15. İstanbul Bienali, “İyi Bir Komşu” temasıyla 16 Eylül’de kapılarını açtı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlendiği ve Koç Holding’in sponsoru olduğu 15. İstanbul Bienali 12 Kasım’a kadar ücretsiz gezilebilecek. Bienal İstanbul Modern, Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Pera Müzesi ve Küçük Mustafa Paşa Hamamı gibi daha önce de İstanbul Bienallerine ev sahipliği yapan mekânların yanı sıra Cihangir’deki ARK Kültür ile Asmalımescit’te yer alan Yoğunluk Sanatçı Atölyesi gibi konut özelliği taşıyan mekânlara yayılacak.
15. İstanbul Bienali’nde yeni medya sanatına ait örnekler de yer alıyor. Bu örneklerden bazılarını derledik.
Dostlar ve Yabancılar (Ali Taptık-2017)
Mimar ve fotoğrafçı Ali Taptık’ın İstanbul Bienali’nde yer alan Dostlar ve Yabancılar (2017) başlıklı yapıtı, içinde sanal bir öğe barındıran bir fotoğraf enstalasyonu. Enstalasyonda, İstanbul’un dört farklı yerinden bireylerin hikâyeleri ve bu bireylerin yollarının beklenmedik bir biçimde kesişmesi anlatılıyor. Galata Rum İlköğretim Okulu’nda sergilenen yapıtta, dört merdiven sahanlığına yerleştirilmiş yedi fotoğraf yer alıyor.
Kirli Kutu (Bilal Yılmaz, 2016)
Bilal Yılmaz’ın Dirty Box (Kirli Kutu, 2016) isimli çalışması, İstanbul kent yaşamındaki yakın tarihli değişimler nedeniyle vasıflı işgücü geleneklerinin söz konusu ölümünü belgeliyor. Sanatçı, kuşaktan kuşağa aktarılan zanaat bilgisiyle iş yapan ağaç tornacısı (Aydın Usta), demirci (Bekir Usta), marangoz (Fedai Usta) ve imalatçı (Çağlayan Usta) dahil zanaatkâr esnafı fotoğraflamış.
As Birds Flying (Heba Y. Amin, 2016)
Heba Y. Amin’in As Birds Flying isimli filmi, politik gerginlik anlarında görülen ithamlardaki saçmalığa bir yanıt veriyor. Alegorik kısa film, bir insansız hava aracının geniş çayır ve sulak alanların Celile’deki yerleşim bölgelerini de içeren bulunmuş görüntüleriyle inşa edilmiş—bunlar “casus” leylek tarafından kaydedilmişe benzeyen havadan panoramik çekimler.
Scenario in the Shade (Gölgedeki Senaryo – Jonah Freeman ve Justin Lowe)
Birden fazla mekâna yayılmış olan bu enstalasyon ve film, fütürist yazar Herman Kahn’ın 1967 tarihli The Year 2000 (2000 Yılı) adlı kitabında tasvir ettiği hayali coğrafyadan yola çıkıyor. Kahn, Kaliforniya kıyılarındaki San Diego ve San Francisco şehirlerinin ileriki bir zamanda birleşmesiyle oluşacak, “San San” adını verdiği yeni bir metropol kurgular. Kaliforniya, öteden beri, sörfçülükten New Age terapisine, uyuşturucularla yapılan karşıkültürel deneyler ve psikedeliden punk, reggae ve sörf gibi pek çok müzik türüne, bir dizi gençlik kültürünün bir arada yaşadığı bir şehirdir.
Lifting Barbells (Halter Kaldırmak, Kim Heechon, 2015)
Kim Heecheon’un Lifting Barbells (Halter Kaldırmak) isimli siyah beyaz videosu, bir insanın—seyahat, ekranlar veya dijitale olan mesafesi aracılığıyla—birçok kişi gibi kendi deneyimlerine yabancılaşma halini anlatıyor. Videoda Kore’nin Seul şehrindeki bir anlatıcı, mevsimin yaz olduğu Arjantin’deki kız arkadaşına İspanyolca bir dizi kişisel mektup okuyor. Anlatıcı Kore’de kışın ortasında yazıyor; bu da videoda incelenen ölüm ve yaşam, gerçek ve yapay yaşam karşıtlıklarını yansıtan bir ikilik.
Domain of Things (Şeylerin Alanı, Pedro Goméz-Egaña)
Pedro Goméz-Egaña’nın çalışması, “yeraltı” mekânının bir sınırlanma ve özgürlük yeri olarak ikili anlamını inceliyor. Domain of Things (Şeylerin Alanı) adını taşıyan performans parçası ve enstalasyonunda Goméz-Egaña, yeraltını bir sığınma ama aynı zamanda bir haz yeri olarak yorumluyor. Şahıslar raylar ve tekerleklerden oluşan bir yapının üzerinde yatıyor. Üzerlerinde yer döşeme parçalarından yapılmış bir konstrüksiyon var.
The Fourth Seal – HE Is To No Purpose And HE Wants To Die For The Second Time (Dördüncü Mühür – O Ki Öylesine Nafile Ve O İkinci Kez Ölmek İstiyor, Tsang Kin-Wah, 2010)
İstanbul Bienali’nde, Tsang’ın The Fourth Seal – HE Is To No Purpose And HE Wants To Die For The Second Time (Dördüncü Mühür – O Ki Öylesine Nafile Ve O İkinci Kez Ölmek İstiyor, 2010) serisi içinden çok kanallı bir video enstalasyonu yer alıyor. Yaklaşık altı buçuk dakika uzunluğundaki video, yaşam ve ölüm, mücadele ve zafer, kibir ve iktidar, yükseliş ve düşüş güzergâhlarını takip eden bir dizi hareketli sözcükten oluşuyor. Yerdeki hareketli yansımalarıyla korku ve kıyametin baş döndürücü bir ifadesini oluşturan bu sözcükler, içteki ruhsal bir kargaşayı ve bu dünyaya ait olmama duygusunu ya da ebedi bir yurt özlemini çağrıştırıyor.
Yorumlar