“Okul, sadece dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir. Okul her yerdir. Sırasında bir orman, sırasında dağ başı. Öğrenmenin, bilginin var olduğu her yer okuldur,” demişti, rahmetli Münir Özkul, Hababam Sınıfı’nın unutulmaz karakterlerinden biri olan, Mahmut Hoca’ya hayat verirken… Bu çerçeveden baktığımızda, plazanın çelik duvarları ve aynalı camların ardı da pekala bir eğitim yuvası olarak düşünülebilir. İnsanın hayatındaki anlam arayışı devam ettiği sürece, eğitim ihtiyacı da daim olacaktır. Özellikle son birkaç yılda, tanıdığım, tanıştığım çoğu insanın, yaptığı işte bir anlam derdine düştüğü, kendi çapında değişim ve gelişim seferberliği başlattığına şahit oluyorum. Hiç şüphe yok ki, gençler bu konuda da başı çekiyor, anlam meselesine ciddi ciddi kafa yoruyor.
Kurumlar, çalışanlarından gelen eğitim taleplerini karşılamanın yanında, iç iletişimi kuvvetlendirecek bir argüman olarak da kurumsal eğitimlerden faydalanıyor. Kurumsal eğitim ve konuşmacılara ayrılan bütçelerdeki artış, artık göz ardı edilemeycek seviyelerde. Pekiyi, kurumlar 2018 yılında hangi eğitimlere rağbet edecek? Gördüğüm birkaç trendi değerlendirmenize paylaşmak isterim.
Teorik değil, deneyim odaklı eğitimlere talep yüksek
Hepimizin elinde YouTube ve internet var. Facebook’ta gördüğünüz, sizi hayrete düşüren çoğu video ve paylaşım, katılımcıları eskisi kadar etkilemiyor artık. Sunum karaokeler devri kapanıyor. Yaşanmışlıklar, gerçek deneyimlerle bezenmiş teorik bilgiler, katılımcıların ilgisini çektiği gibi, daha da çok fayda sağladığı düşünülüyor.
Hikâye anlatımı sağlam adımlarla ilerliyor
Hikâyeler, insanları hep cezbetmiştir. Güçlü bir anlatım kurgusuyla örülmüş hikâyeler, kendini anlatabilme derdini yaşayan insanoğluna, bu fırsatı adeta altın bir tepside sunuyor. Satış, pazarlama ve yönetim kadrosundaki çalışanların kendini daha iyi ifade edebilme arzusu, bu tür eğitimlere olan talebi ciddi oranda artıracak gibi…
Dijital çağda farkındalık ve üretkenlik eğitimleri
Dört yanımızı saran dijital araçlar, üretkenliğimizi ne derece artırıyor? Sahip olduğumuz gündelik teknolojilerden ne ölçüde fayda sağlıyoruz. Kurumlar, çalışanlarının bu taraftaki farkındalığını ve üretkenliğini artırmanın derdine düştü. Geleneksel zaman yönetimi ve üretkenlik eğitimlerini, dijital çağda üretkenlik; zaman ve enerji yönetimi, konseptine bırakacağı öngörülerim arasında…
Dijital pazarlama ve sosyal medya
Başında “dijital” yazan şeylerin trendi henüz bitmedi. Her ne kadar dünyada, pazarlama ve iletişim artık dijital ya da geleneksel olarak ayrılmasa da, memleketimizde ‘dijital’ in hâlâ prim yaptığı bir gerçek. Bu bağlamda, çalışanların hem kendi hem de kurumsal dijital imajlarına katkı sağlayacak, dijital pazarlama ve sosyal medya eğitimleri, bir sürede trend olmaya devam edecek gibi… Önemle belirtmek isterim ki katılımcıların, “sosyal medya nedir ne değildir,” tadında teorik eğitimlerden ziyade, doğrudan uygulamaya yönelik eğitim beklentisi içinde olduğunu da, deneyimlerime bakarak rahatça söyleyebilirim. Pratik, pragmatik eğitimler ve gerçek tecrübeler, katılımcıların memnuniyetini gözle görülür şekilde artırıyor.
Satış ve ötesi (nöro-satış), ikna yöntemleri
Kriz ortamlarında satış bakısı hissedilir derece kendini gösterir. Satış ekipleri, kota baskısı altında ezilmemek için yetkinliğini artıracak, yeni bakış açıları kazanmak derdinde. Son dönemde trend olan nöro-pazarlama ve nöro-satış eğitimlerinin, marjinal faydası tartışmaya açık olsa da, bu alanda bir talep olduğu da yadsınamaz bir gerçek. İknanın yöntemleri, psikolojisi ve manipülasyon teknikleri, oldukça ilgi görüyor. Haydi hayırlısı…
İçerik pazarlaması
İçerik, iletişimin yakıtıdır. İçerik, bu alanda hizmet veren ajanslar başta olmak üzere, birçok kurumun derdi. Tematik bir fikir üstüne oturtulmuş, doğru bağlam çerçevesinde içerik üretebilmenin değeri, her geçen gün daha da artıyor. Metin yazarları, dijitalciler ve iletişimciler pazarlama odaklı metinler yazabilmek derdinde. Kurumların bu alandaki eğitim yatırımlarının daha da artacağını düşünüyorum.
Kripto finans
Bitcoin’in hızlı yükselişinin herkesin ilgisini çektiği bir gerçek. Dünyada bir şeylerin olduğu ve olup bitenleri kaçırma korkusu (Fear of Missing Out-FOMO), bu alanda bir şeyler yapılmasının gerekliliği duygusunu da beraberinde getiriyor. Kurumlar, yeni nesil para birimlerinin ve bunların arkasındaki, Blockchain gibi teknolojilerin, geleceklerini nasıl etkileyeceğini anlamak derdinde. Etrafta, bu alanda konuşan, yazan, çizen çok fazla kişi ve kurum var. Bu durum, beraberinde büyük bir riski de getirmiyor değil. Eğer sanal para ve kripto finans dünyasının hızlı yükselişi devam ederse, bu alanda yetkin olmadan eğitim vermeye çalışan çok sayıda kurum ve kişi de göreceğimiz bir gerçek. Bakalım, neler olacak?
Eğitimde YouTube etkisi
YouTube, yeni öğrenme alışkanlıkları kazandırdı. Yüzlerce kitap sayfasını, 3-5 dakikalık, filtrelenmiş YouTube videosu olarak edinme deneyiminin, kurumlarda da karşılık bulmaya başladığını düşünüyorum. Kurumiçi iletişim portallarında yayımlanan TED videoları, yavaş yavaş, kurum için özel olarak hazırlanmış eğitim videolarına doğru evrilmeye başlıyor. Buradaki eğitim videoları, YouTube videoları tadında hazırlanmış, kolay hazmedilir, muhabbet tadında içerikler olarak karşımıza çıkıyor. Ozan Dağdeviren ve İnanç Ayar’ın girişimi olan HerGünÖğren, bu alandaki öncü ve başarılı örneklerden biri olarak dikkatimi çekiyor. Kurumlar, bu taraftaki çalışmaların yeni yeni farkına varmaya başladı. Kurumlara özel, kısa, farkındalık yaratan eğitim videolarının, bilgi türeten başarılı YouTuber’lar için yeni bir gelir modeli olabileceğini düşünüyorum. 2018’de kurumsal eğitim dünyasında bakalım neler olacak, hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Hakan Akben
Dijital İletişim Danışmanı
Yorumlar