Genç dijital girişimcilerin kurumsal hayat deneyimi az olduğu için, işin başında odaklanılan alan daha çok ürün ve pazar oluyor. Muhasebe, finans, vergi ve hukuk göz ardı ediliyor. Yapının başta beklentilere uygun oluşturulmaması sonucunda, acil sermaye ihtiyaçları yüksek maliyelerle karşılanıyor, iş yapan projelerden elde edilecek kazançlarda öngörülmedik maliyetler oluşuyor. Vergi düzenlemelerinin göz ardı edilmesi elde edilen kazancın önemli bir kısmının kaybedilmesi sonucunu doğuruyor.
Girişimcilerimizi destekleyecek/besleyecek kurumsal yapılar henüz yeterli değil. Hoş, bizde özellikle dijital alanda girişimcilik de zaten yoğun sermaye yatırımı gerektirmeden, yurt dışında tutan işlerin yerli modellerini kopyalamaktan öteye nadiren geçiyor.
Dijital girişimcilik, bu yönüyle maalesef üniversiteden yeni mezun gençlerin asıl işlerine girmeden önce şanslarını denedikleri bir alan olarak kalıyor.
Genç dijital girişimcilerin kurumsal hayat deneyimi az olduğu için, işin başında odaklanılan alan daha çok ürün ve pazar oluyor. Muhasebe, finans, vergi ve hukuk göz ardı ediliyor. Yapının başta beklentilere uygun oluşturulmaması sonucunda, acil sermaye ihtiyaçları yüksek maliyelerle karşılanıyor, iş yapan projelerden elde edilecek kazançlarda öngörülmedik maliyetler oluşuyor. Vergi düzenlemelerinin göz ardı edilmesi elde edilen kazancın önemli bir kısmının kaybedilmesi sonucunu doğuruyor.
Nelere dikkat etmeli?
Yeni girişimlerde şirket yapısı oluşturulurken vergisel ve finansal açıdan ortaklar/yatırımcılar için optimal ‘’Hedef Yapı’’nın geliştirilmesine öncelik verilmelidir.
Özellikle dijital alanda, pek çok girişimcinin öncelikli hedefi ‘’tutan bir iş’’ oluşturabilmek ve bu işi değerini bulunca uygun fiyata pazarlayabilmektir. Zira dijital alanda projelerin kar elde eden hale gelmesi uzun bir süre almakta, bu süre içerisinde maliyetlerin finanse edilebilmesi çoğu zaman girişimci için mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla sürekli yeni yatırımcı/ortak alımı yoluyla finanse edilemediği sürece, tutan/tutacak iş modelleri dahi henüz startup aşamasını geçemeden sonlanmaktadır.
Dolayısıyla işin başında oluşturulacak yapının öncelikle bu gerçeğin gereklerini karşılaması gerekir.
Bu kapsamda, kurulacak şirketin sermaye ve hisse yapısı ile şirket ana sözleşmesinin, gerek yerli gerek yabancı yatırımcıların beklenti ve isteklerine cevap veren, olası satın alma girişimlerinde yatırımcılara kolaylık sağlayan, esnek ve işlevsel bir yapı oluşturacak şekilde kurgulanması gerekmektedir.
Yatırımcıların beklentilerini karşılamanın yanı sıra mevcut ortakların haklarını koruyacak önlemlerin de alınması gerekir. Çoğu zaman anlık finansman sıkıntısının acil çözümü için yapılan basit hatalar, yatırımla mütenasip olmayan oranlarda ortaklık payı ya da hak kaybına yol açabilmektedir.
Bu çerçevede, şirketin ileriye dönük yatırım ihtiyacının, hem yurtiçi hem de yurtdışı alternatif yatırım yöntemleri de göz önünde bulundurularak ve vergisel/hukukî sonuçları hakkında projeksiyonlar yapılarak kurgulanması gerekir.
Şirket türleri
Her iş modeli için uygun olan tek bir şirket türü yoktur. Kimi zaman girişimin şahıs şirketi olarak kurulması uygundur, kimi zaman kooperatif şeklinde örgütlenmek gerekir. Kısa sürede şirketin değer kazanması bekleniyor ve yine kısa sürede hisse satışı yapılacak ise oluşacak yüksek kârın yüksek vergilemeye maruz kalmaması için vergi mevzuatındaki istisnalar ve muafiyetler dikkate alınarak önceden modelleme yapılmalıdır. Yanlış şirket türü ile yola başlamak ve basit hatalar öngörülmeyen KDV ve/veya gelir vergisi yükü oluşturarak kazancın yarısının vergileme yoluyla kaybedilmesine dahi yol açabilir.
Uluslararası modelleme
Dijital girişimin ülkesi olmaz. Dijital sahada iş modelleri mekandan bağımsız olarak gelişme gösterebilmektedir. Türkiye’de yerleşik bir şirket olarak kurduğunuz girişim, kısa sürede birçok ülkede iş yapan uluslararası bir iş modeline dönüşebilir.
Başlangıçta oluşturulan şirket yapısının, kısa zamanda uluslararası bir yapıya dönüşebileceğinin bilincinde olarak, şirketin idaresi ve faaliyetlerin yönetilmesi açısından en efektif yapı oluşturulmalıdır. Özellikle dijital iş modellerinde oluşturulacak uluslarası yapılar sanıldığı kadar yüksek maliyet gerektirmemekte, modelin getirisi maliyetini kat kat aşabilmektedir.
Bu kapsamda Türkiye’nin imzaladığı çifte vergilemeyi önleme anlaşmaları da göz önünde bulundurularak, olası yeni yapılanmaların hangi ülkelerde oluşturulması halinde ortakların beklentilerinin optimum düzeyde karşılanacağı en baştan kurgulanmalıdır. Şirketin mümkün olan en kısa sürede elden çıkarılmasını hedefleyen bir anlayış ile şirketten uzun süreli temettü/kâr dağıtımını hedefleyen anlayışın gerektirdiği yapılar elbette birbirinden farklı olacaktır.
Esnek yapılar
Hiçbir girişim ilk oluşturulduğu yapıda kalmaz. İş modelindeki değişikenlik kadar, hem eski hem yeni ortakların ve çalışanların şirkete katkısı da değişken olacaktır.
Oluşturulacak yapı, ortaklar arası ilişkilerin ve önceliklerin korunması, mevcut hakların kaybedilmemesi veya değişmeye açık olması, geleceğin oluşturacağı fırsat ve faydalardan herkesin yararlanabilmesi veya yararlanamaması seçenekleri önceden öngörülerek kurgulanmalıdır.
Ortak çalışanlar
Girişimin maliyet kalemlerinin minimum nakit hareketini gerektirmesi, yapının minimum işlem maliyeti ile kurulması ve devamının sağlanması her iş modelinin önceliğidir.
Dijital girişimlerde maliyetlerin önemli bir kısmını personel maliyetleri oluşturmaktadır. Özellikle nitelikli personel istihdamı gereği daha işin başında yüksek personel maliyetlerine yol açmaktadır.
Bu noktada, personel maliyetlerini düşürmek ya da aynı ücret düzeyinde daha nitelikli personel istihdamı sağlayabilmek için belli bir süre çalışma karşılığında çalışana ayrıca şirket ortaklığı vadedilmesi de alternatif bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.
Mevcut iş sözleşmesine dayanarak yapılan ilave sözleşmeler ile çalışanların belirli bir süre boyunca, özverili, dürüst, başarılı çalışması karşılığında şirketten (dolayısıyla ortaklardan) hisse kazanması sağlanmaktadır. Belli bir süre boyunca şirkette kesintisiz ve aktif olarak çalışan personel, şirket tarafından herhangi bir nedenle iş sözleşmesi feshedilmediği takdirde, öngörülen maddî şartlar da yerine getirildikçe belirlenen sürede belirlenen miktarda hisseye kısım kısım hak kazanmaktadır.
Bir hayalin peşinden gittiğinin farkında olan çalışanlar, inandıkları projenin ileride başarılı olacağı varsayımı altında, gelecekte değer kazanacak şirket hisselerine ilave bedel ödemeden sahip olma fırsatı kazanmaktadır. Şirketler ise bu sayede nitelikli işgücüne daha az maliyetle daha uzun süre güvenli bir şekilde ulaşmaktadır.
Onur Elele
Yorumlar