Skip to main content

Uygulama ekonomisinde başarısız olmanın oldukça rastlanır bir durum olduğunu söyleyen Stu Stein, uygulama dünyasına yeni adım atacaklar için açıklayıcı örneklerle ipuçlarını anlatıyor.   Fast Company’de yer alan haberde; uygulama yayıncısı…



























Uygulama ekonomisinde başarısız olmanın oldukça rastlanır bir durum olduğunu söyleyen Stu Stein, uygulama dünyasına yeni adım atacaklar için açıklayıcı örneklerle ipuçlarını anlatıyor.  
Fast Company’de yer alan haberde; uygulama yayıncısı PB&J Yayıncılık’ın kurucularından Stu Stein ilk kez bir uygulama yapacaklar için bazı önerilerde bulunuyor. Bu önerileri, yapımının 3 yılını aldığı hikaye kitabı uygulamasından edindiği tecrübeyle paylaşıyor.
Stein, kendi uygulama girişimine de böyle başladığını anlatıyor. ”Steve Jobs’un 2010’da iPad’i sunduğu sıralarda, iPad için çocuk kitaplarının yeni bir türünü ortaya koyabileceğimizi hayal ettik. Hansel ile Gratel’i yeniden yazabilir ve yeni bir deneyim yaratmak adına kitaba interaktif özellik ekleyebileceğimizi düşündük. Bizim aynı zamanda tam gün mesai yaptığımız işlerimiz vardı ve bizim ekipten hiç kimse daha önceden bir uygulama yapmamıştı. Ve bu da bir kaç ayı alabilirdi. Ancak yaşadığımız aksiliklerle birlikte tam üç yılımızı aldı.”

1- Önce yatırım planınızı yapın – sonra uygulamanızı oluşturun
Bir uygulama oluşturmak önceleri daha maliyetliydi ancak şu anda uygulama mağazalarında yer almak daha kolay. Apple, her ay App Store’a 17 binin üzerinde uygulama ekliyor. Platformda şu anda siz yer almıyorsunuz. Peki, bir sonraki planınız nedir?

Ürünü oluşturmaya başlamadan önce bu nakit dağılımını yaparsanız, bu konuda akıllıca davranmış olursunuz. Amacınız ise uygulamanıza kullanıcıların ilgisini çekmek olmalı.  

Örneğin, diyelim ki ödemede insanlara kolaylık sunan restoranlar için bir uygulama yapmak istiyorsunuz. Uygulamanızı 10 restoran sahibinin satın almayı kabul ettiğini hayal edin. Ve bu harika bir başlangıç olurdu. Ayrıca yatırımcıların, medyanın ve potansiyel ortaklarınızın size bakış açısını değiştirirdi.  

İşte size ücretsiz uygulayabileceğiniz talebi artıracak birkaç öneri:
– Herhangi bir yazılıma başlamadan önce uygulamanızın nasıl görünebileceğine ilişkin bir PDF dosyası hazırlayın. Tam olarak bitmiş hali olmasına gerek olmayıp; yalnızca ana işlevlerini göstermesi yeterlidir. Eğer potansiyel müşterilerin veya yatırımcının beğenisini kazanırsanız; sonrasında gerçek bir geri bildirim alırsınız.
-Kar amacı gütmeyen bir yerle ekibinizi oluşturun ve gelirlerinizin bir kısmını ortaya koyun. Kar amacı gütmeyen bu yer uygulamanızı insanlarla tanıştırmasıyla kalmayıp; ayrıca çoğu zaman köklü iş adamlarının yer aldığı kuruluşun yönetim kuruluna da giriş sağlar. Medya iyi giden iş alanlarıyla ilgilenir.
-Ürününüzle veya hedef kitlenizle ilgili etkili olabilecek kişilere ürününüzden bahsedin. Belki de sizin için bu bir ünlü veya blogger olabilir. Hatta sektörde tanınan bir isim de olabilir. Bu kişiyle iletişime geçerek planınıza dahil etmek, ürününüzü sunuş biçiminiz daha bir değer kazanacaktır. 
2- Teknik ekip çok gerekli 
Dış kaynak kullanımı ile ilgili muhtemelen çok iyi şeyler duymuşsunuzdur. Asya’dan bir yazılımcıya tüm işlerinizi yaptırabilirsiniz, öyle değil mi? Ancak durum pek de öyle görünmüyor. 
Dışarıdan çalışanlar, sizin çalışma alanınızın belirli kısımlarında yer alacak, o kadar. Siz, müşterilerinizin ihtiyaç duyduğu yeni özellikleri keşfederken, her değişiklik için fazladan bir ödeme yapmak durumunda kalırsınız. 
Ayrıca dışarıdan çalışanların doğruyu söyleyip söylemediği anlaşılmayabilir. Belki de projenin yarısında vaat edilen özelliklerin mümkün olmayacağını söyleyebilir. Teknik ekip olmadan nasıl bir adım atacağınızı bilemeyebilirsiniz. 
En iyisi, uygulamayı inşa edecek teknik bir ekibiniz olduğunda yapılan iş planı doğrultusunda tanımlanmış birkaç parça işi dışarıya paslayabilirsiniz. 

3- Dikkat çekici olun
Uygulamalar düşük marja sahip, yüksek hacimli iş olarak tanımlanabilir. Uygulamanızı indiren kullanıcılardan kişi başına bir dolar alıyorsanız; yeni bir müşteri edinmenizi sağlayan pazarlamanın bir dolardan fazla bir değere sahip olduğu anlamına gelir.  
Pazarlamanın büyük bir kısmı, yapılan uygulamanın konuşulmaya değer olması adına yapılır. 
Ancak, uygulamayı neyin dikkate değer yaptığına hemen karar veremezsiniz. Bu özelliğin keşfi için belli bir zaman ayırın. Uygulamanız bağımlılık yaratan özelliği olduğu için mi tercih ediliyor? İnsanların başka bir yerde bulamayacağı bir bilgi mi sunuyor? Dikkate değer bir uygulama için neyin gerekli olduğunu bulduğunuzda, uygulamanızı sorulara yanıt olacak biçimde şekillendirebilirsiniz. Ve eğer herhangi bir ilgi uyandırmıyorsa da daha iyisini yapmak için yola koyulabilir veya bu uygulama fikrinden vazgeçebilirsiniz. 
4- Fikrinizi ölçeklendirin 
Ölçeklenebilirlik, bir ürün oluşturabileceğiniz ve çok masraf olmadan kolayca daha fazla kişiye satabileceğiniz bir fikri temsil ediyor.  
Örneğin Angry Birds kolay ölçekli bir uygulama oldu. Angry Birds için aynı teknoloji platformu ve konsepti kullanarak kolayca bir neticeye ulaşılabilir.  
Fikrinizi daha ölçeklenebilir hale getirmenin yollarını araştırın. Örneğin; mobil ödemeler için bir restorana mobil ödemeler için bir uygulama yaptığınızı düşünün. Belki de müşterileriniz yazar kasa yapan olabilir. 
5- Uygulamalar yarı zamanlı iş değil 
Yazmak, yarı zamanlı bir iş olarak görülebilir. Resim yapmak da öyle.  Ancak uygulamalar yarı zamanlı bir iş olarak görülmemeli (tabii siz tam gün çalışan bir uygulama geliştirici değilseniz).
Tam zamanlı çalıştığımız işlerimizin yanında bizim bu uygulamayı yapmamız, neredeyse bir buçuk yılı aldı. Yoğun geçen bu süreçte arkadaşlar ve aile ile geçirilen zamanlar bize ödül gibi geliyordu. İş saatleri dışında çalışırken ise pazara yavaş bir şekilde girerek dikkat çekmek için bazı noktaları kaçırıyorduk. Yarı zamanlı olarak uygulama yapmaya koyulmak geliriniz için biraz riskli olabilir. Ancak siz bu ödemeyi başka yollardan sağlıyorsunuz.