Skip to main content

Küba ve İran üzerindeki ambargoların kalkması yatırımcılara ve ihracatçılara iki yeni pazar daha açıyor

Çin merkezli talebin azalması sonucu, başta petrol olmak üzere, birçok emtia fiyatında yaşanan yüksek fiyat düşüşü çoktan Rusya ve Brezilya ekonomilerini olumsuz yönde etkilemiş durumda. Tam da bu gelişmeler yaşanırken, dünya ekonomisine etkisi ne ölçüde olur bilinmez ama Küba ve İran üzerindeki ambargoların kalkması yatırımcılara ve ihracatçılara iki yeni pazar daha açıyor.

2016 yılının başından bu yana dünya ekonomisinin öncelikli gündemi yavaşlayan Çin ekonomisi. Uzun zamandır çift haneli rakamlarla büyüyen Çin ekonomisindeki yavaşlamanın kalıcı olması halinde, bu durumun diğer ülke ekonomilerine olumsuz etkileri de artacak.

2008 yılında gelişmiş ülkelerde başlayan ve etkisi halen devam eden finansal krizin yarattığı durgunluk şimdiye kadar BIRC (Brezilya, Hindistan, Rusya, Çin) ülkelerindeki yüksek büyüme oranlarıyla bir nebze dengeleniyordu. Ancak geleceğe yönelik öngörüler bu ülkelerden sadece Hindistan’ın çift haneli büyüme oranlarını yakalayabileceği yönünde. Çin merkezli talebin azalması sonucu, başta petrol olmak üzere, birçok emtia fiyatında yaşanan yüksek fiyat düşüşü çoktan Rusya ve Brezilya ekonomilerini olumsuz yönde etkilemiş durumda.

Tam da bu gelişmeler yaşanırken, dünya ekonomisine etkisi ne ölçüde olur bilinmez ama Küba ve İran üzerindeki ambargoların kalkması yatırımcılara ve ihracatçılara iki yeni pazar daha açıyor.

Yatırım fırsatları
Sınırlı nüfusu ve yatırımları finanse edecek yeterli kaynaktan yoksun olması dolayısıyla, Küba’daki yatırımların çevre ülkelere etkisi daha sınırlı olacaktır. Ancak birkaç yüz milyar olduğu tahmin edilen İran’ın yurt dışındaki hazır kaynakları ve gelecekteki petrol ve doğalgaz gelirleri büyük yatırımları finanse edebilme imkânı sağlıyor. 80 milyonu aşan tüketime aç nüfusu ise nihai tüketicilere satış yapan birçok şirketin iştahını kabartıyor.

Küba’da yabancı sermayeyi teşvik eden kapsamlı bir mevzuat 2014 yılında yürürlüğe girdi. Bu çerçevede özellikle Havana’ya 45 km uzaklıktaki Mariel Limanı’na bitişik Mariel Özel Kalkınma Bölgesine yabancı yatırımcı çekmeye önem verilmekte. Yeni bir yatırım projesinin devletten onay almasında, yatırım yapılan sektörün ne ölçüde ihracatı artırıp, ithalatı azaltabileceği dikkate alınan en büyük kriter. Zira ülkenin en büyük sorunu tüketim mallarının ithalatı için yeterli döviz gelirlerine sahip olmaması. Pratikte çok az sektörün yabancı yatırımcıya açık olduğunu belirtelim. Birçok sektörde rekabet edilecek şirketlerin devlet şirketi olması da bir diğer olumsuzluk.

Turizm her iki ülkede de yatırımcılara önemli fırsatlar sunuyor. Küba’da üç hafta, İran’da toplam iki ay bulundum. Her iki ülkenin de hemen tüm turistik şehirlerini gezdim. Gerek Küba’da gerek İran’da turizm tesislerinin hali içler acısı. İlave olarak, Küba’da yemek yok, İran’da ise akşam eğlencesi yok; bu da turisti uzak tutuyor. Küba’da büyük turizm yatırımları için bölgeler belirlenmiş, uygun olan yerlerde yapılacak olan yatırım, Küba devlet şirketleri ile ortak işletme şeklinde yapılabiliyor. İran’da ise İsfahan, Meşhed, Şiraz gibi tarihi şehirlerde kültür turizmi alanında çok önemli fırsatlar var. Nüfusunun hemen tamamı Türk olan Tebriz, 2018’de İslam Ülkeleri Turizm Başkenti olacak.

Yatırımcı ve ihracatçılar için iki taze pazar: Küba ve İran

İran uzun yıllar yüksek gümrük vergisi duvarlarıyla yerli ekonomiyi korudu. Aslında İran kapısı Türkiye’ye dünyadan daha önce açılmıştı. Türkiye-İran Tercihli Ticaret Anlaşması’nın da geçen yıl yürürlüğe girmesini takiben, birçok üründe yüksek gümrük vergileri aşama aşama indiriliyor. Haliyle en büyük fırsat da gümrük vergileri indirilen ürünlerde. Düne kadar Türk konfeksiyon ürünlerinin İran’a ihracatı pratikte mümkün olmuyordu. Öyle ya, her yıl Türkiye’ye tatile gelip alışveriş yapan insana aynı ürünü kendi ülkesinde iki misli fiyata satmak mümkün değildi. Oysa şimdi daha rekabetçi fiyatlar uygulanabilmekte.

2014 yılında 2 milyar dolar olduğu tahmin edilen Türkiye’den konfeksiyon ithalatının sadece 8 milyon doları gümrükten girmiş, geri kalan miktar ise kaçak olarak İran’a sokulmuş. Şimdi gümrük vergilerinin yüzde 40’a kadar düşmesiyle birlikte kaçağa gerek kalmayacak. Gelecek sene bu oranın Türkiye için daha da düşürülmesi bekleniyor.
İran’da alışveriş merkezi konsepti tuttu, Tebriz’in en büyük alışveriş merkezinde çoğunlukla Türk markalarının mağazaları bulunuyor. Türk inşaat sektörü için özellikle alışveriş merkezi inşaatı alanında büyük fırsat bulunuyor. Açılacak merkezlerin işletmesi Türklerin elinde olursa Türk konfeksiyon ürünlerinin satışı da daha kolay olacaktır.
Şirket kuruluşu

Küba’da 2014 yılında kabul edilen yeni mevzuat çerçevesinde, yabancı sermayeli firmaların oluşumu, yetkilendirilmeleri ve işe başlama süreçleri kolaylaştırıldı. Bu çerçevede, yeni kurulacak bir şirketin en geç 60 gün içerisinde faaliyete geçişi öngörülmekte, yüzde yüz yabancı sermayeli firma oluşumuna kısmen de olsa imkân tanınmakta, başta istihdam vergisi olmak üzere kimi vergi indirimleri sağlanmaktadır.
Küba’da birçok alanda Küba devlet şirketleri ile ortak şirket kurmak gerekirken, İran’da, yüzde 100 yabancı sermaye ile şirket kuruluşu serbest bırakılmıştır. Gerek yabancı ortak serbestisi gerek şirket kuruluş masrafların birkaç yüz dolar gibi sembolik rakamlarda olması, İran pazarına girmek isteyen yabancı yatırımcılar için önemli bir avantaj yaratmaktadır. Şirket kuruluş süresi ile gerekli evrak ve işlemler Türkiye’deki sistem ile paralellik taşımaktadır.

İran için tavsiyeler
İran ile ortak kültüre sahip olmak ve aynı dili konuşmak çok önemli bir avantaj. Sadece Tebriz’de değil, Tahran’da iş yaparken de Türkçe iletişim mümkün oluyor. İran, Türk mallarının dünyada en olumlu imaja sahip olduğu ülke olsa gerek. Türk malı, kaliteli mal demek. İranlı tüketici ucuz malı değil kaliteli malı arıyor. Nihai tüketiciye satışta odaklanılması gereken alan, gösterişli, albenili, kaliteli ve markalı ürünlerin satışı olmalı. Zaten, kamyondan tut züccaciyeye kadar, ucuz mal pazarı Çinliler tarafından çoktan işgal etmiş durumda ve onlarla bu alanda rekabet edebilmek mümkün değil.

Ayrı şirket kuruluşu, şube açmaya oranla çok daha kolay ve gerekli izinlerin hızla alınabilmesi için tavsiye ediliyor. Şirket kurmak istemeyenler ise franchise usulüyle çalışmayı tercih ediyor.

Ambargonun kalkmasıyla birlikte, yabancı sermayeye daha uygun koşullar sağlayan daha eşitlikçi düzenlemeler hazırlanmaya başlandı; sonuçlarının alınması yakındır. Mevzuat alanında gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekiyor.

Elbette, güvenilir ve işini iyi yapan bir avukat, malî danışman, muhasebeci, gümrükçü ve yerel banka temsilcisi bulmak işin en önemli kısmı.

Onur Elele / RSM Turkey