Ağdaki noktalar arasında doğrudan birebir (P2P) bağlantısıyla, merkezi ve aracı bir finansal kurum olmadan maddi “değer” transferi sağlayan şifreli/kriptolu para birimlerinin öncüsü Bitcoin’i bugün 100 binden fazla satış noktasında kullanmanız mümkün.
Söz konusu olan bir sanal “para” olunca, arkasında devlet olmaması, altın gibi varlıktan türetilen sistemlerle bağlantısızlığı, değerindeki büyük dalgalanmalar soru işaretlerini büyütüyor. Fakat Bitcoin paranın 3 özelliğini de taşıyor, değişim aracı, hesap birimi ve değer biriktirme aracı olmak. Bu yetkinliği gören girişimciler de alternatifler yarattı, 2014’te kriptolu 500’ün üstünde para birimi internette kullanımdaydı, fakat işlemlerin yüzde 90’ından fazlası Bitcoin üstünden yapılıyor.
Fakat 500 kriptolu paranın yaygınlaşabilmesi, insanların çaresizce bir sanal para ihtiyacı içinde olmasının ötesinde nedenlere dayanıyor. Bitcoin sisteminde ilk günden bugüne her bir işlem üstüste yazılarak Blockchain denen elektronik kayıt defterinde tutuluyor. Çarpıcı olan ise bu defterin özel bir kurumun mülkiyetinde olmaması, dünya genelinde sayısız bilgisayarda kopyalarının tutuluyor olması, böylece işlemlerin pek çok bilgisayar tarafından kontrol ediliyor!
Aslında finansal kurumların güçlü olan mevcut sistemleri, sahtekarlıklar ve insan hatalarından risk altında kaldığından, Blockchain ile gelişkin doğrulama ve güven ortamı sağlanıyor, hem de dağıtık bilgi işlem gücü sayesinde son derece düşük maliyetlere.
Blockchain finans dışına da taşınabilir
Finans odaklı teknoloji girişimleri (fintech) de bu altyapıyı baz alan hizmetler geliştirme çabasında. Kara para transferi cenneti denen Bitcoin’e en saygınlık kazandıran haberse, dünyanın en hacimli 2. borsası olan NASDAQ’ın yeni olan ‘özel pazar’ındaki şirketlerin hisselerinin sahibiyetini Blockchain altyapısı ile saklamayı denemek üzerinde çalıştığını duyurması oldu. Çoğu küçük şirket genelde basit tablolarda ortaklık yapısını tutar, yeni bir hisse satışı yapıldığında tabloyu tekrar mali müşavir, avukatlara onaylatmaya, doğrulatmaya giderler, burada hem güven, hem doğruluk problemleri hem de dışardan anlık doğru görüntüyü görebilme zorlukları yaşanır. Blockchain sisteminde her işlemin pek çok kez farklı kaynaklarca kontol edilerek üst üste yazılması basit ama etkin bir çözüm olacak.
Bitcoin’in kriptolu sanal para ve varlık özellikleri taşımasının ötesinde Blockchain tasarımı ile kriptolu platform özelliği içermesi günümüzün ağ ekonomisinde bugün aklımıza gelmeyecek olasılıklar sağlayabilir. Pek çok uzman, Bitcoin’i 10 yıl önceki sosyal ağ, e-ticaret, mobil altyapı patlamalarına değil, internette iletişimin temelini atan TCP/IP gibi gelişmelere benzetiyor, ki onların üstüne web tarama, e-posta gibi hizmetler kurulmuştu. Belki de Bitcoin mantığı ve Blockchain doğrulaması üstüne farklı Facebook, Google, Airbnb’ler göreceğiz. Bugüne kadar kriptolu para birimleri ile alakalı girişimlere 500 milyon doların üstünde risk sermayesi yapıldığı hesaplanıyor.
Blockchain’in bazı sınırlamaları konsensusla değiştirilebiliyor. Ama geçici veya alternatif çözümler, örneğin yan kayıt defteri yöntemleri “sidechains” ile aşılabiliyor. Sistemi genişletilebilir kıldıkça, her türlü e-varlık, merkezi aracısız, yüksek komisyonlar olmadan güvenle el değiştirebilir, uçuş milleri, hisse senetleri, sigortalar, mortgageler ve daha uçsuz bucaksız alanlarda milyarlarca liralık hacim böylesi sistemlerden geçebilir. Gezegendeki transferlerin çoğunun böyle bir teknolojiye kayması ise hem kamu hem iş dünyasında önemli değişikliklere yol açacaktır. Bitcoin ve varyantlarını yakından takip etmeye değer.
Yorumlar