri gelişmişlik endeksinde Türkiye 155 ülke içinde, önceki yıla göre 3 sıra düşerek 69’uncu sırada aldı. 2011 yerine 2012 sonu telekom verilerimizle belki az da olsa iyileşme yakalarız, fakat dünyada pek çok gelişmekte olan ekonomi, bilgi teknolojilerine bizden daha çok kaynak ayırıyor, bu sektörleri vergi geliri kaynağı olarak görmenin ötesine geçiyor.
Telekom sektörü ve yönetimi açısından ilginç ve dikkat çekici olan, rekabetçi bir altyapı ve hizmet yelpazesi sunulmayan sabit hat, genişbant internet erişiminde, enflasyon ve kurlara göre düzeltilmiş satın alma gücü paritesi ile ölçüldüğünde en ucuz 40’ıncı ülkeyiz. Fakat aynı hesaplama yöntemiyle, sabit telefonda bizden ucuz 80 ülke, numara taşıma ile oldukça rekabetçi hale getirildiğini sandığımız mobil telefon hizmetlerinde ise bizden ucuz erişim imkânına sahip tam 96 ülke halkı var! Ortalamada 65’inci sırada kalıyoruz.
Tabii, bu da iletişim tabanının yayılmasını zorlaştırıyor, Avrupa’da internet erişimi olan hane oranında Bosna Hersek ve Arnavutluk’tan sonra en düşük oranlara sahibiz. 
Türkiye’de geleneksel okullaşma, örgün eğitimde kalınan ortalama yıl sayısı, okuryazarlık oranlarında 68’inci sırada, bu da bilgi teknolojilerinin katma değerli kullanımında gelişmiş ülkeler arasına sıçramamızı geciktiriyor. Kısacası dünyaya interneti dağıtmaktansa Anadolu’ya interneti yaymaya odaklanmamız gerekiyor.