1. Söz konusu kararı vermek için gerçekten ne kadar zamanınız olduğunu iyi tespit edin ve mümkün olan maksimum süreyi mutlaka sonuna kadar kullanın. Sınavdan asla erken çıkmamanız gerektiği gibi kararınızı da erken vermeyin. Bu boşu boşuna alınmış gereksiz bir risktir. O kararı almak için ne kadar zamanınız varsa [3 dakika, 5 dakika, 25 dakika, 1 gün, 1 ay] onu sonuna kadar tüketin.
2. Bu süre içerisinde duygularınızla değil aklınızla değerlendirme yapın. Ben 9 yılda 5 bin dolayında girişimci adayı ile çalıştım ve duygularıyla karar verenlerin, kalbinin götürdüğü yere sürüklenenlerin “en sonunda” hedeflediği mutluluğu yakalayabildiğini pek görmedim. Ama hedefleri için rasyonel ve akılcı hesap yapanlar diğerlerine göre daha mutlu oldular. Duygularınıza “kutsal” bir anlam yüklemeyin çünkü üzgünüm ama onlar kutsal değiller! Elbette duygularınıza da kulak verin ama nihaî kararı beyniniz ile alın. Fenden, ilimden ayrılmayın. Beyniniz kalbinizin değil, kalbiniz beyninizin peşinden sürüklensin.
3. Karar almadan önce sahip olduğunuz süre içerisinde, mümkün olan maksimum düzeyde nitel ve nicel veri toplayın. Aynı sürede çevrenizde ulaşabileceğiniz kadar çok kişiden fikir ve değerlendirme alın. Bunların hepsini bir kâğıda başlıklar halinde kısa kısa yazın.
4. Elinizdeki bu verilerle vereceğiniz potansiyel kararları kısa başlıklar halinde çıkartın. Sonra her bir kararın sonunda başınıza gelebilecek en kötü durumu, ortalama sonucu ve en iyi sonucu da kısa başlık olarak yazın.
5. Şimdi en optimum kararı seçin. Biliyorum, en çok bu aşamada zorlanıyorsunuz ve bir diğer kararın mevcut avantajları ya da seçecek olduğunuz mevcut kararın riskleri sizi düşündürüyor. Ama aslında düşünürseniz bunun çok gereksiz bir yaşantı olduğunu hemen fark edersiniz. Çünkü vereceğiniz her kararın dezavantajı ve avantajı olacaktır. Hayatta hiç bir zaman tek ve en mükemmel bir seçenek olmayacak! Seçin ve devam edin.
6. Pişmanlık. Yukarıdaki aşamaları uyguladıktan sonra şimdi verdiğiniz karara pişman mı oldunuz? Ama bu çok anlamsız değil mi? Çünkü zaten o günün koşullarına göre en doğru kararı almıştınız, öyle değil mi? Kendinize bunun anlamsız olduğunu yüksek sesle tekrar edin, o günün koşullarını hemen tekrar hatırlayın ve kararınıza hala saygı duyun. “Ben bu kararı o günün şu koşullarına göre şunları hesap ederek vermiştim ve o gün için çok doğruydu” deyin kendinize. Hiçbirimiz kâhin değiliz, unutmayın. Ama illa ki pişman olmak istediğiniz bir şeyler varsa, fevri/ani kararlarınıza ve/veya zamanınızın yettiğince, ulaşabildiğinizce kadar insana fikrini sormadığınız için gönül rahatlığı ile pişman olabilirsiniz. Bunlar gerçekten pişman olmaya değer çünkü. Gerisi değil.
Bu süreci aynen uygulayın. Hayattaki her şeyin sizin için bir açıklaması olacak, karanlık bir nokta kalmayacak ve daha berrak yaşayacaksınız.
Yorumlar