Son zamanlarda pek çok haberde karşınıza çıkmıştır, teröristler sosyal medya üzerinden haberleşti, örgütlendi, organize oldu vs. Mücadelenin bir ayağı bu olaylar. Bir diğer ve bence bir o kadar da önemli olan ayağı hastalıklı düşüncelerini yaymak, sempatizan toplamak, örgüte yeni gencecik, kirlenmemiş insanları katarak varlıklarını sürdürmek istemeleri. Şunu kabul etmek gerek, terör örgütleri dijital dünyayı devletlerden erken keşfetti ve devletin bu konuda yapılanmamasını çok iyi kullandılar. Terör örgütleri kısaca daha erken evrildi. Devletler şimdi şimdi ciddi önlemler, tedbirler almaya çalışıyor. Burada en büyük yardımcıları dev nüfusları ve yüksek teknolojiye sahip alt yapılarıyla sosyal medya devleri. Facebook, Twitter ve YouTube. Aralarında yaptıkları anlaşmaları tabii ki biz bilmiyoruz ama yine de ben yazayım isterim;
Siber korsanlarla ilgili mücadele konusunda birtakım adımlar atılıyor, siber ordular kuruluyor ve bunlarla mücadele edilmeye çalışıyor. Terörle mücadele için siber orduların pek bir faydası yok. Artık kurulması gereken siber ajanlık birimleri. Tıpkı gerçek hayatta nasıl ajanlık diye bir istihbarat yöntemi var, sokakta görsek tanımıyoruz, arkadaşımız dostumuz oluyor, başka ülkelere gidiyorlar. Artık farklı ortamlarda takılan (dijital olarak) ajanlık sistemi aktif olarak kullanılmalı. Kimbilir, belki kullanılıyordur ama ben resmî olarak bilmediğim için yazma gereği hissediyorum. Sosyal medyanın kapatılarak çözüm üretilmesi kadar ilkel ve yetersiz bir tepki verilemez. Hatta, büyük bir eziklik olarak görüyorum bunu. Sorunu çözmek için çok daha profesyonel olmak, akılcı olmak gerekiyor.
Terörün yayılmasında dijitalleşmenin yeri
Terörün son dönemde yaptığı çıkışı düşünün, bu işin global yayılım sağlaması, her yerin tehlikeli bölgeye dönüşmesinin tek bir sebebi var: Dijitalleşme. Kim ne derse desin teknolojinin bu kadar hızlı gelişmesini teröristler çok iyi kullandı. Devletler de bu konuda geri kalınca olan bizlere oldu. Facebook, YouTube ve Twitter’dan vergi almak dışında da bir şeyler almamız gerektiğini görmek zorundayız. Vergi önemli bunu kabul ediyorum ama ‘know how’ yani bilgi birikim çok daha önemli. Sosyal medya devleri ile iyi iletişimler kurmalı, bu alanda çalışacak personelimizi çok ama çok donanımlı hale getirmek zorundayız. Bunun meyvelerini zaman içinde mutlaka alırız. Onlardan öğrendiklerimizin üzerine kendi geliştirmelerimizi ekleyerek çok daha mükemmel çözümler üretme şansına da sahip olabiliriz.
Facebook basına gönderdiği bültende yapay zekâdan nasıl faydalandıklarını anlatıyor. Bizim de bu tip algoritmalar geliştirme zamanımız geldi de geçiyor. Papaz eriğini imam eriğine çevirme projelerini bir kenara bırakmalı ve acilen eğitim sistemimizi yeni dünyaya adapte etmeliyiz. Yazılım, robotik teknolojiler, nesnelerin interneti, siber ajanlar, siber orduları, imam erikleri değil, zekâ kurtaracak. Böyle giderse sulu eriklerimizi yiyerek hangi terör saldırısına kurban gideceğimizi düşünmeye devam ederiz. Bu konu çok ciddi bir konu.
Sosyal medya terörle mücadele konusunda neler yapıyor?
Facebook ve YouTube neler demiş, şimdi onlara bakalım. Eriğin dini konusuna ne kadar zaman ayırmalıyız daha net görelim! Günlük 2 milyar insanın aktif olarak kullandığı dünyanın en büyük ülkelerinden biri olan Facebook, sorumluluğunun farkında. Hatta bu alanda aktif rol oynayarak gerçek dünyaya da ağırlığını koyduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle “Bu mücadelede kolektif bir çalışma içinde olmalıyız” diyor. Nedeni basit, daldan dala atlayan dijital dünya insanı gibi teröristlerde bir Twitter üzerinden bir WhatsApp bir YouTube üzerinden iletişim kuruyorlar. Facebook en büyük olanı ama onlar da sadece onların yetmeyeceğini, hep birlikte hareket edilmesi gerektiğini söylüyor. Pek çok ülkenin güvenlik yetkilileriyle temasta olduklarını aralarında ciddi bir bilgi trafiği oluştuğunu, yetkilileri tespit ettikleri hareketlilikler konusunda hızlıca bilgilendirdiklerini, geliştirdikleri yapay zekâyı bu alanda çok aktif kullandıklarını anlatıyorlar. Bu açıklamanın tamamını teknosafari.com adresine koyacağım. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Okumalısınız çünkü siz de dijital dünya vatandaşısınız ve sorumluluklarınız var. Kimse, “Bana ne” diyemez. Öyle ki fark ettiğiniz tehlikeli içerikleri anında yetkililer ile paylaşmalı, takipçisi olmalısınız. Birebir dalaşma değil aman olayı yanlış anlamayın. Bir gariplik seziyorsanız, sessiz sedasız bu durumu Facebook, YouTube, Twitter, polis, BTK her yere bildirmek sizin vatandaşlık göreviniz. Tabii şunu da unutmayın. Asılsız, amaç dışı ihbarlarda bulunursanız cezasını çekersiniz. Bu hassas bir konu. Kimseyi gereksiz yere suçluymuş gibi gösterme, devlet imkanlarını gereksiz meşgul etme hakkına sahip değilsiniz. Cezasız kalmaz.
Facebook’un yapay zekâ ile ilgili açıklaması şöyle;
Terör içerikli paylaşımları daha topluluğumuz görmeden, hızlı bir biçimde saptamak istiyoruz. Bugün, terör nedeniyle sildiğimiz hesapların çoğunu biz tespit ediyoruz. Yine de terör barındıran içeriklerin Facebook’ta yayılmasını durdurmak için teknolojiyi, özellikle de yapay zekâyı daha iyi kullanabileceğimizi biliyoruz. Her ne kadar teröre karşı yapay zekâ kullanımımız henüz yeni olsa da, bu teknoloji şimdiden potansiyel terör propagandalarını ve hesapları Facebook’tan uzak tutma konusundaki yöntemlerimizi değiştirmeye başladı bile. Şu anda en yeni teknolojilerimiz DAEŞ, El-Kaide ve bunların üyeleri ile ilgili terör içerikleriyle mücadeleye odaklanmış durumda ve zaman içinde bunu diğer terör örgütlerini kapsayacak şekilde genişletmeyi umuyoruz. Teknik çözümlerimizi sürekli olarak güncelliyoruz.
Benzer çalışmaları YouTube da yaptığını açıkladı. Artık kimse görmeden video daha yüklenirken içeriği konusunda yapay zekâ görüntüleri tanıyabiliyor. Yayınlanmasına engel oluyor.
Bu konu artık benim öncelikli gündemlerimden biri olacak. Bireylere, kurumlara, kısacası sosyal medya dünyasının tüm oyuncularını, vatandaşlarını ilgilendiren bir gündem bu.
Timur Akkurt / Teknosafari
Yorumlar