2016, sektörümüz açısından ümitle karşılanan bir yıldı. Bir önceki yıl yüzde 31’lik büyüme sağlanmıştı ve büyümenin daha da artacağı öngörülüyordu. Ancak yıla, sektörün birkaç oyuncusunun kapanması haberleri ile başlandı. Yine de sektör yıla iyi giriş yaptı. E-ticaret, tüketici morali ile çok yakın ilişkisi olan bir sektör. Bu nedenle tüketicinin internetteki davranışları çok önemli. Tüketicinin morali internete girdiğinde yüksek değilse, onu alışverişe motive etmek çok kolay olmuyor. 2016’da ülkemizde yaşanan birçok olay, maalesef tüketicilerin alışverişe eğilimlerini azalttı. Bu durum da, 2016’nın sektörümüz adına çok iyi bir yıl olarak geçmemesine neden oldu.
Yine de 2016 içinde sektörümüzün yüzde 30 civarında bir büyüme yakalayacağı görülüyor. Aslında bu büyüme, birçok sektör için harika bir oran olarak kabul edilse de, ülkemizdeki toplam perakende içindeki yüzde 2’lik e-ticaret payının, gelmesi gereken hacim olan yüzde 5-6’ya yükselmesini geciktiriyor. İngiltere ve ABD’deki yüzde 10’luk e-ticaret payı, halihazırda doyuma ulaşmadı. Bu ülkelerde bile e-ticaret hala toplam perakende içindeki payını artırmakta. Dolayısıyla, sektörümüz birçok kere yaşadığımız gibi yüzde 50’nin üzerinde büyümeye aç bir sektör. Yüzde 50’nin üzerindeki büyüme oranları ile sektör, 3-4 yıl içinde gelişmekte olan ülkelerin ortalaması olan perakende içindeki payını (Yüzde 5) yakalayacaktır.
Yılın e-ticaret açısından en önemli dönemi olan son çeyreği, birçok e-ticaret şirketi için gayet iyi başladı ancak yıl sonuna doğru kurda yaşanan büyük dalgalanmalar sektörün hızını kesti. Özellikle birçok fiziksel perakendeci yıl sonundaki kur dalgalanmalarından negatif etkilendi ve yatırımlarını yavaşlattı. Oysa fiziksel perakendeciler için e-ticaret hem konvansiyonel satışları artıran hem de yeni satışlar getiren çok verimli bir kanal. Bu nedenle her ne olursa olsun, bu kanaldaki yatırımları kesmemek gerekiyor. Çünkü ülkemizdeki e-ticaret hacminin büyük kısmını, sadece internetten satış yapan firmalar sağlamakta. Oysa birçok ülkede bunun tam tersi bir durumla karşılaşmaktayız. Bu nedenle sektör üç kat büyüyecekse, bunun önemli bir kısmının, fiziksel perakendecilerin e-ticaret kanallarından gelmesi gerekiyor. Bu nedenle de, e-ticarete uzun vadeli bakılmalı.
Global normlara uygun düzenlemelerle çok daha hızlı büyüyeceğiz
“Bunun için ne yapılması gerekiyor,” diye sorarsanız, öncelikle iyi bir iş planıyla başlamak gerekiyor. İşimizin bütün fonksiyonlarının stratejileri, hedefleri ve yatırımlarıyla en azından üç yıl için planlanması gerekiyor. Bundan sonra ise, bunu iyi bir şekilde, iyi bir ekiple yönetmek çok önemli. Eğer uzun vadeli stratejiler yoksa maalesef satış hızının düştüğü dönemlerde yatırımlar da durmakta. Oysa özellikle markanın güçlenmesi için, bu dönemlerde de uzun vadeli stratejiye uygun aksiyon almak çok önemli. Çünkü bunu siz yapmıyorsanız rakipleriniz yapacak ve aradaki farkı kapatabilmek için “Tekrar gaza basalım” dediğiniz noktada, çok daha büyük bir engeli aşmanız gerekecek. Bunun yanı sıra bir önceki yıl e-ticaret, devletimiz tarafından düzenlenmeye başlamıştı. Halihazırda bu düzenlemelerle ilgili çalışmalar devam etmekte. ETİD olarak bu düzenlemelerle ilgili yoğun mesai harcamaktayız. Sektörümüz global normlara uygun düzenlemelerle birlikte çok daha hızlı büyüyecektir.
2017 için beklentimiz büyük. Sektör, tüm gelişmeleri çok yakından takip etmeli ve ivedilikle harekete geçmeli. Instagram kullanıcı sayısının altı yıl içinde 500 kat büyüdüğü göz önünde bulundurulur ve bu kanalın şu anda neredeyse her marka tarafından kullanıldığı düşünülürse, gelişmeleri hızlı takip etmenin gerekliliği ortaya çıkacaktır.
Umarım 2017’de, yüzde 50’nin üzerinde büyümeye ulaşırız. Bu nedenle, şimdi planınız varsa hemen uygulama, yoksa hemen çok iyi bir iş planı yapma zamanı. Herkese iyi bir yıl dileğiyle…
Yorumlar