Mobil internetin önlenemez yükselişi mobil uygulamalar için, “Aslında o kadar da gerekli mi,” sorusunu karşımıza getiriyor. Bu yıl hâlâ yeni şarj edilecek aletten öteye gidemeyen giyilebilir ürünleri ciddi anlamda sorgulamaya başladık
UX süreçlerinin artık norm haline gelmesi, bir adım ötesinde microinteraction’ları tasarlamak için uğraşmaya başlamamız tasarım anlamında daha iyi bir noktada olduğumuzun göstergesi. A/B testleri, kişiselleştirme ve pazarlama otomasyonu ile artık interneti kodlama bilmeden programlamak da süreçleri optimize etmeye verdiğimiz değeri gösteriyor.
2015’e bir bakış atarken 2016’yı da etkileyeceğini düşündüğümüz önemli noktalar şöyle:
Mobil internet ve click to call
Mobil cihazlarda uygulama kullanım oranlarının yüzde 80’leri bulması aslında kullanım hakkında yeterli bir bilgi sunmuyor. Oyun oynamak ve sosyal ağlarda vakit geçirmek uygulama dünyasında yaptığımız temel hareketler. Geri kalan her şey için tarayıcıları kullanıyoruz. Bu karşılaştırmanın benzer bir versiyonunu masaüstü dünyasında yaşamıştık aslında. Şu an oyunlar dışında çok az uygulama yüklüyoruz, geri kalan bütün ihtiyaçlarımızı tarayıcı ile internette karşılıyoruz. Benzer bir değişimin mobil dünyası için de geçerli olacağını tahmin etmek güç değil.
Bu noktada mobil internetin trafikteki önlenemez yükselişi nedeniyle en fazla sorguladığımız alan olan mobil internette uygulamaların aksine kullanıcılar bilgi girişi vs. konusunda rahat değiller. Bu rahatsızlık da mobil internette dönüşüm oranlarının düşük olması ile karşımıza çıkıyor. O noktada kullanıcıya bir kanca atıp sıcak lead’i bir satışa dönüştürmek için bu yıl daha fazla kullanacağımız bir aracımız var: Click to Call
Click to call ile mobil internette kullanıcıların bilgi girmek yerine bizi kolayca aramalarını sağlamak ve karşısına agent çıkmadan otomatik süreçlerle işlemini tamamlamak bu yıl üzerine yatırım yapacağımız konuların başında.
Şarj edilecek bir cihaz daha: Giyilebilir cihazlar
Çok şık duran ama kullanım senaryoları konusunda hala net olamadığımız ve faydasını göremediğimiz cihazlar olan giyilebilir ürünleri ciddi anlamda sorgulamaya başladık. Belki de her cihazımızın o kadar da akıllı olmasına gerek duymuyoruz veya bize şarj edilecek yeni bir cihaz külfetini karşılayacak bir faydayla daha karşılaşamadık. Bu yıl bu faydayı aramaya devam edeceğiz.
İnterneti/mobili programla
Pazarlama ekiplerinin BT’ye bağlı kalmadan ürünlerinde istedikleri değişiklikleri yapabilmeleri, “If this than that” gibi kullanıcının hareketine göre değişebilecek kurguları yapabilmelerini sağlamak kullanıcı deneyimi adına da önemli. Müşterinin satın alma yolculuğuna biz bir geliştirme ile cevap vermeye çalışırken müşterilerin o alışkanlıktan vazgeçtiklerini görebiliyorduk. Ürün geliştirme dünyasındaki hıza şu an için ayak uyduramıyoruz. İnterneti programlayacak araçlar ile bu konuda bir geliştirme yapmadan çözüm sunmak ve ürünleri optimize etmeye çalışmak bu yıl daha fazla yatırım yapacağımız bir alan olacak. Google’ın da bu alanda mevcut basit ürünlerinin ötesinde yeni bir ürün veya satın alma ile daha güçlü bulunacağını gösteren güçlü işaretler bulunuyor.
Microinteraction
UX süreçlerinin birer norm haline gelmesi ve artık bir şekilde çalışan ürünleri herkesin yapabiliyor oluşu, tasarımcıları ve ürün sahiplerini microinteraction’ları tasarlamak için daha fazla kafa yormaya itti. Boş sepet tasarımı, login süreçlerinde basit ve akıllı hareketler ile kullanıcıyı yormadan süreçlerini tamamlamaya çalışmak gibi mikro etkileşim alanlarına odaklanıyoruz. Artık neredeyse bütün ürünler belirli bir UX bilgisi ile hayata geçiyor, farkı yaratacak bu tarz ufak etkileşim noktaları.
Mustafa Dalcı
Userspots Kurucusu
Yorumlar