Skip to main content

Son dönemde popülerliği artan sesli kitaplar ve podcast’ler kulağımıza bir mesaj fısıldasa da online tüketimimiz ağırlıklı olarak göze hitap etmekteydi. Olay ekranda geçiyordu. Ta ki 2021’in erken günlerinde Clubhouse adlı bir fırtına esmeye başlayana kadar.

Clubhouse
2021’e yeni bir sesle girdik. Birbirimizin sesiyle. Kulaklarımızın varlığını unutmuşuz adeta. Yılların sosyal medya evriminde vardığımız nokta bizi görselliğe, videolara, fotoğraflara, hikâyelere, metinlere ulaştırmıştı. Son dönemde popülerliği artan sesli kitaplar ve podcast’ler kulağımıza bir mesaj fısıldasa da online tüketimimiz ağırlıklı olarak göze hitap etmekteydi. Olay ekranda geçiyordu. Ta ki 2021’in erken günlerinde Clubhouse adlı bir fırtına esmeye başlayana kadar.

Clubhouse’da -benim gibi- saatlerini hem konuşup hem dinleyerek geçirenler, sadece dinleyenler, bir uğrayıp çıkanlar, bu platformu hiç duymayanlar vardır elbet. Kısaca bahsetmekten zarar gelmez.

Clubhouse kullanıcıların canlı, sesli paylaşımlar yaptığı bir platform. Herhangi bir kullanıcı istediği konuda bir oda açıyor ve dileyenler bu odaya dâhil olup tartışmayı dinleyebiliyor, odayı kuran moderatörlerden söz isteyip yorum yapabiliyor. Odalarda süre sınırı yok, birkaç dakika konuşulup kapanan odalar da var günler boyu açık kalan moderasyonun elden ele değiştiği odalar da. Monologlar üzerinden dönen akışlar da var, yüzlerce kişinin söz aldığı odalar da. Diğer sosyal ağlarda alıştığımız görüntü paylaşımı yok, metin paylaşımı yok, özel mesaj yok, beğeni yollama yok. Kaçırdığınız içeriği geriye dönük yakalama şansınız yok. O an oradaysanız akışın bir parçasısınız. Değilseniz nehir akmış gitmiştir, dönüp içine giremezsiniz.

İnsanlar telefon numarasıyla ve bir üyenin davetiyle kaydolma zorunluluğundan ötürü genellikle gerçek isim ve soy isimleriyle kaydoldular. Bunda, diğer sosyal ağlarda hâkim olan metin ve görselin değil sesin belirleyici olmasının da güçlü bir etkisi var. Ses tonu ve hitabet insanı diğerlerinden net bir şekilde ayıran bir özellik.

Tabii ki de her sosyal ağda olduğu gibi ilk akla gelen kullanım alışkanlıklarının yanına eklenen bazı pratik, zekice eylemler de oluştu. Profil fotoğrafını anlık olarak değiştirerek görsel bir mesaj vermek, mikrofonu seri şekilde açıp kapatarak bir alkış efekti yaratmak, kapalı odalar kurup davet edilen kişilerle özel iletişim kurmak mümkün.

Clubhouse’u diğer sosyal ağlardan ayıran birkaç özelliği oldu. Birincisi, gözü meşgul etmiyor, haliyle telefonu da belli bir açıda gözünüzün göreceği şekilde tutmak zorunda olmadığınız için kullanıcıya ergonomik ve fiziksel bir özgürlük sağlıyor.

Bilgisayarında çalışırken, ev işi yaparken, yemek yerken, yürüyüşte, uzanırken, yolculukta Clubhouse’a bağlanan, gözlerini ellerini meşgul etmeden sesli tartışmaya odaklanan binlerce kullanıcıya şahit olduk.

Clubhouse hayatın fonunda yer alarak ona bir derinlik katıyor

Diğer sosyal ağlar gibi hayatın akışını işgal edip, gündelik aktivitelerin yerine geçmiyor ve adeta hayatın fonunda yer alarak ona bir derinlik katıyor. Clubhouse, insanlık olarak Göbeklitepe’deki ilk medeniyet izlerinden beri alışkanlık haline getirdiğimiz bir kolektif geleneği diriltti adeta.

Ateş başı sohbetleri. Şehirleşmeyle birlikte apartman dairelerine gömülerek birbirimizi dinlemeyi unuttuğumuz bu çağda, sabırla dinlemeyi, sakince anlatmayı, güzel sözleri, öz bilgiyi öne çıkardı. Binlerce yıldır genlerimize yerleşmiş bu özellikler TV-bilgisayar-internet ve sosyal medya devrimlerinin görsel ihtişamının arkasında kalmış olsa da, bu uygulama ile tekrardan hızla filizlendi. Pandemi etkisiyle bir süredir zayıflayan sosyal ilişkilere ait tüm özlemimizi ortaya çıkardı, Türkiye’deki yüz binlerce kullanıcıyı dünyadaki milyonları sardı sarmaladı. Teknolojinin her zaman imkânsızı başarmak zorunda olmadığını bazen de en basit güdülerimize hitap ederek bize katkı sağlayabileceğini gösterdi.

Şu an binlerce Clubhouse kanalında bu platformun kalıcı olup olamayacağı tartışılıyor. Günümüzün hızlı değişen teknoloji trendlerinde kalıcı olmak da, bunu kimin başaracağını kestirmek de güç. Ancak her durumda Clubhouse, samimi ve sahici insan hikâyelerinin kıymetini, kendimiz olup anda kalmayı, çok da karmaşık olmayan bir teknolojik altyapıyla başardı. Ruhlarımıza dokundu, kendisinin gelecek iş modelleri nasıl olur bunu görmek için zamana ihtiyacımız var ama geleceğin sosyalleşme modeline kalıcı bir katkı yaptığı gün gibi açık. Konuyla ilgili daha uzun uzun anlatmak istesem de bu ilk Clubhouse yazımı uygulamanın bir odadan çıkmak için kullanıcıya sunduğu “Sessizce terk et” seçeneğini kullanarak, bir Clubhouse sohbeti dinlemek üzere sessizce sonlandırıyorum.