Mart’ın başında ‘öncesini’ yaşıyorduk. Çin’in dışında global bir krizin esamesi okunmuyordu, Kuzey İtalya’da 41 kişi ölmüştü. Ana Avrupa’nın geri kalanında ise yaşam aynıydı. ABD, ilk ölümü 1 Mart’ta açıkladı. Mart’ın sonunda ise artık ‘sonrasını’ yaşıyorduk. Dünya kapandı; Tom Hanks, Boris Johnson gibi ünlü isimler de dahil yüz binlerce insan testlerde Covid pozitif çıktı. Anın, yaşadığımız günün ötesinde bir hayal kurma kapasitemizi kaybettik. Ne öncesi, ne sonrası; sadece Zoom toplantıları, Netflix, eve söylenen yemekler…
Pandeminin en büyük etkisi teknolojik dönüşümü hızlandırmasıydı. 2020’nin başında ABD’de e-ticaret perakendenin yüzde 16’sıydı. Pandeminin ABD’ye ulaşmasından sekiz hafta sonra (Mart-Nisan ortası) bu oran yüzde 27’ye çıktı ve düşmüyor. 10 yıllık e-ticaret büyümesini sekiz haftada yaşadık.
Tüm iş toplantıları online oldu, tüm öğretmenler online oldu, sosyal toplantılar ekrana taşındı. Apple’ın 1 Trilyon dolar değere ulaşması 42 yıl sürdü, 1 Trilyondan 2 Trilyona çıkması ise 20 hafta sürdü (Mart-Ağustos arası). Aynı haftalarda, Tesla sadece dünyanın en değerli otomobil şirketi olmadı; Toyota, Volkswagen, Daimler ve Honda’nın değerlerinin toplamını da geçti. Burada ilginç olan şu ki Tesla 2020 yılında 400 bin araba yapacak; diğer markalar ise toplamda 26 milyon araba üretecek.
ABD’de 2 milyon genç ailelerin evine döndü
Negatif trendler de görülmemiş bir hızla büyüdü. Pandeminin ilk üç ayında, ABD Büyük Buhran’ın iki yılında yaşanan işsizliğin iki katını yaşadı. ABD’deki evlerin yarısında en az bir kişi ya evini kaybetti ya da maaş indirimini kabul etmek zorunda kaldı. Yıllık geliri 40 bin dolardan az olan hane halkının yüzde 40’ında işten çıkarmalar yaşandı; bu oran yıllık geliri 100 bin dolardan yüksek geliri olanlarda yüzde 13’te kaldı. Sonuç olarak dünya öyle ya da böyle daha hızlı dönüyor. ABD’deki en önemli ve en büyük üç sektör (sağlık, eğitim, market) kesinlikle görülmemiş bir değişim yaşıyor. Dünya nüfusunun sadece yüzde 5’i olan ABD, hasta sayısı ve ölümlerin yüzde 25’ini yaşadı. 20 milyon yeni işi yaratmak 10 yıl alırken; 40 milyon işin yok olması için ise 10 hafta yetti. Seyahat endüstrisi bitti, restoranlar karardı ama silah satışları arttı. 2 milyon genç ailelerin evine döndü. Bu kadar sıkıntı çekmenin yıllardır devam eden sebepleri var. İkinci Dünya savaşında, ABD halkı devletine borç verdi, marketlerde çikolata bile bulamadı, fabrikalar silah üretmek için dönüştürüldü, petrol tüketimini azaltmak için yollarda 35 mil/saat limiti kondu. Bugün ise ABD, Afganistan’da 19 yıldır savaşıyor, marketler ağzına kadar dolu. Benzini içen kamyonların üzerinde ‘birliklerimizi destekliyorum’ çıkartmaları var. Ne kadar kazanırsan, o kadar az vergi ödüyorsun. Ama ABD’nin geleceği çoktan 6,5 Trilyon dolarlık açıkla ipoteklendi. Bu arada zengin ile fakirin arasında uçurum büyüdü. Zenginler, pandemi döneminde Netflix, aileleriyle geçirdikleri zaman, borsanın artışı gibi şeylerden yararlanırken düşük gelirli ABD’liler hastalık konusunda iki kat daha fazla riske sahipler. Bu arada rekor işsizliğe ve 200 bin kişinin yaşamını kaybetmesine rağmen borsa yükseliyor. Fakat, burada da detaylara bakmak gerekiyor. ABD’nin en büyük 500 şirketinin hisseleri artarken, orta büyüklükteki şirketlerin hisseleri yüzde 10 azaldı. Küçük şirketlerin hisseleri ise yüzde 15 azaldı. Temmuz sonu itibariyle, Tesla hisseleri yıllık yüzde 242 artarken GM hisseleri yüzde 31 düştü. Amazon hissesi yüzde 67 artarken JC Penney iflas etti. Büyük ile küçük; yenilikçi ve geleneksel arasındaki fark iyice belirginleşti.
Teknoloji şirketleri ise uçtular. ABD’deki dokuz teknoloji şirketinin değeri 1,9 Trilyon dolar arttı. Sadece Amazon, Apple, Facebook ve Google’daki değer artışı 1,1 Trilyon dolar. Bu dört şirket ve Microsoft, ABD’de halka açık şirketlerin değerinin yüzde 21’ini oluşturuyor. Bunun karşısında ExxonMobil, Coca Cola, JP Morgan, Boeing, Disney ve 3M’deki değer kaybı 500 milyar dolar civarında.
Dönüşümün medya ve reklam piyasalarına etkisi dramatik
İnsanlar evden çalışmaya alışıyor ve korona sonrasında da herkesin ofise döndüğü bir düzen olmayacak. Fakat okulların açık olmadığı durumda da yaşanan yüksek stres ve yorgunluk ortada. Evden çalışmanın asıl yararını çocuklar okula döndükten sonra göreceğiz. Bu arada şirketlerin de ofislere aldıkları yiyecek içecekten tasarruf ettiklerini çalışanlarının evlerinde doğru bir çalışma düzeni kurmasına harcamaları gerekiyor. Bu arada evden çalışmanın şöyle bir riski var: Eğer işiniz Denver’daki evinizden yapılabiliyorsa, Bangalore’dan da yapılabilir. Bu arada gelir dağılımındaki problemin etkisi evden çalışmada da ortaya çıkıyor. 100 bin dolardan fazla ödenen işlerin yüzde 60’ı evden yapılabiliyorken, 40 bin dolar ödenenlerin sadece yüzde 10’u evden yapılabiliyor.
Kurumlar açısından bu krizin özgün yapısı, diğer krizlerden farklı bir bakış açısını gerektiriyor. Hatta, nakit durumu iyi olmayan, borçlu, markası yeterince büyük olmayan şirketlerin çalışanlarını koruyan, müşterilerini zor durumda bir çıkış aramaları gerekebilir. Özellikle bazı sektörler için yaşamda kalma, radikal bir maliyet azaltma yeteneğine dayanacak. Bazen bir ürünü hemen yüzde 80 indirimle elden çıkarmak bir ay bekleyip yüzde 60 ile elden çıkarmaktan daha iyi olacak. Maliyet bazının ne kadarının sabit, ne kadarının değişken olduğu da çok önemli. Uber, kendi maliyetlerini yüzde 60-80 azaltabilirken; kendi arabalarına sahip Hertz iflas etti. Boeing’in 10 Milyar dolar nakdi var ama cirosu yüzde 80 azalırsa maliyetlerini sadece yüzde 10-20 azaltabiliyor.
Medya ve reklam piyasalarında bu dönüşümün etkisi çok dramatik görünüyor. Son beş yılda Google hisseleri yüzde 114; Facebook hisseleri yüzde 174 artarken WPP yüzde 63 azaldı. Mart 2020’de dijital reklam pazarı yüzde 4 büyürken, basılı reklamlar yüzde 25; TV reklamları da yüzde 13 azaldı. Amazon ve Apple’daki dokuz aylık değer artışı; Disney, AT&T, Netflix, Comcast vs. medya şirketlerinin toplam değerinin üzerinde.
Covid-19 ile mücadele herkesin kendi sorumluluklarını toplum için de yerine getirdiği bir düzende gerçekleşebilir. 2. Dünya savaşında, ABD’de yetişen sebzelerin üçte biri insanların kendi evlerinde oluşturdukları ‘zafer bahçeleri’nden geliyordu. Bugün tüm dünyada benzer ortak çabalar nerede ki? Maske giymeyi reddeden, tanıdığı restoranları açtırıp arka kapıdan girerek buna da özgürlük diyen bir insanlık nasıl oluştu?
Onur Erbay, Naviga Capital Yönetici Ortağı
Yorumlar