Skip to main content

Eğer bot’lar hayatımızın içine bu kadar girecekse, salonda oynayan çocuğunuzdan oyun bot’larının nerede olduğuyla ilgili bir bağırış duyma şansınız çok yüksek. Peki nedir bu “bot” işi? Robotlarla bir alakası var mı?

Annee, “bot”larım nerede?
Ekşisözlük hemen ilk bakılacak yer; bu sefer tanımlar daha sınırlı da olsa şuna rastladım: “İnsan taklidi yapan yapay zekalar için kullanılan bir terim sanki”*. Genel olarak bot, bilişim dünyasında “robot” anlamında kullanılan yaygın bir terim. Pek çok bilgisayar işlemini yarı-otomatik olarak yapabilen robotlar, bilişimin tüm alanlarında kullanılır. En ünlü oldukları alan, arama motorları tarafından kullanıldıkları endeksleme teknolojisidir. İnternet robotu ya da kısaca bot olarak adlandırılan bu yazılımlar e-posta, oyun, kamusal, haber grubu, sohbet, alışveriş, hisse senedi, yazılım gibi hedeflenen bilgi türüne göre farklılaşabilmektedir.

Bu aslında sadece bugünün konusu değil. Bundan 10 yıl önce bile Türkiye’de “bot”lar üzerine çalışan ekipler vardı ki şu an çok daha gelişmiş platformlara sahipler. Hakkının verilmesi gereken şirketlerden biri olan Botego, bu işi henüz bu kadar popüler olmadan önceden beri yapıyorlar. Peki ne oldu da botlar tekrar böyle popüler hale geldi? Sanırım Siri bu işi en popüler yapan örneklerden biri. Diğer yandan Türkiye’de tam randıman alamasak da son 2 yılda bu işi en çok parlatanlardan biri de “Google Now”dı. Ama 2015 sonunda fişeği yeniden ateşleyen tam anlamıyla yine Facebook oldu. Özellikle Messenger üzerine inşa ettikleri yeni stratejilerle paralel olarak, markalara özel müşteri hizmetleri bot’larını destekleyecek yapılar oluşturmaya başladılar. Bununla beraber herkesin gözü artık tamamıyla bot’lara dönmüş durumda.

Temel sorulara cevap veren bu tür servisler sunmak çok popüler olsa da, onları güçlendirecek olan esas parçacığın “Yapay Zeka”lar olduğu konusunda herkes hemfikir. Geliştirilebilir ama kendi kendine de öğrenebilen yapılar önümüzdeki dönemde birçok sektörün daha az maliyetlerle servis verebilmesi için büyük önem taşıyacak. Örneğin, yeni bir girişiminiz var ve bir anda binlerce müşteriye hizmet vermeye başladınız. Bu müşterilerin temel sorularını, sitenize yazacağınız Sıkça Sorulan Sorular’la çözmeniz ne kadar mümkün emin değilim.. ama müşteriye vereceğiniz servis ve onun insani dokunuşa ne kadar yakınsadığı servisinizin genel başarısı için o kadar önemli olacak.

Markalar önümüzdeki dönemde 2 alanda ciddi anlamda zorlanacak gibi görünüyor;

  • Conversational Marketing/Konuşan Pazarlama: Bu eski terim aslında yeni dünyada kendini bulmaya başlıyor. Özellikle mesajlaşma platformlarının yaygın kullanımıyla tetiklenen bu yeni trendle beraber, markaların müşteri hizmeti ve ötesinde birçok servisini artık Messenger veya Whatsapp üzerinde görmeye başlıyorsunuz. Bunun yerel bir örneğini Garanti Bankası’nın Turkcell BiP üzerinde yaptığı işte görüyoruz. BiP üzerinden günlük döviz kurlarından, en yakın ATM’yi bulmaya hatta para transferine kadar giden servislerin sunulmasının yeni ismi artık ‘Conversational’ Bankacılık olmuş gibi görünüyor.
  • Mesajlaşma servisleri üzerinde olmadan kendi başına çalışan uygulama veya web bot’larının sayısı çok artacak. Esas önemli noktaysa sadece size öneriler veren değil, talimatlar alıp hayata geçiren “bot”ların gelmesi olacak. Özellikle Türkiye’de Google Now gibi sesli komutları yerine getiren birçok örneği çok yakın zamanda görmeye başlayacağız.

Son olarak, Curtis White’ın “We, Robots – Staying Human in the Age of Big Data” kitabından bahsetmeden geçemeyeceğim. Yazar bot dünyasını 5 ana kategoride değerlendiriyor: Para Botları, Eğitim Botları, Buddha(Dini) Botlar, Çevre Botları, Sanat Botları. Kitabı ve botların nereye evrileceğini okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Bu yazıyı kapatırken Asimov’dan alıntı yapmadan olmaz: “İnsanlar kendilerini evrende yalnız sanıyorlardı. Şimdi onlara yardım edecek kendini adamış, daha güçlü ve kullanışlı “varlıkları/botları” var. İnsan ırkı bundan sonra asla yalnız olmayacak…”

*bloody mahlaslı yazardan alınmıştır.