Şevket Sabancı ve ailesinin hayırseverlik geleneğinin üzerine inşa edilen sosyal yatırımlarının kapsamını genişletmek ve yönetmek amacıyla kurulan bir sosyal yatırım birimi olan Esas Sosyal, Türkiye’nin sorunlarını ve toplumun ihtiyaçlarını anlamayı, odaklandığı konularda farkındalık yaratmayı ve çözümler üretmeyi hedefliyor. 2015 yılında kurulan ve Emine Sabancı Kamışlı’nın başkanlığını yaptığı Esas Sosyal’in ilk sosyal yatırım alanı gençlik ve istihdam olarak belirlendi ve uygulama modeli olarak, 2016 yılında İlk Fırsat Programı hayata geçirildi. Esas Holding Başkan Yardımcısı ve Esas Sosyal Kurucular Kurulu Başkanı Emine Sabancı Kamışlı ile İlk Fırsat Programı’nı konuştuk.
2015’den bu yana kurumunuz ‘Gençlik ve İstihdam’ alanında sosyal yatırımlarını yeni mezun gençlerin okuldan işe geçiş sürecinde karşılaştıkları engelleri kaldırmaya yönelik programlar geliştiriyor. Esas Sosyal’in hedeflerini ve üstlendiği misyonu kısaca anlatabilir misiniz?
Elbette. Esas Sosyal olarak amacımız, sürdürülebilir sosyal yatırımlar yaparak ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmak; bunu yaparken de ekonomik değeri ve topluma geri dönüşü ölçülebilir etkiler yaratmak. Klasik bir hayırseverlikten bahsetmiyorum. Bundan çok daha öte; dünyanın gittiği yönle paralel, ölçülebilir zeminlere oturtulmuş yeni bir sosyal yatırım modelinden bahsediyorum. Esas Sosyal olarak ilk yatırım alanımızı “gençler ve istihdam” olarak seçmemizin önemli sebepleri var. Her genç çok değerli, bu yüzden fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırıp onlara yol açmalıyız. Aslında bu programı tamamen bencil sebeplerle yaptık da diyebiliriz. Çünkü bu gençler hepimizin geleceği, gelecekte bu gençler bize bakacak.
İlk Fırsat Programı nasıl ortaya çıktı ve program neler sunuyor?
İlk Fırsat Programı, bizim Esas Sosyal olarak ilk sosyal yatırımımız. Program 2016’da başladı. Özetle, devlet üniversitelerinden yeni mezun gençlerin maaşlarını karşılayarak, Türkiye’nin önde gelen STK’larında 12 ay tam zamanlı olarak ilk iş deneyimlerini edinmelerini sağlıyoruz. Katılımcılar STK’larda sadece kurumsal iletişim, muhasebe, insan kaynakları, idari işler, satın alma, kaynak/iş geliştirme gibi birimlerde değil, çağımızın olmazsa olmazı bilgi teknolojileri alanında pozisyonlarda da görev alıyor. Bugüne kadar 8 katılımcımız bilgi teknolojileri ile ilgili pozisyonlarda görev yaptı, yapmaya devam ediyor. Hatta bazı STK’lar özel BT sistemleri kullandıkları için, BT pozisyonlarında görev alan bu katılımcılar yeni yetkinlikler de kazanıyor.
İlk Fırsat Programı ile gençlere sadece ilk iş deneyimlerini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onların 21. yüzyıl becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimler de sunuyoruz. Okuldan işe geçişteki boşluğu doldurup gençleri daha donanımlı ve deneyimli hale getiriyoruz. Böylece gençler ilk işlerini deneyimlerken, STK’lar da genç iş gücünden faydalanıyor. Gençlere faydasının yanı sıra; işgücü maliyetinin olmaması ve STK bilinci gelişen bir neslin iş dünyasına kazandırılması, STK’lar için de önemli bir fayda.
Sistem nasıl işliyor? Programınıza yüzlerce öğrenci başvuruyor olmalı, öğrencileri seçerken bir kriterleriniz var mı?
Yeni mezun gençlere özel kurgulanmış, sadece okudukları okul yerine gelecek potansiyellerinin değerlendirildiği bir sürecimiz var. Bu sürece bizimle birlikte STK yöneticileri de dahil oluyor. Bugüne kadar 14 bine yakın başvuru aldık. Gelen başvurular arasından programın kriterlerine uygun olanlarla online ve yüz yüze mülakatlar yapıyoruz. Bunlara ek olarak, adayları işe uyum kişilik envanteriyle değerlendiriyoruz. Bu süreçte adayları iyi tanımaya çalışıyoruz ve başvurduğu kurum ve işe uyumluluğunu değerlendiriyoruz. Detaycı, yaratıcı, takipçi olup olmadığına, aynı anda birçok şeyi yapıp yapamadığına, kriz durumlarında ilişkileri nasıl yönettiklerine dikkat ediyoruz. İş hayatındaki potansiyel başarısı hangi okulda okuduğundan daha önemli bir faktör bizim için. Bu nedenle sürecimizi tasarlarken çok kapsamlı ve genç dostu bir mülakat süreci olmasına özen gösterdik.
İlk Fırsat Programı’ndan mezun olan öğrencilerle ilgili sayı ve istatistikler paylaşabilir misiniz? Bugüne kadar kaç mezun programdan faydalandı? Kaçı iş buldu, kaçı kadın ve kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmalarınız var mı?
Büyük bir gurur ve mutlulukla söylemek isterim ki programımız kısa sürede büyük bir başarı yakaladı. Programımızı yaygınlaştırmak, özel sektör kurumları ile görüşme yaparak işe alım süreçlerinde yeni mezunlara eşit fırsat sunma konusunda farkındalık yaratmak ve ekosistemi genişletmek üzere çalışmalarımız olumlu sonuçlar verdi. İlk Fırsat Programı’ndan mezun olan gençler bugün itibarıyla 47 kurum tarafından istihdam ediliyor (yüzde 40’ı özel sektör). Bugüne kadar 13 bin başvuru arasından 95 genç 22 STK’da tam zamanlı çalıştı. 250 saat eğitim ve mentorluk desteği aldı. Katılımcıların program bitmeden iş teklifi alma oranı yüzde 80 iken, programı tamamlayanların yüzde 94’ü hemen yeni işine geçiş yapıyor. Özel sektörde gençlerin işe girdikleri kurumlar arasında EY, PwC, Boyner, Sanko Holding, Trendyol, Ak Sigorta, Çelik Motor, Related Digital, Worthington Industries gibi çok kıymetli kurumlar yer alıyor.
Kadın istihdamını artırmaya yönelik spesifik bir çalışmamız yok ancak daha çok kadın adaylardan başvuru alıyoruz. Bunun doğal bir sonucu olarak da kadın katılımcılarımız çoğunluğu oluşturuyor. Biz de bundan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Oran vermek gerekirse; katılımcılarımızın 2016’da yüzde 60’ı, 2017’de yüzde 75’i, 2018’de yüzde 64 ve 2019’da ise yüzde 80’ini kadınlar oluşturuyor.
Bünyenizde kaç STK var? Esas Sosyal, İlk Fırsat Programı’nda STK’larla hangi koşullarla işbirliği yapıyor?
2015 yılından bu yana 22 farklı STK ile iş birliği yaptık. www.ilkfirsat.org sitemiz üzerinden STK’ların başvurabildiği bir sistemimiz var. Üniversiteden yeni mezun olmuş gençlere iş olanağı vermek isteyen, çevre, sağlık, eğitim gibi alanlarla toplum yararına çalışmalar yürüten, en az 7 tam zamanlı çalışanı olan, son iki yılda yıllık en az 750.000 TL bütçesi olan, en az 3 yıl önce ve T.C. yasalarına göre kurulmuş tüm dernekler, vakıflar ve üst kuruluşları (federasyon, konfederasyon vb.) İlk Fırsat Programı’na başvurabilirler.
2019 yılında kaç mezuna ulaşmayı hedefliyorsunuz?
2019 yılı katılımcılarımız birlikte toplam 95 gencimiz İlk Fırsat’lı oldu. Ama burada sayılar önemli değil, önemli olan gençlerimizin başarılı olması. Şu an elimizdeki istatistiklerde bu yönde; o yüzden mutluyuz. Benim yapmak isteğim şey; bu şekilde destek olmaya devam ettiğimiz sürece ortaya başarılı sonuçlar çıkabileceğini herkese göstermek.
Yeni mezun gençlere fırsat eşitliği sunulmasının ülkemiz ekonomisine olan potansiyel etkisi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Çok güzel bir soru. Öncelikle şunun altını çizmeliyim: Türkiye’nin en büyük varlığı eğitilmiş genç nüfusu. Bu sebeple gençlere fırsat eşitliği sunulmasının ülkemizin ekonomisine ve geleceğine katkısı inanılmaz boyutlarda. İşte biz bu yüzden Esas Sosyal olarak iş dünyasında fırsat eşitliği kavramını yaymak ve benimsenmesini sağlamak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Yeni iş kollarının oluşmasına vesile oluyor, istihdam yaratıyor ve eğitilmiş genç nüfusu en verimli çağlarında iş dünyasına kazandırarak ekonomiye katkı sağlıyoruz.
Gençleri kazanmak için onlara ilk fırsatlarını vermek ve gelişimlerine destek olmak şart; İlk Fırsat Programı’yla bunu hedefliyoruz. Ancak bu işin diğer ucu işveren kurumlara dayanıyor. Artık işverenlerin ve İK yöneticilerinin gençlere fırsat eşitliği sunma zamanı geldi. Gençlere fırsat eşitliği sağlandığında neleri başardıklarını görmek için, İK profesyonellerinin işe alım süreçlerinde sadece okula bakarak değil, o gencin potansiyelini değerlendirebilecek farklı fırsatlar yaratması lazım. Ben kendilerini bu önyargılarını yıkmak için İlk Fırsat gençleriyle tanışmaya davet ediyorum. LinkedIn’de kapsamlı bir sayfamız var, katılımcılar hakkında bilgiler burada mevcut. Ayrıca program kapsamında gençlere mentorluk yaparak, söyleşiler gerçekleştirerek, iş mülakatları sürecinde değerlendirerek bu gençlere hem destek verebilirler hem de uygunsa ileride bünyelerine almaları mümkün olabilir.
Dünyada özel sektör ve sosyal kurumların işbirliğinde öne çıkan eğilimler neler? Dünyadaki eğilimler Türkiye’de uygulama alanı buluyor mu?
Dünyada genel olarak “Sosyal kurumlar bağış alır, işletmeler bağış verir” gibi bir dinamiğin yavaş yavaş kaybolduğunu görüyoruz. Sürdürülebilir ve daha geniş çapta bir etki yaratmak için, sosyal kurumların işletme tarafını düşünmeleri gerekiyor. İşletmelerin ise sosyal tarafını/etkisini düşünmeleri şart. “Sosyal yatırım” kavramının önemi işte burada ortaya çıkıyor. Tıpkı Esas Sosyal gibi… Esas Sosyal de bir “sosyal yatırım” birimi olarak kuruldu. Dünya artık bu yöne doğru evriliyor. Gençlerin işsizliği, her ekonomi ve toplum için çok önemli bir konu. Bu sebeple kurumların buna “sosyal sorumluluk” olarak bakmaktan çok, işletmelerinin ana stratejileriyle uyumlu şekilde destek vermeleri ve etki yaratmaları gerekiyor. Dünyadaki eğilimlerin Türkiye’de uygulama alanı bulması açısından iyi bir örnek de Esas Sosyal’in ilk sosyal yatırımı olan İlk Fırsat Programı. İngiltere merkezli bir girişim olan SIX (Social Innovation Exchange)’in Almanya ve Kanada’dan öncü vakıfların desteğiyle Kanada’da gerçekleştirdiği bir konferans var; Hayırseverlik ve Özel Sektör Arasında Etkin Ortaklıklar Konferansı. İlk Fırsat Programı, bu önemli konferansta “genç istihdamı” alanında örnek uygulama olarak sunuldu. Böyle bir alanda, uluslararası bir platformda ülkemizi temsil etmek bizim için çok büyük bir gurur.
İlk Fırsat gibi gençlik istihdamı alanında çalışan programların büyümesi için sivil toplum kuruluşlarıyla ve özel sektörden şirketlerle etkin ortaklıklar çok önemli. Bunun için 2019’da ilk adımı atarak kurumsal ortaklıklar başlattık ve kurumsal destekçilerimiz de gençlerimizi finansal olarak desteklemeye başladı. 2019 program katılımcılarının toplam maaş maliyetinin yüzde 23’ü bu kurumsal destekçiler tarafından karşılanıyor. İleriki dönemlerde gençlik istihdamı alanındaki tüm diğer aktörlerle ortaklıklar geliştirmek ve bu ortaklıkları uluslararası ölçeğe taşımak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
“Mobilite ve teknoloji dünyası” dünyası içinde bulunduğumuz çağda, gelecekte yapacakları mesleklerle ilgili öğrenme ve uzmanlaşma hedefine sahip olan gençlere tavsiyeleriniz neler?
Gençlere çok tavsiyem var. Öğrenmenin sonu yok; çok okusunlar, çok öğrensinler, çok soru sorsunlar. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasınlar. Kendilerini sürekli geliştirsinler. Toplantılara, konferanslara, seminerlere katılsınlar, mümkün olduğunca çok kişiyle tanışıp iletişim kursunlar. Ama o iletişimi de düzenli olarak sürdürsünler. Okula devam ederken part-time iş, staj deneyimi edinsinler. Okul kulüplerinde görev alsınlar, gönüllü çalışmalar yapsınlar. Artık günümüz dünyasında fark yaratan şeyler bunlar. Elbette teknolojiye de yakın olsunlar. Sadece sosyal medyada vakit geçirmekten bahsetmiyorum; bilgisayar becerilerini geliştirsinler, yeni teknolojileri takip etsinler. Bunlar çağımızın olmazsa olmazları haline geldi.
Yorumlar