Skip to main content

TV’lerin sonu belli. Durumun onlar da çok farkında. Kimileri henüz etkilenmedi, bir iki reytingli programla para kazanmaya devam ediyor. Bu da bitecek!

Pek çoğunuz eminim “YouTuber” ne demek, bilmiyorsunuz. Bu konuda haksız da sayılmazsınız. Şunu çok açık söylemeliyim bilmeyenlerin de öğrenmesi, en azından bir fikri olması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. En azından kendileri potansiyel YouTuber olmasa bile çocuğunuz, yeğeniniz, kuzeniniz, mutlaka yakınlarınızdan birileri ya YouTuber ya da olmak üzere. Bu birinci kısmı, ikinci kısmı ise YouTube ve benzeri platformları bilmek, anlamak için az bir zaman kalmışken çok faydalı olacaktır. Size çok iddialı gelecek ama en fazla 10 yıl sonra televizyon kanalları kapandığında izleme alışkanlıkları ile ön hazırlık yapma fırsatınız olacaktır. Dikkatinizi çekerim belki demiyorum. TV’lerin sonu belli. Durumun onlar da çok farkında. Kimileri henüz etkilenmedi, bir iki reytingli programla para kazanmaya devam ediyor. Bu da bitecek! O zaman pek çoğu için geç olacak! Eninde sonunda etkilenecekleri kesin. Geçen ay Konya Selçuk Üniversitesinde bir söyleşim vardı. Yaklaşık 200 kişilik bir izleyici gelmişti. Salona sordum: Düzenli olarak televizyon seyrediyor musunuz? Topluluk içerisinde sadece üç kişi el kaldırdı. Onlar da, “ Sadece haberlere bakmak için açıyoruz” dediler. Anlayacağınız değişim başladı. Bir aksilik olmazsa Mayıs ayında da iki üç üniversite ziyaretim olacak. Aynı soruyu onlara da soracağım. Üstelik hepsi farklı coğrafyalarda olan bu üniversiteler sayesinde Türkiye’de üniversite okuyan gençlerin eğilimlerini net olarak görmemizi sağlayacak. Bu ay konuyu iki sayfaya sığdıramayacağım için iki bölüme ayırmam gerekti. Merak ederseniz bir daha ki ay diğer üniversitelerde ne sonuç aldığımı da yazacağım.

timur akkurt

Yayıncılıkta hayal ettiğim dünyayı YouTube sundu

Benim meslekî geçmişime baktığınızda klasik TV yayıncılığının pek çok bölümünde görev aldım. Ta ki 2002’ye kadar. 2002’ye geldiğimizde benim için yol gerçekten bitmişti. Çok sıkıcı, çok sıradan, çok eski olan bu sistem bana meslekî olarak keyif vermez olmuştu. Büyük bir cesaretle kendi hayallerimden koşmaya karar vererek kendi şirketimi kurdum. Neticede para kazanmak zorundayız hepimiz. Bugün bakarsanız yine video-prodüksiyon alanında işler yapan bir yapım şirketiyiz. Tek farkla 2008 sonrası internet hızlarının artmasıyla birlikte benim yayıncılığa bakışım kökten değişti. 1996’da hayalini kurup bir uygulamasını da yaptığım online yayıncılığın geleceği gözüme çok net bir şekilde göründü. Neydi 1996’da yaptığım? Ece Erken o dönem sabah şekeri tabiri ile bilinen sabahtan öğlen saatlerine kadar süren bir programı sunuyordu. O zamanın teknolojisi ile… 56K modem döneminden bahsediyorum dikkatinizi çekerim. Ben evimden Show TV’de canlı yayımlanan Ece’nin programına videolu olarak internet üzerinden bağlanmıştım. Şimdi size çok sıradan gelebilir ama 1996’da bu yaptığım olay olmuştu. İşte ben o günden beri internetten video içerik yayınları üzerine hayaller kurarak, istediğimin bu olduğunu bilir şekilde yaşamaya başladım. Belki TV alanında çok farklı işler yaparak çok ciddi paralar kazanabilirdim ama yapısal problemlerim buna müsaade etmedi. Ben yeni şeylerin peşinden hayal kurarak gitmeyi her zaman tercih ettim. Hayalini kurduğum dünyayı bana YouTube verdi. Daha sonra YouNow da buna eklenerek işi çok daha keyifli bir hale getirdi.

Kendim üzerimden anlattığım bu dünya biliyorum ki benim gibi pek çok yeni nesil yayıncı içinde harika bir ekosistem yarattı. Dünya standartlarında pek çok YouTuber’ımız var artık. Biz yayıncılık tarihini değiştiren, şeklini veren, nereye gideceğini belirleyen 1. jenerasyon YouTuber’larız. Ben bu âlemde biraz yaşımdan biraz tecrübemden ağabeyleri pozisyonundayım. Günün sonunda bakarsanız onlardan hiçbir farkım yok. İddia ediyorum: TV yayıncılığının sonunu tüm dünya üzerinde içerik üreten YouTuber’lar ve YouNower’lar getirecek. Ne, kim bu yeni nesil yayıncılar ve klasik televizyon yayıncılığının sonunu nasıl getirecek?

Birinci jenerasyon YouTuber’lara düşen görev

Yıllarca TV izlemiş profesyonel seyirciler olarak benim yaşlarda olanlar da var, doğrudan bu dünyanın içine doğmuş ve yayıncılığın YouTuber’lık olduğunu bilerek içerik üretenler de. Benim gibi olanlar, yanlış bulduğu, olmasın istediği, beğenmediği yayıncılık anlayışının karşısında, doğru olduğuna inandığı içerikleri üreten TV kalıplarıyla işi olmayan şahane bir kitle. Bu jenerasyonda Türkiye’de 20’li yaşlardan başlayıp 40’lı yaşlara giden bir skalada içerik üreticisi var. Bu içerik üreticilerini takip eden bir alt grup var. Bu grup ağabeylerinden gördüklerini uygulamaya çalışan kendi tarzlarını oluşturarak işin gelişiminde rol alan bu gençler abilerinin izinde hızla ilerliyor. Yaşları 10 ile 20 arasında!

Burada bize yani 1. jenerasyon YouTuber/YouNower’lara büyük iş düşüyor. Her ortamda olduğu gibi her yayıncı mükemmel değil tahmin edeceğiniz gibi. Çok yanlış işler yapanlar bu mecrada da mevcut. Kolay yükselmek isteyen, bu yolda her şeyi yapabilecek agresif ama şuursuz bir kesim var ki, bu grup çok tehlikeli. Neden mi? Nedeni izleyicilerin bu dünyayı yanlış öğrenmesine, bu tür içeriklerin izlenmesine alıştırıyorlar. Üstüne üstlük bunu izleyen kitle bu ve benzeri kalitesiz içerikler ürettikleri kendi kanallarını açarak kanser gibi çoğalıyorlar. Sonrası mı? Sonrası çok tatsız. Bu içerikleri ilk yapıp iyi gelirler elde edenler ya daha fazla saçmalamayacakları için içerik üretemez hale geliyor ya da daha farklı ama yine aynı kalitesizlikte içerikler üretmeye çalışarak tutunmaya çalışıyorlar. Sonradan kanallar açarak taklit içerik üreten diğer gençler hem para kazanamıyor hem de büyük hayal kırıklığı içinde geleceklerinden endişe etmeye devam ediyorlar. Her şeyde olduğu gibi bu işte de süreklilik ve kaliteyi korumak esas. Özellikle ABD’de bu işi çok iyi yapan kanallar var. Teknolojik konularda biliyorsunuz, bir şey tutacaksa önce orada tutuyor. Benim tahminlerime göre bizden yayıncıları 1 yıl, izleyicileri ise en az 5 yıl öndeler. İzleyicileri özellikle belirttim çünkü bu kültürün temeli izleyici kalitesiyle atılıyor. Bizde maalesef bu çok zayıf. Bu sebeple Türkiye 2025-2030 arasında TV’lere veda edecek. ABD ise 2020’de TV işini arşivine kaldırmış olur diye tahmin ediyorum. “Ne var ki, TV güzel, biz orada devam edelim” derseniz en büyük hatayı yapmış olursunuz. Zira TV’ler o yıllar geldiğinde kimsenin reklam vermek istemediği hatta çok az bir kesimin seyrettiği aptal kutular olarak kalacak. Burada kastettiğim televizyon cihazları değil, televizyon yayıncıları! Dünya, YouTube/YouNow gibi platformlarda milyar dolarlık reklam anlaşmaları yapar hale gelecek. Bu pastadan pay almak çok önemli. Ülkenize para girişini sağlamak bizim gibi yeni nesil yayıncıların en büyük faydalarından biri olacak. Bunun başarılması için tek yol kaliteli içerik ve bunun paralelinde kaliteli seyirciden geçiyor.

Tekno Safari / Timur Akkurt