Skip to main content

Dominos Pizza’nın Eurasia Group CEO’su Aslan Saranga ile pandemi sürecinin yeme-içme sektörüne etkilerini konuştuk.

Pandemiyle beraber yeme içme sektörü büyük sıkıntılar yaşamaya başladı. Diğer yandan bu dönem gelirlerini dijital kanallardan elde eden firmalar için bir avantaj oldu. Bu firmalardan olan Dominos Pizza’nın Eurasia Group CEO’su Aslan Saranga ile pandemi sürecinin yeme-içme sektörüne etkilerini konuştuk.

Tüm yaşamı etkileyen pandemi sürecinin olumsuz etkilerinin en fazla hissedildiği sektörlerin başında yeme-içme geliyor. Dominos nasıl etkilendi bu süreçten?

Domino’s olarak pandemi döneminde, eve servis gelirlerinin yüzde 70’ini dijital kanallardan sağlayan bir marka olmamızın avantajlarını yaşadık. ‘Pizza satan teknoloji firması’ unvanımızla, sektördeki diğer oyuncular için rol model olmaya bu süreçte de devam ettik.

Normalleşme süreci için ne gibi önlemler aldınız? Bu önlemlere müşterilerinizden nasıl tepkiler geldi?

Koronavirüs ülkemizde görülmeden önce global bir marka olmamızın getirdiği avantajla, planlamalarımızı yaparak önlemlerimizi aldık. Bu dönemde önceliğimiz daima çalışanlarımız ve müşterilerimizin sağlığı oldu.

Tüm çalışanlarımız Covid-19’dan korunma konusunda kapsamlı eğitim aldılar. Her çalışanımız ellerini 15 dakikada bir dezenfekte etmek konusunda asla taviz vermiyor. Buna ek olarak, ürünlerimizle temas eden çalışanlarımız 15 dakikada bir eldivenlerini yeniliyor. Motorcu arkadaşlarımız 1,5 metrelik sosyal mesafeyi koruyarak yüz yüze siparişlerde hiçbir şekilde müşterilerimize elle temas etmiyor.
Çalışanlarımızın bu önlemleri rahatlıkla alabilmeleri ve kişisel bakımlarını istenilen sıklıkta yapabilmeleri için tüm şubelerimize ekstra temizlik ve hijyen kiti gönderiyoruz. Çalışanlarımızın ateş ölçümü her mesai öncesinde yapılıyor. Teslimat sürecinin her adımında sıkı hijyen ve güvenlik tedbirleri uygulayarak bu konuda da işimizi şansa bırakmadık. Tüm ürünlerimizi 245 derecelik fırınlarda, el değmeden, ISO22000 gıda güvenliği sertifikasyonuyla hazırlıyoruz.

Hem şubeler hem de eve servis tarafında hayata geçirdiğimiz Temassız Teslimat hizmetimiz ve online ödeme kolaylığı pazardaki öncü uygulamalardan oldu. Temassız Teslimat uygulamamızı Araca Temassız Teslimat’la da genişlettik. Böylece yalnızca eve serviste değil, Gel-Al’da da, müşterilerimizin hizmet almak istediği her yerde sağlık ve güvenle lezzetlerimizi sunmaya devam ediyoruz. El değmeden hazırlanan siparişlerimizin kutularını özel olarak etiketleyerek ürünün ilk kez müşterimiz tarafından açılmasını sağladık.

Pandemi sonrası sürece kendi yeme-içme sektöründeki dijital dönüşüm perspektifinde bakışınız nasıl?
Bahsettiğimiz gibi çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığı bizim için önemli. Bu nedenle çeşitli dijital uygulamalarla hastalığın yayılma riskini azaltmayı amaçladık. Müşterilerimizin restoran içine bile girmelerine gerek kalmadan QR kod okutarak rahatlıkla sipariş verebilecekleri bir Sticker tasarladık. Bunu, bütün şubelerimizin camlarına astık. QR kod okutulduğu anda sipariş doğrudan WhatsApp hattımıza bağlanıyor. Yine pandemi sürecinde devreye aldığımız WhatsApp hizmetimizle Gel-Al sipariş vermek isteyen müşterilerimize, restorana girmeksizin hızlıca ve temassız olarak sipariş verme olanağı sunduk. Halen, en yüksek hijyen ve sağlık önlemlerini titizlikle uygulayarak faaliyetlerimize devam ediyoruz.

Yemeksepeti ile başlattığınız ‘İyilik Hareketi’ne müşterilerinizden nasıl bir ilgi oldu? Benzer işbirliği planlarınız var mı?

Pandeminin en zorlu günlerinde sağlık çalışanlarına destek olmak için bir ‘İyilik Hareketi’ başlattık. Yemeksepeti ile birlikte 49 ildeki 131 hastaneye, 152 bin moral pizzası götürmüştük. Bu uygulamanın daha fazla mahalleliye ulaşması için halk tarafından sevilen isimlere İyilik Hareketi gönüllüsü olmaları için çağrıda bulunduk. #moralpizzası notuyla özel kodların ulaştırıldığı İyilik Hareketi gönüllüleri, bu kodları 25 ihtiyaç sahibiyle paylaşırken iyilik hareketi de katlanarak büyümeye devam etti.

Yine bu dönemde  ‘UV sterilizasyon cihazını’ tüm sipariş sürecinde kullanmaya başladınız. Hijyen konusunda teknoloji odaklı hayata geçirdiğiniz bu yeniliği anlatır mısınız?

Şubelerimizde yer alan, mikroorganizmaların DNA’larını bozan ve bulunduğu alanı tamamen sterilize eden ‘UV sterilizasyon cihazıyla’ gıda güvenliğini daha da artırıyoruz. Siparişin hazırlanmasının ardından Domino’s lezzet elçilerine teslim edilen ürünler, taşıma çantalarının içine yerleştirilen UV sterilizasyon cihazlarıyla müşterilere ulaşana kadar yol boyunca steril olarak saklanmaya devam ediyor. Böylece ürünlerin hazırlanışından teslimata kadar tüm sürecin en steril şekilde gerçekleşmesi sağlanmış oluyor. Şubelerimizde hijyene azami özen gösterirken bu özeni teslimatın her aşamasında devam ettirmeye de dikkat ediyoruz.

Dominos markasının yeni dönemde yol haritasında neler var?

2021 yılı için önceliğimiz ağırlıklı olarak yeme-içme pazarında potansiyel olduğunu gördüğümüz ilçelerimiz ve Doğu Anadolu illerimiz olacak. Aynı zamanda evlere serviste yeni ürünler sunmaya başladık. Özellikle evlerinde kaliteli kahve tüketmeyi özleyen müşterilerimizi de düşünerek ürünlerimiz arasına kahve servisini ekledik. Müşterilerimizin ihtiyaçlarını ve beklentilerini gözeterek önümüzdeki dönemlerde de farklı lezzetler sunmaya devam edeceğiz.