Türkiye tarihinin en büyük şokunu yaşatan terör saldırının etkisi üstümüzde. Ankara’daki patlamayı bu yazı yazılırken hâlâ üstlenen olmasa da IŞİD’den şüpheleniliyor. Fail kim olursa olsun, IŞİD’in bugün geldiği noktaya nasıl ulaştığını TV’de hep devletlerin gizli desteklerine indirgeyen komplo teorilerini dinliyoruz.
El Kaide’den çok daha büyük bir güce dönüşen örgüt kırsalda derebeylik kurmaktansa Rakka, Musul gibi büyük şehirleri ele geçirmek için başka örgütlerle de ortaklık yapabilerek farklılaştı, ama asıl farkı halifelik ilan eden lideri olması idi. Türkiye’de nasıl Osmanlı dönemine özlem duyuluyorsa Müslümanlar’ın çoğu da Halifelik dönemlerini hayal ediyor; ezilen, dışlanan, hor görülen, sığınmacı olan değil şaha kalkan bir topluluk dönemini! Bugün 1,6 milyar Müslüman’ın ortanca yaşı sadece 23!
Türkiye’de ve dünyada tabii politikacılar da dâhil olmak üzere, “sosyal medyanın terör amaçlı kullanımı” ifadesiyle bir şeyleri şeytanileştiriyor, dışlıyor veya da üstüne eğilip strateji yapmaktansa kapatmaya çalışıyoruz. Aslında genç bir İslam âlemi söz konusuyken, “sosyal medyanın ‘gençce’ kullanımı”nı anlayıp üstüne eğilmek gerekiyor. 5 bini Avrupa ve Amerika’dan olmak üzere tam 90 ülkeden 25 bin kişinin örgüte katılmak için bölgeye gittiği tahmin ediliyor!
Google Politika Direktörü Victoria Grand, “Sosyal medyada IŞİD’in viral patlamasını seyrediyoruz, karşıt çabalarsa viral olmaktan çok uzakta” diyor. Devletler propaganda sitelerini buldukça kapatıyor, dehşet videoları siliyor, Kur’an-ı Kerim’in barışçıl bölümlerini öne çıkaran içerikler paylaşmaya çalışıyorlar. Fakat Batı, Charlie Hebdo’dan sonra biraz değişse de, doğrudan tehdit altında hissetmediğinden stratejik öncelik vermiyor.
Bu durumda bireyler ve farklı gruplar insiyatif almaya kalkıyor. 2014’te ülkemizde yine terörist olarak anılan bir başka grup Anonymous, IŞİD’e karşı online savaş açtı, yüzlerce internet sitesini çökertip özellikle de Twitter hesaplarına odaklandılar. Zira viral patlamasını Twitter’dan etkili şekilde yükselten IŞİD’e sempatizan on binlerce hesap var.
Terör örgütünün interaktif propaganda yöntemleri
Devletler ‘bunu yapmayın’ diye karşı propaganda yapıyor, ama gençlere ne yapmalarına dair etkileyici çözümler sunamıyor. İnteraktif yöntem izlemiyorlar, halbuki sosyal medyada etkinliğini artıran IŞİD her kitleye farklı iletişim sunuyor, oyuncu gençlere Call of Duty’deki yeniden canlanmaya referans vererek, “Biz cennette yeniden canlanırız” esprili görseller sunuyor, genç kızlara Halife markasının altını kadınların desteğiyle dolduracağını övgüyle anlatıyorlar, hem de merkezî değil dağınık ve etkin olarak.
Devletlerden daha başarılı olan bazı sivil toplum kuruluşları ise, bunu IŞİD sempatizanı olma yolundaki kişileri online keşfederek birebir sohbetle başarıyorlar. Hatta Facebook’un tanımadığına 1 dolara mesaj at özelliğiyle kişilere ulaşıyorlar, tabii bazen o kişi çoktan Suriye’ye yerleşmiş olabiliyor! Ama bugün başarının koşulu empati yapabilmek, kendini karşısındakinin yerine koyabilmek! Zira sadece daha fakir ya da savaş altındaki Müslüman ülkelerde değil Türkiye’de dışlanmış hisseden sayısız genç var. Fakat, “O TV kanalı şu kanadın, bu gazete bunun, o restoranda şunlar yemek yer” noktasında bir toplumun yöneticileri tarihteki en başarılı sosyal medya kullanımı ödülüne aday örgütün yeni adaylarına empatiyle online sohbet ve ilgiyi kimden talep edecekler, soru bu…
Yorumlar