Cambridge Analytica adlı veri analiz firmasının Facebook kullanıcısı olan milyonlarca kişinin hesaplarından kişisel verileri izinsiz topladığı, ABD ve İngiltere’de kritik siyasî seçimleri etkilemek için usulsüz kullandığı ve Facebook’un buna göz yumduğuna yönelik iddialardan dolayı Mark Zuckerberg’in ABD Temsilciler Meclisi’nde bu suçlamalarla alakalı ifade vermesi sanırım geçen ayın en önemli konulardan birisiydi. Diğer taraftan da Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun tam anlamıyla yürürlüğe girmesi sonrası konuyla alakalı yapılan seminerler, gazete ve dergilerde yer alan haberler ve tüketicinin hakları hakkında yazılan bloglar gündemde fazlasıyla yer edindi. Hem ülkemizde hem yurtdışında kişisel veri ile alakalı konuların fazlasıyla konuşulduğu bir dönemde “veri” denen şeyin öneminin anlaşılması ve çoğu yerde tartışılması sonrası şu sorular gündeme geldi: Kişisel bilgilerimizi nasıl saklarız, bunun yanlış kişilerin eline geçmesini nasıl engelleriz ve bununla alakalı neler yapmamız gerekir?
Yasalar önemli ama tüketicinin de sorumlulukları var
KVK Kanunu gereği tüketici kendisine mesaj gönderen firmaya, kendisine ait ne tip verilerin olduğunu ve firmanın bunları nerelerde kullandığını sorduğunda, firma bunlara detaylı olarak cevap vermek durumundadır. Bu sorulara cevap alamayan, kendisine izni olmadan pazarlama mesajları gönderen firmalardan şikâyetçi olma hakkına sahip olan tüketicinin eskisine göre çok daha güçlü olduğu bir dönemde olsak bile gene de verilerin korunması konusunda hâlâ soru işaretleri bulunmaktadır. Yasaların bizi koruması önemli ama tüketicilerin de kendi üstüne düşen sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Tüketici kişisel verisini bilip bilmediği her yerde herkesle paylaşırsa dünyanın en iyi sistemi de kurulsa değişen bir şey olmayacaktır. Mesela sosyal medya kanalları insanlara zorla paylaşım yaptırmıyor, herkes hayatı ile ilgili gerekenden fazlasını paylaşıp dijital bir iz bırakıyor. Nerede çalışırız, ofiste kimlerle arkadaşlık ederiz, hangi semtte otururuz, hafta sonları nerelere gideriz, hangi tür yemekler yeriz, yaz tatilinde nereye gideriz, medenî durumumuz, araba markamız gibi en basitinden en karmaşığına kadar yüzlerce bilgi paylaşılmış durumda ve paylaşılmaya da devam ediyor. Online alışveriş kanallarına hızlı giriş yapmak için sosyal medya ile bağlan tuşunu tercih edebiliyoruz ve onlarca internet sayfasına da buralardaki bilgilerin akmasını sağlıyoruz. İşin kötü tarafı kişi bu konulara çok dikkat eden birisi olsa bile arkadaş çevresinden birisinin yaptığı yanlış yüzünden onun da kişisel verisi başkalarının eline geçebiliyor. Mesela geçenlerde çıkan bir mobil uygulama kendisine kayıt olunması halinde insanların kendilerini hangi lakap ile kaydettiklerini görebileceğini söyledi ve insanlar deli gibi buraya kayıt olup bu meraklarını giderdi. Eğer bu aşırı meraklı kişilerden birisinde telefon numaranız kayıtlıysa, bu bilgi o mobil uygulamayı yapan kişilerin eline geçti, bununla alakalı kötü bir şey yapılır demiyorum ama sizce de ortada acayip bir durum yok mu, komik hatta trajikomik. Peki, “Konuyla alakalı neler yapabiliriz, kişisel verilerimizi nasıl koruruz,” diye soracak olursanız “Bütün sosyal medya kanallarını kapatmak ve akıllı cep telefonunu kullanmaktan vazgeçmek hatta bir adım öne gidip cep telefonu kavramını hayatınızdan tamamen çıkartmak” derim ama kimse buna yanaşmayacaktır ve çok da gerçekçi bir çözüm yolu olmayacaktır. O yüzden bilip bilmediğimiz her uygulamayı cep telefonuna yüklememek, herkesle bilgilerimizi paylaşmamak, gerektiğinde az ve öz bilgileri vermek bence başlangıç için iyi bir adım olacaktır. Bunun yanı sıra bilgilerinizi sakladığınız dosyaları şifrelemek, bilmediğiniz dosyaları açmamak, Wi-Fi kullanımı olan yerlerde internet kullanımınıza dikkat etmek ve gerektiğinde üye olduğunuz sitelerdeki gizlilik politikasına göz atmak ayrıca faydalı olacaktır.
Hangi bilgiyi, kiminle paylaştığınıza dikkat edin
Özetlersek, verinin en değerli maden olduğu günümüzde belli konularda daha dikkatli olduğunuz takdirde sıkıntı yaşanacağını düşünmemekteyim. Siber güvenlik konusunun da son günlerde en çok konuşulan konular arasında yer alması konunun sadece bireyler için değil firmalar ve hatta ülkeler için bile çok önemli olduğunu gösteren bir işarettir. Hangi bilgiyi kimlerle ne kadar paylaşacağınız konusunda istikrarlı olduğunuz takdirde daha sorun oluşmadan başınızdan savmış olursunuz.
Murat Erdör, Dijital Dönüşüm Danışmanı
Yorumlar