Tüm ekonomik büyümeler inovasyona ihtiyaç duyar. İnovasyonlar ise dâhilere. Peki Steve Jobs’ların ya da Dan Vinci’lerin daha fazla sayıda yetişmesini sağlamak elimizde mi?
Jonah Lehrer’ın yazısı ve istatistik uzmanı David Banks tarafından yapılan bir çalışma dâhilerin dünyanın belirli bölgelerinde ve belirli tarihlerine ortaya çıkmasının tesadüfî olmadığını gösteriyor. Örneğin, M.Ö. 440 ve 380 yılları arası Atina’da Plato, Socrates, Herodotus, Aristophanes gibi büyük dâhiler aynı anda ve birdenbire belirdi. Bu dâhiler sayesinde batı medeniyeti büyük gelişme kaydetti. 1440 ve 1490 yılları arasındaki 50 yılda ise sadece 70 bin nüfuslu bir bölge olan Floransa, Michalengelo, da Vinci, Botticelli ve Donatello gibi dâhileri dünyaya kazandırdı. Araştırmalar, dünyayı değiştiren dâhilerin belirli coğrafyalarda aynı anda belirmesinin tesadüfi olmadığını ortaya koyuyor. Şüphesiz ki dâhilerin sıradışı zekaları ve kişilik özellikleri mevcut. Ancak bu sıradışılığın ortaya çıkmasını tetiklemek için bir dizi çevresel faktörün de büyük rolü bulunuyor.
Networking. M.Ö.’den önceki yıllarda bile networking vardı. Dâhilerin büyük ticaret şehirlerinden çıkmış olması tesadüfî değil. Farklı kültür ve bilgi düzeyindeki insanların birbirleri ile tanışması, kaynaşması ve bilgiyi paylaşması yeni düşünürlerin ortaya çıkışını hızlandırıyor. Araştırmalar bir ülkedeki göçmen sayısının yüzde 1 artmasının o ülkedeki patent başvurularını en az yüzde 9 oranında yükselttiğini gösteriyor.
Eğitim. Dâhilerin çıktığını bölgelerin dünyada hep yenilikçi ve farklı eğitim metotlarının uygulandığı bölgeler olması dikkat çekiyor. İngiltere’de yaşayan soylu Elizabeth England orta sınıf erkekleri eğitmek için açtığı programa katılan William Shakespeare henüz adını bile yazmayı bilemezken baştan sona Latin edebiyatı okuyarak bu alanda kendini eğitiyor. Yazı yazmayı bile bilmeyen birinin Hamlet’i yazmasını nasıl bekleyebilirdik ki? Ya da Steve Jobs bir kaligrafi eğitimine yazılarak bu konudaki tutkusunu hiç keşfedememiş olsaydı Mac’i geliştirebilecek miydi?
Risk. Kişilere daha fazla risk almalarını özendirecek enstitülerin dünyada yaygınlaştırılması. Dünyanın en başarılı atletlerinin ABD’den çıkması tesadüfî değil. İlkokuldan itibaren spora özendirilen ve başarıya inandırılarak teşvik edilen gençlerin büyüyünce olimpiyatlarda altın madalya kazanmasının neresi tesadüfî ya da gizemli olabilir ki?
Kendi şartlarını oluşturarak insanlara çağ atlatan dâhileri hepimiz tanıyoruz. Peki, çevresel faktörlerin yetersizliği yüzünden kendini ortaya koyamayanları? Bu şekilde harcanan dâhileri? Robin Williams’a Oscar getiren Good Will Hunting filminde olağanüstü bir matematik zekâsına sahip olan ama yetiştirilme tarzından dolayı bu zekâsını kullanmayı reddeden genç adam hepimize örnek olsun.
Yorumlar