Batman, Superman, Captain America, Wonder Woman ya da Iron Man… Süper kahramanların modası hiçbir zaman geçmese de hayatımıza ilk girdikleri andan itibaren mevzuları aynı; dünyayı kötü adamlardan kurtarmak! Hatta son zamanlarda moda olan film serileri ve diziler sayesinde dünyayı kurtarmaktan ziyade kendi hayatlarını da düzene sokmak gibi son derece dünyevi dertleri var. İtiraf etmek gerekiyor ki yeni nesilin dertlerine derman olacak süper kahramanın gösterişli bir kıyafete ya da pelerine ihtiyacı yok. Birikmiş öğrenim kredilerini bir anda ortadan kaldıran, torpille kendine yer açan sıradan birinin bilgilerini ele geçiren ya da kredi kartı borçlarının bir anda toza karışmasını sağlayan sıradan görünümlü biri, dünyayı eliyle çevirebilen bir adamdan daha karizmatik artık! Üzerine bir de bilgisayar ekranına bakarken ve klavyeyi on parmak kullanırken kötü adamların bütün foyalarını dünya ile paylaşacaksa belki de yeni neslin aradığı kahraman siyah kapişonlusunun altında sessiz sedasız oturan Elliot’tır.
Mr. Robot’u bugüne kadar hiç duymadıysanız size kısaca anlatalım. Bu aralar ikinci sezonunu izlediğimiz, geçtiğimiz yazın sessiz sedasız en iyi bir iki işinden biri olan, psikolojik-teknolojik ve aksiyon tarafını elden bırakmayan bir drama Mr.Robot. Rami Malek’in canlandırdığı gündüzleri bilgisayar programları ve güvenlik kodları yazan, akşamları hacker olan Elliot Alderson’un etrafında dönen hikaye kimilerine göre yeni nesil “Fight Club”, kimilerine göre modern bir “Blade Runner “ anlatımına sahip. Dizinin yaratıcısı Sam Esmail, Mr. Robot’un çekimi ve esin kaynakları hakkında Vulture’a konuşurken şunları söylemişti:
“The Sopranos televizyonun altın çağını başlattı. Televizyon şimdi daha büyük ve sinematik olma konusunda daha zengin. Bu da bize yardımcı oluyor. Çok ünlü yapımlardan etkileniyoruz ve bu Mr. Robot’un varlığını her anlamda çok daha zengin kılıyor.”
Dizinin ilk sezonu dünyayı eşitsizlikten kurtarmanın yolunun silahlardan ya da yumruklardan geçmediğini resmederken, bir yandan da Elliot’un iç dünyasındaki sarsıntıları anlattı. Bu süreçte hikaye diğer karakterlerle daha da güçlendi. Diziye ismini ve konusunu veren Mr. Robot (Christian Slater), hırsı ve karanlık tarafı ile yeni favori kötümüz olmayı başarıp, dizinin adeta kara kutusu olan Tyrell Wellick (Martin Wallström), Elliot’un büyük takıntısı ve bir nevi büyük aşkı Angela Moss (Portia Doubleday) ve asi halleriyle birleştirdiği zekası ile Darlene (Carly Chaikin) Elliot’un ve dizide ismini bol bol duyduğumuz fsociety meselesinin etrafında yerlerini aldılar. İkinci sezon, ilk sezonda başlayan hareketin devamında karakterlerin şekillenen hayatlarını ve yeni bir operasyonun nasıl hayata geçeceğini anlatıyor. Belirtmeden geçmeyelim, ilk sezonda olduğu gibi ilk beş bölüm olayı ilmek ilmek işlerken altıncı bölümden sonra dizinin hızı bir anda yükseldi. Kısacası Mr. Robot’u izlemek istiyorsanız sabırlı olmanızda fayda var. Her güçlü hikaye gibi önce anlatacağını anlatıp sonra harekete geçtiği için izleyicinin olayın içine girmesi biraz zaman alıyor.
Mr. Robot’un sadece filmlere ve dizilere referans verdiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Yeri geliyor Elliot bir CD’nin üstüne Pink Floyd’un unutulmaz şarkısı “Wish You Were Here”’in ismini yazarken sahneye başka bir anlam katıyor. Yeri geliyor Van Gogh tabloları görülüyor ve bunun üzerine (örneğin Wheatfield with Crows) anlamları üzerine bir takım konuşmalar geçiyor. Fight Club’a selam ettikleri birinci sezonun dokuzuncu bölümünde Where Is My Mind? şarkısını çalarak bir nevi saygılarını da sundular. Dizinin ilk sezonunun bölüm adları popüler video formatlarıyla bitmekte ve rakamlar içermekteydi. İkinci sezonun bölüm isimleri ise bilgisayar programları ve güvenlik sistemlerinden esinlenilmiş. Kısacası Mr. Robot kendi hikayesine devam ederken ufak detayları da ihmal etmiyor.
Dizide sürekli fsociety olarak ismini duyduğumuz hacker ekibinin Anonymous’dan etkilendiğini neredeyse bilmeyen yok. Dizinin ilk sezonundan beri aktif olan www.whoismrrobot.com/ sayfası ise sürprizlerle dolu diyebiliriz. Amerika’da siteye giriş yapan bir kısım izleyicinin “Bilgisayarım hacklendi mi?”sorusunu sosyal medya üzerinden sormasına neden olan sayfayı ziyaret etmenizi kesinlikle öneriyoruz. ISL’nin Twitch (oyunseverlerin 24 saat izleyebileceği canlı yayın sitesi) üzerinden yaptığı kampanya epey ses getirmişti. 1.6 milyon izleyici tarafından izlenen “Borçlarınızı siliyoruz!” operasyonunda 309,651 email adresi toplandı, toplamda 63,363 tweet atıldı. Bu noktada Mr. Robot’un sadece bir dizi değil, proje olarak ilham verici olduğunu da söyleyebiliriz.
Dizinin oyuncularından biraz daha bahsetmemiz gerekirse Christian Slater’ın varlığı bile dizinin çıtasını bir adım üste taşıyor. Interview With The Vampire, True Romance ve Untamed Heart filmlerindeki rolleri ile sinema izleyicisinin takdirini kazanan Slater, Mr. Robot’ta belki de kariyerinin ikinci baharını yaşıyor. Need For Speed, The Pacific ve 24 ile tanıdığımız Rami Malek ise Elliot karakterinde seyirciye verdiği his ve sergilediği performansla şimdiden ekranın en büyük starlarından biri olmayı başardı. Mini dizi olarak tasarlanan ve başarılı olup olmayacağı belli olmayan Mr. Robot reytingleri yüksek gelince ve izleyicinin ilgisini çekince bir anda uzun zamanlı bir diziye dönüştü. Bunda başrolerin performansı kadar yan rollerin de payının oldukça fazla olduğunu düşünüyorum.
Dizinin yapımcısı Sam Esmail, The Hollywood Reporter’a verdiği röportajda “İlk sezon oldukça riskliydi, ikinci sezonda daha da fazla risk aldık. Bunun sebebi ise seyircimizden bu güveni almış olmamız diyebiliriz. Demode şeyler yapmayacağız ve çok bilindik bir alanda top çevirmeyeceğiz.” dedi. İlk sezonu ile En İyi Drama Dizisi ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarından Altın Küre alan Mr. Robot’un ikinci sezonuyla hangi ödülleri alacağı ve sezon finalinde ne gibi bir sürpriz yapacağı şimdiden merak ediliyor. İlk sezonun finalinde dünyanın dört bir yanındaki ayaklanmalara göndermeler yapan, (Gezi Parkı olayları da bunlardan biriydi) Obama’nın konuşmalarına yer veren, göz ardı edilemeyen bir politik duruş sergileyen Mr. Robot ilerleyen yıllarda V For Vendetta gibi bir etki bırakır mı dersiniz?
Diziyle alakalı ilginç bulabileceğiniz beş bilgiyi madde madde anlatarak yazıyı kapatalım
1- Dizinin yapımcısı Sam Esmail on beş senedir Hacker kültürü ile alakalı bir dizi/film yapmak istiyormuş. Bu yüzden Mr. Robot onun için çok önemli bir proje.
2- Rami Malek sette sürekli şaka yapıyor. Darlene’i canlandıran Carly Chaikin’in karavanını jelibonlarla doldurmuştu. Darlene’nin dizideki favori aburcuburunun jelibon olduğunu düşünürsek hiç fena bir şaka değil!
3- Elliot karakteri için tam 164 aktör deneme çekimine girdi.
4- FSociety logolu stickerları metro sahnelerinde görebilirsiniz, eğer dikkatli bir izleyici iseniz… Özellikle birinci sezonun dokuzuncu bölümüne dikkat!
5- Dominique Dipierro karakteri ile diziye katılan Grace Gummer ünlü aktrist Meryl Streep’in kızıdır.
Nida Fındık, Ekran İşleri – N’oluyo
Yorumlar