Maltepe Üniversitesi tarafından akademi, iş dünyası ve popüler kültürü bir araya getirmek üzere hayata geçirilen Ad Hoc, dopdolu bir Mayıs sayısıyla bayilerde. Kültür, teknoloji, insan ve ekonomi dörtlüsünde hayat bulan yerel ve küresel gelişmeler, eleştirel ve çoksesli bir bakış açısıyla bir kez daha merkez altında.
Yerel ve küresel gelişmelere eleştirel yaklaşımlar
Çin’in şimdiye dek gelişmiş ülkelerde ikamet etmeyi tercih etmiş donanımlı gençleri ülkelerine yavaş yavaş geri dönerken, ABD’de de alışılmış siyasal ekonomik söyleme meydan okuyan genç bir politikacı nesli doğuyor. Türkiye’de sebze ve meyve fiyatları artış gösterirken, dünyanın dört bir yanında aşı karşıtlığı giderek daha fazla destekçi buluyor. Dijital yenilikler kültürel, toplumsal ve bireysel ilişkilerimizi baştan yaratırken, hayata dair asırlık sorularımız güncelliğini koruyor. Bir yandan enerji politikalarımızı gözden geçiriyoruz, diğer yandan insanlar ve ülkeler arası eşitsizlikleri üreten sorunlara yönelik kayda değer bir ilerleme kaydedemiyoruz. Tarım için toprağa ya da protein için hayvanlara ihtiyaç duymaktan vazgeçiyoruz ancak teknolojik iyimserliğimizin geleneksel dertlerimizi çözemediğini görüyoruz. Video oyunlar, sanatta, siyasette, iletişimde ve eğlencede yepyeni bir ifade biçimi olarak kabul görüyor ancak burada da geçmişin hayaletleri bizi yalnız bırakmıyor. Süperkahramanlar ve dijital korsanlar tüm dünyada yeniden yükselişe geçiyor.
İçinde bulunduğumuz döneme damgasını vuran tüm bu ihtilaflar, nedenleri, kökenleri ve olası sonuçlarıyla Ad Hoc’un Mayıs sayısında. Bir başka deyişle Ad Hoc ikinci sayısında da düşünmek, sorgulamak ve alternatif çözüm arayışlarına girmek isteyenleri yalnız bırakmıyor.
Sonuçların değil nedenlerin peşine düşmek
Ad Hoc Mayıs sayısında üç global isimle söyleşiye yer veriyor. Gıdaya yönelik modern korkularımızın izini süren tarihçi Harvey Levenstein, internetin karanlık yüzüne ışık tutan araştırmacı Evgeny Morozov ve global eşitsizlikler alanında uzun yıllar boyunca çalışmış Dünya Bankası eski baş ekonomistlerinden Branko Milanovic bu ay görüşleri ve öngörüleriyle varsayımlarımızı gözden geçirmemize vesile olacak.
Depresyonun Batılı zengin ülkelere has bir hastalık olarak düşünme eğilimindeyseniz ya da çocuklarımızı dijital bir geleceğe hazırlamanın yolunun yalnızca kodlama eğitiminden geçtiğine inanıyorsanız, düşüncelerinizi gözden geçirmenin zamanı gelmiş olabilir. Rekabet ve dayanışmanın aynı anda var olabilmesi de olası. Tek yapmanız gereken problemleri yeniden formüle etmek ve sonuçların değil, nedenlerin peşine düşmek…
Mayıs ayında gündem: 21’inci yüzyılda ev halleri
Her ay odağına aldığı soyut bir kavramın farklı perspektiflerden güncel yansımalarını inceleyen Ad Hoc’un Mayıs sayısındaki teması “ev”. Elbette 21’inci yüzyılda farklı bir ev resmi beliriyor karşımızda. Bir barınak, bir aidiyet nesnesi değil artık ev; çok daha fazlası. Finanstan uzay çalışmalarına, kent sosyolojisinden iş dünyası ve psikolojiye kadar tüm disiplinler günümüzde farklı bir ev tanımı sunuyor. Değişen ev tanımları da farklı bir insan hikâyesine vesile oluyor. Evi kolaylıkla tanımlayamadığımız, yerini işaret etmekte güçlük çektiğimiz ve akışkanlığına kimi zaman estetik bir ilham kimi zamansa nostaljik bir kederle yaklaştığımız 21’inci yüzyıl halleriyle anlamaya çalışıyoruz…
Yorumlar