Skip to main content

Gelecekte “mülkiyet” kavramının anlamını yitireceği düşünülürse, bu göçmen uygulamaların bir sonraki aşamasında perakende ürünlerinin satın alınması taahhüdü ile büyük perakende zincirlerinin isimlerini taşıyan elektronik eşya markalarımız olabilir.


Hiç unutmuyorum, 2005 yılında bir sunum yaparken, “Bugün size nasıl cep telefonlarını, GSM şirketleri uygun fiyatla verip telefon kullanımınızı artırmak ve taahhüt altına almak istiyorsa, ileride de deterjan üreticileri sizlere aynı yöntemle çamaşır makinelerini uygun fiyatla vererek, kendi satışlarını süreklilik arz eden bir yapıya dönüştürecekler” diye bir tespit yapmıştım. Dinleyenlerden biri söz alıp, “Bu kadar da olur mu? Çamaşır makinesinin yatırımı, bir litrelik deterjan ile ne kadar finanse edebilir,” diyerek karşı çıkmıştı.

Ben de, “Hangimizin haklı olduğunu zaman gösterecek” demiştim. Sadece 12 yıl sonra, dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2017’de (Consumer Electronics Show) tanıtılan ürünlerle benim tespitime ne kadar yakın olduğumuzu görme fırsatımız oldu.

Çamaşır makinesi değil belki ama buzdolabının içine konulan küçük bir kablosuz kamera olan FridgeCam ile bahsettiğim iş modeline çok yakınız. Marketten aldıklarınızı FridgeCam’in önünden geçiriyorsunuz. Akıllı bu kamera, aldıklarınızın barkodlarını tarıyor ve telefon uygulaması ile dolabın içindeki yiyecekleri tanımaya başlıyor. Son kullanma tarihlerine bakıyor ve tüketim tarihi geçtiyse sizi uyarıyor. İlk bakışta bu örnek tek başına bir anlam ifade etmeyebilir. İş modelinin yaygınlaşacağını düşündüren ikinci bir örnekle, trendin nereye gittiğini daha iyi okumakta fayda var.

2025 yılında 1 trilyon cihazın internete bağlı olacağını ve 50 milyar makinenin birbiriyle konuşacağını düşünürsek, evin içindeki cihazların da iletişimde olacağı tespiti çok da hayal ürünü değil. İşte, tam bu sırada GeniCan ile karşılaşıyoruz. 1,5 yıl önce Indiegogo platformu üzerinde tanıtılan bu ürün, çöpleri de akıllı hale getiriyor. Bu uygulama da akıllı kamera mantığı ile çalışıyor. Çöpe attığınız poşetlerin barkodunu okuyan GeniCan, evinizde neyin bittiğini, ya da azaldığını algılıyor. Akıllı telefon uygulaması sayesinde de, size alışveriş listesi yapmanız konusunda yardımcı oluyor.

Siparişiniz insansız bir zincirle evinize gelecek

Binlerce sensorun olduğu, konvansiyonel cihazların yerine akıllı ve internete bağlı cihazların bulunduğu evlerde yaşayacağımız neredeyse kesin gibi.

Perakende sektörünün, “recommendation systems” (öneri sistemleri) ile kişiden bağımsız, yapay zekânın yardımı ile satış yaptığı bugünlerin ardından, hangi evde neyin bittiğini bilen cihazlarla değiş tokuş yaparak talebi ilk oluştuğu an almaya çalışacak teknolojiyi kullanması gelecekte göreceğimiz sıradan bir uygulama olacak.

Çamaşırın bittiğini söyleyen akıllı çamaşır makinelerinin, internete bağlanan buzdolaplarının yeni iş modelleri oluşturacağı, bana göre kesin gibi.

Gelecekte “mülkiyet” kavramının anlamını yitireceği düşünülürse, bu göçmen uygulamaların bir sonraki aşamasında perakende ürünlerinin satın alınması taahhüdü ile büyük perakende zincirlerinin isimlerini taşıyan elektronik eşya markalarımız olabilir.

Gelin, bir adım daha ileriye gidelim…Evin içinde birbirine bağlı cihazlar, doğal olarak internet üzerinden fabrikamızdaki makinelere de bağlı olacak. Bu yolla, milyonlarca evdeki tüketimin verileri fabrikalara akacak. Robotların ve yapay zekânın hakim olduğu üretim bantlarımız, bu verilere bağlı olarak insansız üretimi gerçekleştirecek. Lojistik derseniz; drone  kullanımıyla, onun da insansız çözümü konusunda, teknoloji sektörü mesafe katediyor. İşin ödeme kısmı ise en kolayı… Finans sektörü, bu işe şimdiden adapte olmuş durumda. Anlayacağınız, siz tüketiyorsunuz; sonrasında biten ürün, otomatik olarak evinizin terasına veya balkonuna insansız bir zincir ile geliyor.

Peki, ya üreten insan? Yeni yetenekler geliştirmemiz gerektiği kesin…