Dijital mecralarda pazarlama yapmayan kalmamıştır, ama dijitalin sadece kanallardan biri olduğu dönem geride kalıyor. Sürekli iletişim ve dinamizm sağlayan bir kanal olmanın ötesinde pazarlama modelini değiştiren sosyolojik bir devrimin kaynağı.
‘Sürekli’yi vurguluyorum, çünkü pazarlamacılar olarak takvim hazırlayıp buna göre dönemsel ‘kampanya’ çıkmaya alışığız. Babalar Günü’nü atlattık, Ramazan ile ürünlerimizi eşleştirmeye çalışan bir kampanya sipariş ettik belki de, sonuçları izliyoruz, sonra da okul açılış dönemine hazırlık…
İki kampanya arasındaki boş dönemde, hatta bir kampanya sürerken bile, tek bir konsept veya ürün grubunu siz lanse ederken, müşterilerinizin cüzdanı için mücadele eden farklı sektörden pek çok marka da sürekli iletişim yapıyor. Artık müşteriyle “bağ” kurmak sadece kampanyanın mesajı ve kreatifiyle başarılmanın ötesinde bir şey. Her an herkes için hazır, bir değil birden fazla hizmet, ürün satabiliyor ya da az ürününüzü farklı şekillerde sunabiliyor musunuz? Dijital bunu size sağlıyor! Müşterinin verilerine ulaşmak o kadar zor değil, ister bir banka, ister bir perakende markası olun, internet sitenize hangi şehirden nasıl bir cihazla bağlanılmış, daha önce sizin dijital varlıklarınızla nasıl etkileşime girilmiş ona göre hizmet önerisi sunun. Hatta, internet sitenizde ona göre hizmetleri öne çıkarın, ve dinamik sayfalarınız ile aynı hizmeti farklı ziyaretçilere farklı anlatın!
Deneme yanılma pazarlamada da geçerli
“Müşteri verisi o ölçekte yok ki” diye iç geçirenler, sizi duyuyorum. Şunu kabullenmeli, müthiş bir müşteri veritabanınız belki de hiç olmayacak. Olduğunu sandığınızda ise bir sürü şeyin değiştiğini, o verilerin bazılarının artık pazarlama aracı olmaktan çıktığını görmek de cabası! “Veritabanını ne şekilde fonksiyonel hale getirelim,” diye karar verip küçük başlayın. Bir müşteri segmenti için belli verileri toplayın. Zaten çok ağır bir veritabanı veya veri ambarı, müşterinin bilgilerinin satış ekranına yansımasında küçücük gecikmelere sebep olduğunda satış kaçırtabilir. Bu topladığınız veri ile kurgular yapıp deneyin, daha çok veriye ihtiyaç var mı, varsa ne tür veriye, bunu organizasyonunuz hangi kanaldan toplayabilir, nasıl saklayabilir, nasıl mantıklı senaryo yazabilir? Bunun için organizasyonel ve teknik ne gibi geliştirme ihtiyaçları var?
Deneme yanılma sadece veritabanı oluşturmakta değil, pazarlama yapmakta da artık hayatın gerçeği. Şirketiniz dönemsel kampanyalardan aylık, haftalık, anlık aksiyonlara geçemeyecek kadar ağır olmamalı. Öyleyse bunu değiştirme yolculuğu sürerken bile kısa, küçük ve odaklı deneme kampanyalar yapın. Belli bir coğrafyada, belli bir gruba bir kurguyla gidin, sonuçları irdeleyin, bir daha deneyin!
Takım arkadaşlarınız da birer dijital tüketici, deneyimlerini kullanın. Sadece ürün yönetimi ile bilgi teknolojileri değil, pazarlama iletişimde metin yazan, kurgulayanlar; lojistik; saha satış; finans ve tabii hukukçularınız sürekli(!) yeni dinamik kampanyalar üretmek için verimli çalışan bir takım oluşturmalı. Takım, dijitalden gelen müşteri, satış rakamları, tepkileri okuyabilmeli. Kolay değil ama yıkıcı ve dönüştürücü akıma ayak uydurabilen dinamik takımları oluşturabilen tepe yönetimler dijitalin sadece yeni bir iletişim kanalı olmadığını FAVÖK büyüten ödüllerle anlayacaklar, müjdesini veriyorum!
Yorumlar