Dijital dönüşümün kökten etkilemeyeceği tek bir iş alanı bile kalmayacak ama sağlık bir başka kategoride değerlendirilmeli bana kalırsa. WEF’in alt çalışma gruplarından biri olan Yazılım ve Toplumun Geleceği Üzerine Küresel Gündem Konseyi tarafından gerçekleştirilmiş geniş kapsamlı öngörü raporuna göre, 2025 yılında sağlık alanında gerçekleşme olasılığı yüzde 80’in üzerinde olan gelişmelere şunları örnek verebiliriz:
- 1 trilyon sensörün internete bağlanması (neredeyse kullandığımız tüm nesneler)
- Vücuda entegre edilmiş cep telefonlarının piyasaya çıkması
- 3D baskıyla üretilmiş ilk karaciğer naklinin gerçekleşmesi
- ABD’de ilk robot eczacının çalışmaya başlaması
Google’ın çatısı altında bulunduğu Alphabet’in Verily kolunun (senelik bütçesi çeyrek milyar doların üstünde), cerrahi operasyonları otomatik hareket eden robotlara yaptırma konusunda ciddi Ar-Ge faaliyetleri yürüttüğünü biliyoruz. ABD’nin önemli sağlık merkezleri olan Cleveland Clinic, Mayo Clinic ve MD Anderson gibi kurumlarla ortaklaşa, bırakın basit yaralara dikiş atmayı, ancak 6 sene tıp eğitiminin üzerine 5 sene uzmanlık eğitimi alan bir genel cerrahın yapabildiği operasyonları yapabilen robotlar geliştiriyorlar. Herhangi bir şikâyetle hastaneye gidip tetkik yaptırdığınızı ve ameliyat edilmenize karar verildiğini ve sonra alındığınız ameliyat odasında hiç doktor olmadığını hayal edin!
Hadi gelin hayal etmeyelim, birileri bunu bizden önce hayal etmiş ve gerçekleştirmiş zaten…
Çin’in başkenti Pekin’de bulunan Beihang Üniversitesi Askerî Tıp Fakültesi’ndeki akademisyenler, öyle bir robot tasarladılar ki, bu robot kimsenin desteğine ihtiyaç duymadan, bir hastanın damağına bir dişi yerleştirdi. Operasyonun sonunda yapılan muayenede görüldü ki yeni diş son derece keskin bir isabetle yerine yerleştirilmiş. Çin’de diş implantlarına ihtiyaç duyan insan sayısı 400 milyon ve yeterince diş hekimi bulunmadığı için her sene sadece 1 milyonu bu imkâna kavuşabiliyor. Bu robotun kullanımı genele yayıldığında, kaç kişinin hayatını iyileştirebilir, düşünsenize!
Durun, daha bitmedi. Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’den üç cerrah, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) ve teknolojilerini kullanarak Londra’da bulunan The Royal London Hospital’daki bir hastanın ameliyatını birlikte gerçekleştirdiler. Cerrahlar, hastanın bulunduğu hastanede sanal olarak görülebilmek için Microsoft’un HoloLens kulaklık setlerini kullandılar. Her cerrah ameliyatta birbirinin avatarını görebiliyordu ve hastanın tümörünün üç boyutlu hologramını işaret edebiliyor, operasyonu tartışmak için resim üzerinde çizimler yapabiliyorlardı. Artık bırakın dünyanın öte yanındaki biriyle görüntülü konuşmayı, hayatî bir ameliyat konusunda uzmanlaşmış bir doktorun sizi tedavi edebilmesi için bile onu görmeniz veya onun yanında olmanız gerekmiyor.
Geçtiğimiz ayın çığır açıcı, oyun değiştirici gelişmesi ise yine ABD’den geldi. ABD’deki tüm ilaçların piyasaya sürülmesi ve kullanımında söz sahibi tek kurum olan FDA’in onayladığı ilk ilaç olan Abilify MyCite oldu. Proteus Digital Health’in ürettiği nano sensörler, Japon ilaç şirketi Otsuka’nın ürettiği şizofreni ilacı Abilify ile birleşince ortaya çıkan ürün sayesinde bir hastanın o ilacı alıp almadığı saniye saniye takip edilebilecek.
Elbette, hiçbir teknolojik gelişme sadece güzellikleriyle gelmiyor. FDA’in Ekim ayında yaptığı açıklama tam anlamıyla şok ediciydi bana kalırsa. ABD’de üretilmiş ve hastaların kalplerine takılmış olan 480 bin kalp pilinin siber güvenlik açığı olduğu bildirildi. Bilgisayarımız veya telefonumuz hack’lendiğinde ne yapabileceğimiz az çok biliyoruz da, “Kalbimiz hack’lendiğinde ne olacak,” sorusunu sormanın zamanının çoktan geldiğini düşünüyorum.
Bu girişi yaptıktan sonra sizleri öncü kimlikleriyle sağlık alanındaki inovasyonları takip eden, yön veren ve hatta bizzat geliştiren değerli kişilerle buluşturmak istiyorum.
Dr. Sertaç Doğanay
Social Touch Kurucusu ve Başkanı
Yorumlar