Skip to main content

Sanal ile gerçeğin arasındaki farkın gitgide belirsizleşmesinin depresyon vakalarına etkileri neler?

Şimdiye kadar hep, yeni nesil teknolojilerin “normal” insanlara etkisini konuştuk. Peki, sanal ile gerçeğin arasındaki farkın git gide belirsizleşmesinin, gerçeği değerlendirme yetisinin bozularak psikozların yaşanabildiği şizofreni, bipolar bozukluk ve ağır klinik depresyon vakalarına etkileri neler? Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Z. Sungur yanıtladı

Gerçek yaşama paralel hatta alternatif olabilen sanal yaşamlarımız var artık. Bu durumun insanlar üzerine etkisi çok konuşuldu, sizin görüşünüz nedir?

Sanırım internete bakış konusunda farklı bir görüşü tartışmaya açmakta yarar olacaktır. Günümüzde interneti “sanal” yerine “siber” olarak tanımlamak daha uygun olur kanısındayım. Yıllar evvel bir televizyon programında benim teknolojinin insan üzerine olumsuz etkilerini anlattığım bir programda konuk olan internet uzmanları konuşmamla ilgili olarak bana dönüp “Hocam sizi zevkle dinledik, hiç düşünmediğimiz bir çok yeni şey öğrendik ancak sizi bir konuda uyarmak istiyoruz. Sürekli sanal kelimesini kullanıyorsunuz. İtirazımız buraya çünkü dünyanın büyük çoğunluğunun içinde yer aldığı bir sistemde belki de sizin gibi ‘dışında kalanlar’ sanaldır” dediklerinde sanal kelimesini daha dikkatli kullanmam gerektiğini anlamıştım. Kuzenim Atıf Ünaldı teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanan ve bilişim konusunda çok önemli bir uzman. O da beni son 10 yıldır teknoloji ile daha barışık olmaya davet eder ve sanal kelimesine karşı çıkar. Bir başka konu ise internetin günümüzde bir amaç değil bir araç olduğu gerçeği… Ancak internet mesajın ulaşmasını kolaylaştıran ve güçlendiren bir araç gibi de düşünülebilir. Mesajınızı iyi ise iyi yönde, kötü ise kötü yönde güçlendiren bir araç.

Peki, psikotiklerin zaten bozuk olan gerçeği değerlendirme yetileri nasıl etkileniyor? “Beni uzaylılar kaçırıp derimin altına çip taktılar” diyen, haber bülteninde akan alt yazının kendisine mesaj verdiğini düşünen hastaların, bu tür teknolojiyle ilişkili sanrı ve halüsinasyonlarında bir değişim gözlemliyor musunuz?

Psikoz,”gerçeği değerlendirme yetisinin bozukluğu” olarak tanımlandığından teknoloji de olsa olsa ancak bu bozulmuş olan gerçeklik algısının farklı biçimlerde kendisini göstermesine neden olacaktır. Sorunuzda belirttiğiniz gibi bundan 20 yıl evvelki sanrı ve varsanıların içeriği ile bugün rastladığımız sanrı ve varsanıların içeriği arasında şüphesiz farklılıklar var. Teknoloji ürünleri insanın düşünce biçimini doğrudan etkileyebilecek nitelikte olduğundan tabi ki varsanılar da farklılaşıyor. Bana göre varsanılar, sanrıların dış dünyada kelimelerle tanımlanacak düzeyde somutlaşmış bir biçimi. Başka bir deyişle halüsinasyonlar iç dünyamızdaki düşüncelerin bir yansıması. İşitsel halüsinasyonlar ise bu iç düşüncelerin duyulması. Halüsinasyonların içeriğine baktığınızda kişinin düşünceleriyle uyumlu olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Sanrılar ise belirli bir çağda ve toplumda o çağın ve o toplumun gerçekleri ile bağdaşmayan inançlar olarak tanımlanabilir. Tanımdan da kolaylıkla anlaşılabileceği gibi, içeriği de yaşanılan teknoloji çağından bağımsız olamaz. Burada unutulmaması gereken gerçek düşüncenin yapısında ve içeriğindeki bozuklukların ayrı ayrı değerledirilmesi ve birbirine karıştırılmaması olmalıdır. Hezeyan ve halüsinasyonlar düşüncenin içeriğindeki bozukluklardır ve çağın gerçeğinden etkilenirler. Buna karşın düşüncenin yapısı daha farklı özellik taşır ve yaşanılan dönemin özellikleriden daha az etkilenir. Psikozlarda düşüncenin yapısı daha ilkel ve kişinin içinde bulunduğu gelişim dönemine göre oldukça çocuksu ve naiftir.