Skip to main content

Brand Week İstanbul’un bugün öğle saatlerindeki konuğu Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’ti

Marketing Day’in en ilgi çekici oturumlarından biri olan Spor Etkisi, Sportsnet Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülüm, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici, Milli Jimnastikçi Tutya Yılmaz ve Beşiktaş Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş’i bir araya getirdi.

Türkiye’nin ilk spor odaklı ajansı olan Sportsnet’in yönetim kurulu başkanı Ahmet Gülüm tarafından yönetilen Spor Etkisi konferansı katılımcıları spor ve marka ilişkisinin farklı boyutlarıyla tanıştırdı.

Sportsnet Group Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gülüm, sporun pazarlama iletişimindeki önemine değindi. Dünya üzerinde spora yapılan yatırımın %24, Türkiye’de ise rakamın %5’e kadar düşmesinden bahsetti.

Günün beklenen ismi Şenol Güneş’i davet eden Gülüm, tecrübeli çalıştırıcının sinevizyonda futbolculuk döneminden teknik direktörlük dönemlerine kadar görüntüleri konuklarla paylaştı. Ardından konuşmasına başlayan Şenol Güneş, Moderatör Ahmet Gülüm’ün kendisine çok övgülerde bulunduğunu ifade ederek, “İltifatlar güzel şey. Taşıyamayacağım yükü almak istemem. Bugün toplantıda konuşurken gördüm. Tutya’yı tebrik ediyorum tekrar. Çocuklarımıza spor ve sanatı sevdirmek zorundayız. Büyük bir gayret var ama yeterli değil. Kendi çocukluğuma gittiğim zaman futbolun serserilik olarak görüldüğü zamanlarda ben futbola başladım. Ben futbolcuyum diye eşimi bana vermek istemedikleri zamanlardan şimdi kızını futbolculara vermeye çalışılan dönemlere geldik. Yoklukların, tesisin olmadığı zamanlarda üretken olduğu, binaların az olduğu arsaların çok olduğu zamanlardan, binaların çok olduğu arsaların az olduğu dönemlere geçtik. Ben futbol yüzünden 1 sene kaybettim okuldan” diye konuştu.

Kendisinin de oyuncuların da sorumlulukları olduğunu dile getiren Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, “En iyisini sunmak zorundayız seyircilere. Sevmeye sevilmeye gelsin seyircilerimiz. Ölmeye gelmesinler. Oyunculara her zaman şunu söylerim; maçta yenip yenilmemenin garantisi yok ama mücadele etmenin garantisi var. Mücadele edersek bir maç sonra kazanabiliriz” dedi.

Sözlerine “Futbol ciddi bir iş değildir. Ciddi bir oyundur” diyen deneyimli çalıştırıcı “Her maça çıktığımızda sorumluluklarımız var. En iyisini sunmak zorundayız. Bizim için müşteri taraftardır. Onları memnun etmek durumundayız. Biz keyif almazsak onları mutlu edemeyiz. Her maçta yenilmemek üzere sahaya çıkıyoruz ama bunun bir garantisi yok. Bize düşen elimizden gelenin en iyisini yapmak. ” dedi.