Skip to main content

Dijital dönüşüm çağında her firma dönüşürken eğitimin dönüşmemesi beklenemezdi. Müfredatın sıkça değiştiği, sınav sistemlerinin bile netleşmediği ülkemizde bu tip gelişmelerin olması beni inanılmaz sevindirdi. Teknoloji geliştikçe ve ihtiyaç analizleri iyi yapıldıkça çok daha güzel yenilikleri görmeye devam edeceğiz.

Bundan 10 sene önce, “online eğitimin geleceği var mı,” diye sorulsaydı cevabım, “Hayır” olurdu çünkü o dönem çalıştığım firmanın online İngilizce eğitim setini ucuz bir fiyata satışa sunmamıza rağmen bir senede sadece 3 adet satabilmiştik. Yurtdışında dil eğitimi için yüksek meblağlar ödeyen müşterilerimiz için bu eğitime verilecek paranın lafı bile edilmezdi ama sorun neydi, bunu anlayamamıştık. Şimdi baktığımda görüyorum ki, akıllı telefonların olmayışı ve “Ders sınıfta hoca eşliğinde yapılır” zihniyetinin hakim olması bu konuda başarılı sonuçlar almamızı engellemişti. Günümüzde online eğitim konusunda gelinen noktayı rakamlarla yazmak hoş olurdu ama konuyla alakalı veri olmadığından son dönemdeki gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Etkinlikte online eğitimle fikrim nasıl değişti?

Geçen ay dünyanın en büyük online eğitim firmalarından birisi adına bir etkinlik düzenledim. Firma yetkilisi yaptığı sunumda kendilerinin bir eğitim pazaryeri yarattıklarından, isteyen kişilerin uzmanlık alanında eğitim verebildiğinden, firma olarak bu kişilere pazarlama desteği verdiklerinden ve milyonlarca kişinin onbinlerce kursu satın aldığından bahsetti. Kurslara baktığımda birbirinden ilginç ders başlıkları görmek beni şaşırtmıştı çünkü o eğitimler online platformda nasıl anlatılır, anlatılsa bile bu online satılabilir mi gibi önyargılarım vardı ancak satış rakamlarına baktığımda hiç de düşündüğüm gibi olmadığını gördüm. İçeriği iyi olan ve tanıtımını güzel yapan herkes eğitimlerini rahatlıkla satabiliyordu. Dünyadaki rakamlara da bakınca inanılmaz bir büyüme göze çarpıyordu. Türkiye rakamlarını gizlilik kurallarından dolayı öğrenemiyorduk ama hedeflerin çoktan tutturulduğu bilgisini alıyorduk, bu da online eğitime çok talep olduğunu gösteriyordu. Bu güzel bir işaretti ama asıl benim fikirlerimin değişmesine sebep olan şey, seminere gelen insanlardan bir kişinin bile salondan çıkmaması ve 45 dakika boyunca insanların soru sorması oldu. “Online eğitim ile alakalı bu kadar soruyu insanlar nereden buldular,” diye düşünürken mecburiyetten kapanışı yapmıştım.

Ankaralı bir firmayla yaşadığım deneyim

Konuyla alakalı yakın zamanda yaşadığım bir tecrübeyi de paylaşmak isterim. Bundan iki hafta önce sıkça webinar yaptığımı gören Ankaralı bir firmanın sahibi bana e-posta atıp neden bunu kendilerinin yaptığı yazılımla yapmadığımı sordu. Bana gönderdikleri sunum ilgimi çekince bir demo yapmalarını rica ettim. Öyle bir ürün ortaya çıkarmışlar ki, ister online eğitim verin, ister çalışanlarınıza video koyup izletin, isterseniz de bayilerinize eğitim verip sınav yapın. Bir sürü özellik hoşuma gitti ama en çok hoşuma giden etkileşimli videolar oldu. Önceden hazırladığınız videonun belli yerlerinde sorular oluyor, öğrenci doğru cevap verirse tebrik edip devam ediyorsunuz yanlış cevap geldiğinde ise en başa yönlendiriyorsunuz. Firmalar için inanılmaz bir maliyet tasarrufu, yüzlerce çalışanı eğitim için toplamak ciddi bütçeler gerektiriyor, sırf ulaşım ve otel masrafları bile eğitimin maliyetini ciddi şekilde artırıyor ama bu sistem sayesinde bu tip harcamalardan kaçınmış oluyorsunuz. Firmaların bu tip yeniliklere adapte olması beni çok şaşırtmadı ama bu sistemi kullanan onlarca öğretmenin olduğunu görmek online eğitime olan inancımı katbekat artırdı. Özellikle dershanelerin kapanması sonrasında işsiz kalan bir sürü öğretmen artık öğrencilerine online eğitim vermeye başlamış. Eskiden 25-30 kişilik sınıfta ders yaparken şimdi 100 hatta 200 kişiye bile aynı anda eğitim verebilme lüksüne sahip çünkü sınıf ortamı yok, ses yapma sorunu yok, öğretmen anlatıyor öğrenciler dinliyor, söz almak isteyen öğrenci el kaldırma butonuna basıyor, ona söz veriliyor, böylece ders akıp gidiyor. İşin güzel tarafı eskiden daha fazla para ödemek zorunda kalan öğrenciler şimdi daha düşük rakamlar ödüyor çünkü yol, mekân gibi masraflar olmadığı gibi öğretmen kalabalık kitlelere eğitim verebilme teknolojisine sahip bulunduğundan fiyatlar da otomatik olarak düşmüş durumda.

Dijital dönüşüm çağında her firma dönüşürken eğitimin dönüşmemesi beklenemezdi. Müfredatın sıkça değiştiği, sınav sistemlerinin bile netleşmediği ülkemizde bu tip gelişmelerin olması beni inanılmaz sevindirdi. Teknoloji geliştikçe ve ihtiyaç analizleri iyi yapıldıkça çok daha güzel yenilikleri görmeye devam edeceğiz. Umarım bu tip teknolojik gelişmeler yeni nesillerin daha iyi eğitim almalarına vesile olur.

Murat Erdör

Dijital Dönüşüm Danışmanı