Skip to main content

Araştırma sonuçları, Y Kuşağı’nın çalkantılı bir yılın ardından, geleceklerinden ve ülkelerinin gidişatından endişe duyduklarını ortaya koyuyor.

Deloitte tarafından bu yıl altıncısı gerçekleştirilen araştırma sonuçları, Y Kuşağı’nın çalkantılı bir yılın ardından, geleceklerinden ve ülkelerinin gidişatından endişe duyduklarını; bu nedenle, kendilerini güvende hissettikleri işlerinden ayrılma konusunda daha az istekli olduklarını ortaya koyuyor.

Türkiye’de Y Kuşağı dünya geneline göre gelecekten daha umutlu
Gelecek 12 ay içerisinde ülkelerinin ekonomik durumunun daha iyiye gideceğine inanan Y Kuşağı çalışanlarının oranı, globalde %45 iken, Türkiye’de %59. Y Kuşağının globalde %36’sı, Türkiye’de ise %54’ü ülkelerindeki sosyal ve politik durumun, gelecek 12 ay içerisinde iyileşeceğine inandığını belirtiyor.

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 30 ülkede, Y Kuşağı’ndan 8.000 çalışanın katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, gençlerin finansal ve duygusal beklentilerine de ışık tutuyor. Gelişmiş ülkelerde Y Kuşağı’nın %36’sı finansal açıdan ebeveynlerinden daha iyi durumda olacağına inanırken, daha mutlu olacağını düşünenlerin oranı %31. Bu oran, Türkiye’deki Y Kuşağı’na bakıldığında sırasıyla %45 ve %37.

Y Kuşağı çalışanları, kurumlarının toplumsal sorunlara odaklanmasını istiyor
Çalışma hayatına atılmış Y Kuşağı; iş dünyasını ve toplumu ilgilendiren birçok konuda kendini sorumlu hissediyor. Türkiye’deki Y Kuşağının %86’sı, globalde ise %76’sı genel anlamda iş dünyasının ve de kendi çalıştıkları kurumların, toplumda iz bırakmada etkili olduğuna inanıyor. Özlem Gören, Deloitte’un bu konudaki yaklaşımına dikkat çekiyor: “Y Kuşağı çalışanları, bireyler gibi kurumların da bir varoluş amacına sahip olması gerektiğini ve çalışanlarına da topluma katkı sağlamaları için fırsat yaratmaları gerektiğini düşünüyor. Firmaların gücünü, toplumu ilgilendiren sorunlara da odaklanacak şekilde kullanması gerektiği görüşü ağırlıkta.

Esnek çalışma düzenine, Türkiye’deki Y kuşağı dünya geneline göre daha cesur bakıyor
İşsizlik, Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %21’inin en çok endişe duyduğu konu olarak yer alıyor. Y Kuşağı’nın kendini güvende hissetme arzusu ‘freelance’ (sözleşmeli danışman) ve tam zamanlı çalışmaya karşı bakış açısını da etkiliyor. Güvende hissetme ihtiyacına paralel olarak tam zamanlı düzenli bir işe olumlu bakma katsayısı artsa da (Türkiye’de %54), Y kuşağının freelance çalışma isteği hala hatırı sayılır oranlarda. Özellikle Türkiye’de bu oranın dünya geneline göre daha yüksek olduğu gözlemleniyor. Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %40’ı, globalde ise %31’i ‘freelance’ çalışmayı tercih edeceğini belirtiyor.

Esnek çalışma ortamı, performansı ve işe bağlılığı artırıyor
Ülkeler geneline bakıldığında, Y Kuşağı çalışanlarının %84’ü kurumlarında esnek çalıştıklarını ve %39’u kurumlarının yüksek esnek çalışma ortamları sunduğunu belirtiyor. Türkiye’deki katılımcıların çoğunluğu esnek çalışma koşullarının; motivasyonu, kişisel refahı, iş-özel yaşam dengesini, performansı ve kurumların hedeflerine ulaşmadaki başarısını olumlu etkilediğini belirtiyor. Türkiye’de, bu şekilde düşünen Y Kuşağı çalışanların oranı %65’ler seviyesinde iken, globalde bu oran %75-80 seviyesinde gerçekleşiyor.

Araştırmada öne çıkan diğer başlıklar:
*Y Kuşağı çalışanları iş dünyası liderlerinden neler bekliyor? Gençler, iş dünyasında liderlerin kendilerini net bir şekilde ifade etmelerini, dışlandığını düşünen kesimlerin sesi olmalarını, görüşlerini tutkulu bir şekilde dile getirmelerini ve değişimler konusunda hızlı davranmalarını istiyor.
*Z Kuşağı’nın yaratıcılığı ve yeteneklerine güven duyuluyor. Y Kuşağı çalışanları, kendilerinden sonra gelecek kuşağa karşı ümit duyuyor. *Türkiye’deki katılımcıların %71’i, şu anda 18 yaş ve altındaki Z Kuşağı’nın iş dünyasındaki varlıklarının etkili olacağına inanıyor. Araştırmacının tüm katılımcıları genelinde ise bu oran %60.
*Teknoloji, tehlikeleri ve fırsatları beraberinde getiriyor. Türkiye’deki Y Kuşağı çalışanlarının %38’i otomasyon, yapay zeka ve robot teknolojilerinin iş imkanlarını artıracağına inanıyor ve %58’i verimliliğin yükseleceğini düşünüyor. Teknolojinin ekonomik büyümeye etki edeceğini düşünenlerin oranı ise, Türkiye’de %56.