E.devlet uygulamalarında güvenlik, kişisel mahremiyet, bir CRM veritabanının Excel çıktısı olmamamız için kritik!
2011’de kamuoyunun ‘İnternet’ime dokunma’ refleksi sayesinde zorunlu dayatılmasından vazgeçilen internet filtreleriyle 1 yılı doldurduk. Bireysel bağlantılarda zorunlu tutulmasa da, üniversite gibi kurumların akademisyenlere ve yetişkin öğrencilerine ‘çocuk profili’ filtreli erişimi uygun görmesi düşündürücü haberlerdi.
Güvenli internete geçmenin ne kadar kolay olduğunu aktaran e.postalar ve cep telefonlarına sık sık gelen kısa mesajlara rağmen, Türkiye’deki yaklaşık 20 milyon internet aboneliğinin 10’da birine ulaşan bir filtre kullanımına ulaşılabildi.
Google Şeffaflık Raporu’nda Türkiye’nin yeri
Ama filtrelerle içerik engellemenin ötesinde tabii ki site yasaklamalarında 2012’de hız kaybetmedik. Google Şeffaflık Raporu’nun en güncel verilerine göre 2012’nin ilk yarısında, Türkiye’de kamu kurumları yaklaşık 2 bin farklı öğenin Google sitelerinden kaldırılmasını talep etti. Çin, S. Arabistan gibi Google ve evrensel internetle ilişkisi farklı olan ve zaten Türkiye’nin karşılaştırılmaması gereken ülkeler raporda yok. Geri kalan ülkeler içinde Türkiye, 2 bin sayfanın engellenme talebi ile tüm ülkeler arasında birinci sırada! (http://j.mp/2bintalep)
Aynı raporda ülkelerin ne sayıda İnternet kullanıcısının gerçek ismi, yazışmaları, nerelerden erişim kurduğu gibi bilgileri Google’dan istediğine baktığımızda Türkiye 120 vatandaşıyla ilgili böyle bilgileri talep etmiş, bu sayı diğer ülkelere göre düşük, fakat Türkiye, Rusya ve Macaristan ile birlikte Google’ın kullanıcı bilgisi taleplerini hiç karşılamadığı sadece 3 ülkeden biri. Bu 3 ülke de az sayıda talepte bulunmuş, Google bu taleplere bir miktar olumlu dönüyor olsa belki çok daha fazla kişi hakkında araştırma talebi görecektik…
Öte yandan, EU Kids Online araştırmasında, 2012 Ekim raporunda da önceki yıl olduğu gibi AB içinde en düşük internet kullanım becerisine sahip çocuklar ve ebeveynler yine Türkler oldu. Yani 2012’de de Türkiye’de maalesef internet kullanıcılarına interneti faydalı ve güvenli kullanmayı öğretmekten ziyade filtreleme çalışmalarına yoğunlaştık. Bu çaba da önemli bulunabilir, ama internet gibi sürekli ve kontrol edilemeyen biçimde çoğalan, genişleyen bir mecrada her gün filtrelenmesi gereken yeni şeyler çıkabilir.
E.devletin refah artırıcı imkânlarını hayal etme aşaması
E.devlet kullanıcı sayısı ise özellikle muayene randevu sisteminin merkezîleştirilmesi ve de yeni eğitim sistemi 4+4+4’le birlikte e.okul uygulamalarıyla artmaya devam etti. Vatandaşa zaman kazandıran bu uygulamalar dışında katma değerli bilgi paylaşımı, karar alma mekanizmasında katılımcılığı yayma gibi e.devlet’in refah artırıcı imkânlarını ise henüz hayal etme aşamasındayız. Zaman ve maddi tasarruf kazancı sağlayan e.devlet uygulamalarının yaygınlaşmasında ise vatandaşın güven sorunu ve internet kullanımı bilgisizliği öne çıkan sonuçlar.
Güven konusu özellikle hassas. 2012’de sıklıkla gündeme gelen RedHack ve benzeri grupların devlet sunucularına rahatça erişimi, ortaya çıkarılan bilgiler kadar vurucu. Zira, ABD’de Obama kampanyasında kullanıldığını gördüğümüz üzere, artık hepimiz devletlerin veritabanında CRM uygulaması yapılabilecek ‘müşteriler’ konumundayız. Hangi konularda mahkemelik olmuş, ne kadar gelir elde etmiş, arabanızı ne zaman değiştirmiş, hangi sağlık sorunlarını yaşamışsınız, hatta görüşleriniz dahi kolayca bir potada eritilebiliyor.
Aynı TTNet’in AB’den kapı dışarı edilen Phorm ile çalışmasıyla bireysel mahremiyetin tehlikeye girmesi gibi, e.devlet uygulamalarına da güveni sarsmamak çok kritik. Ayrıca hakkımızda biriken verileri görebilmemiz, bu verilere ulaşım haklarının oldukça kontrollü ve etik şekilde verilmesi de 2013 bilişim politikaları takviminde baş madde olmalı.
Yorumlar