Bir zamanlar mahalle fotoğrafçıları vardı, senenin bazı günleri gidilir ve çocukların fotoğrafı çektirilirdi. Çocuk güzel bir çocuksa, o fotoğraf yıllarca mahalle fotoğrafçısının vitrinini süslerdi. Bir de kalın ciltli, yapıştırmalı fotoğraf albümleri vardı. Çocukların güzel giysili ve en saf halleri, misafirlere gösterilmek üzere fotoğraf albümünde yerlerini alırdı. O zamanlar fotoğraf çekmek de meşakkatli işti, fotoğraf makinesi herkeste yoktu, olsa bile çekilen fotoğrafların bastırılması gerekiyordu.
Fotoğraf albümleri modasını yitireli çok oldu. Şimdinin çocukları çoktan dijital albümlerde daha doğrusu sosyal medyada yerlerini aldılar. Ancak, bu yer almanın çocukluğumuzdaki gibi birkaç fotoğrafla olduğunu söylemek mümkün değil. Instagram’da, Facebook’ta, YouTube’da, çocukların nerdeyse her gününü, hatta her anını görebilmek mümkün. Bunda kuşkusuz, çocuklarının komik, şaşkın, üzgün, ağlak, uykulu, uykusuz, ağzı açık, üstü açık ya da koşarken, yürürken ve uyurken her türlü fotoğrafını çeken ve sosyal medyada her daim paylaşmaktan geri kalmayan anne ve babaların payı çok büyük. Bu anne babalara desek ki, “Bir gün bu çocuk büyüyecek ve gerekli gereksiz her yayınlanan fotoğrafın hesabını soracak, kişilik haklarımı ihlal ettiniz” diyerek sizi suçlayacak, o zaman bu işten vazgeçerlerdi.
Bugüne kadar böyle bir sorun olmamıştı, çünkü bugünün yetişkinleri sosyal medyada herkesin gözü önünde büyümemişlerdi. 2015’te İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, bir çocuğun 5 yaşına kadarki dönemde yaklaşık bin fotoğrafı sosyal medyada paylaşılmış. 2014 yılında ABD’de yapılan bir araştırma, annelerin yüzde 63’ünün Facebook kullandığını, bunların yüzde 97’sinin çocuklarının fotoğraflarını paylaştığını, yüzde 89’unun çocuklarıyla ilgili durum güncellemesi yaptığını ve yüzde 46’sının ise çocuklarının videolarını paylaştığını ortaya koydu.
Yavaş yavaş bazı ülkelerde örnek vakalar görülmeye başlandı bile. Birkaç ay önce, Fransız jandarması Facebook’ta bir uyarı yayımlayarak, anne babaların çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada fazlaca paylaşmamasını, bu paylaşımların hem çocukların mahremiyetini ihlal ettiğini, hem de pedofillerin ilgi alanına girebileceğini, ayrıca bu çocukların yetişkin hale geldiğinde kendilerini dava edebileceğini hatırlattı.
Ebeveynlere sosyal medyada çocuklarının fotoğrafını paylaşırken sorumlu olmalı
Henüz Türkiye’de bu şekilde bir vaka olmadı. Ancak, 18 yaşını doldurup yetişkin olan herkes, kişilik haklarının bir parçası olan özel hayatın gizliliğinin yani mahremiyetinin ihlal edildiğini iddia ederek anne babasına dava açabilir. Tabii, konunun buralara kadar gelmesine gerek kalmayabilir. Anne ve babalar, biraz daha sorumlu davranarak çocukların her fotoğrafını paylaşmayabilir.
Çocukların kişilik haklarının ihlal edilmesi bir yana, konunun görmek istemediğimiz hatta bilmek dahi istemediğimiz bir yanı daha var. Paylaşılan her çocuk fotoğrafı, aynı zamanda pedofillere de malzeme olabiliyor. Çocuklarının çamaşırlı, mayolu, kısa elbiseli fotoğraflarını sosyal medyada paylaşan anne babalar, bu tür fotoğrafları sergileyen sitelere ve pedofillere bilmeden ve istemeden malzeme çıkartabiliyorlar. Geçenlerde, bu tür çocuk fotoğraflarından oluşan birçok Facebook sayfası, tepki ve ihbarlarla sosyal medyadan kaldırıldı, tespit edilen sorumlulara ise soruşturma başlatıldı.
Yorumlar