Skip to main content

Konu sanat olmasa bile blockchain sayesinde sosyolojik olarak süregelen güven eksikliği hissiyatımızı da bir kenara koyabiliyoruz.

Güzel sanatlar dünyasının içine girmeye başladığım lise yıllarından bu yana, teknoloji ve sanat arasındaki ilişki her zaman ilgimi çekmiştir. “Nasıl bir araya geldiler,” sorusunu uzun süre kendime sordum. Bugün ise nihayet bu iki olgu arasındaki örüntüleri açıklıkla yakalayabiliyorum. Sürece bakarsak, ArtBizTech ekibiyle tanışmam bir milat oldu diyebiliriz. Teknoloji ve sanatın ilişkisi üzerine yazdığım bir tez çalışmasının ardından bu ekiple ilk kez bir araya geldim ve bu soruyu onlarla birlikte irdelemeye başladık. “Sanat İçin Teknoloji, Teknoloji İçin Sanat” başlığıyla bir anda ilgimi üzerlerine çeken ekibin hızla bir parçası oldum. Hem teknolojik hem sanatsal yetkinlikleri kuvvetli olan bir ekiple çalışırken araştırmalarınız 100 kat hızla ilerliyor. Bu enerjinin patlaması olan bang. Art Innovation Prix ile teknolojinin bize imkân verdiği tüm alanları sanatsal bir çerçevede izlemek ise izleyicilere kalıyor. Blockchain’e gelmeden, sanatın teknolojiye (ya da teknolojinin sanata) iz düşümünü irdelemenin faydalı olacağını düşündüm.

Blockchain’e gelirsek… Her sektörde alışverişin kurallarını ve yöntemini belirleyen aracı kurumlar olduğu gibi sanat piyasasında da bu gibi yapılanmalar vardır. Kripto paraların hayatımıza girişiyle birçok sistem değişti. Sanat çevrelerinde de bu yapılanmaların yerini, yeni teknolojileri temel alan yeni girişimler almaya başladı. Ancak bu para birimlerinin yolu sanata düştüğünde daha farklı paradigmalar işin içine giriyor. Verisart, Monegraph, Dada ve Ascribe gibi örnekler gün geçtikçe çoğalıyorlar. Bu girişimlerin çoğu konuyu son kullanıcı tarafından ele alıyor. Nasıl bir son kullanıcı dersek, şimdilik “sanatçı” ve “koleksiyoner” grubu olarak değerlendirebiliyoruz. Bir sanat eseri satın alırken özellikle sahibi hayatta olmayan bir eser ile ilgili birçok soru işareti aklımızda belirebilir. Blockchain tüm bu soruları yanıtlama iddiasıyla karşımızda.

Sanatın Blockchain’e ihtiyacı var mı? Evet, var

Sanatın neden blockchain’e ihtiyaç duymasının birçok sebebi var:
Kimlik doğrulama / ilişkilendirme
Dijital edisyonlar
Sahiplik belgesi
Kaynak / takip

Blockchain’i kullanabildiğimiz aplikasyonlarda örneğin Verisart, sanat sektöründe birden fazla ve sınırlı sayıda baskı için dijital sertifikasyon yayımlamak üzere çalışan tek şirket. Verisart, paylaşılan şifreleme standartlarını kullanıyor ve yaygın olarak kullanılan kriptografi teknolojisi ile çalışıyor. Kurucu Robert Norton, “Sanat piyasası genel olarak yeni teknolojiye adapte olmak için yavaş… Ama blockchain teknolojisi ve yapay zekâ destekli görüntü tanıma sisteminin birleşimi bunu değiştirecek” diyor.

Konunun başına tam da sanattan doğru oturmak gerekirse, eserlerin aidiyeti, periyodik ilişkileri, edisyonları ve sertifikaları gibi bilgi ve kayıtlar mevcutta belli tekellerin elinde. Blockchain ise bu bilgilerin eserin kendisine zimmetlenmesini sağlıyor. Böylece tarafsız ve yalın bir ekosistem yaratılabiliyor.

Blockchain’in getirdiği soru işaretsiz düzen beni çok memnun ediyor. Eğer bir sanatçı, koleksiyoner ya da satıcı değilseniz, belki de “kimin umurunda,” diye düşünebilirsiniz. Fakat bu konu sanatçıları, koleksiyonerleri ve satıcıları etkilemekte. Konu sanat olmasa bile blockchain sayesinde sosyolojik olarak süregelen güven eksikliği hissiyatımızı da bir kenara koyabiliyoruz.

Blockchain’in sanat dünyasına faydası sınırsız
• Sanatçıların ürettikleri işlerini kayıt altına alabilmeleri için neredeyse maliyetsiz bir yöntem sunuyor.
• Koleksiyonerlerin anonimliklerini koruyarak işlemler sırasında veri paylaşmalarını kolaylaştırıyor.
• Herkesin üzerine kendi zincirini inşa edebileceği bir açık kaynak yaratıyor.
• Kaynak belgeler için tek erişim noktası oluşturuyor.
• Karmaşık şifrelemesi sayesinde güvenli bir yapısı var.
• Eserle ilgili bilgilere tüm dünyadan aynı anda erişim imkânı sunuyor.
• Aracının şeklini değiştirerek, maliyetleri büyük oranda düşürüyor.
• Fotoğraflar, geçmiş değerlendirmeler, makbuzlar ve meta veri dış zinciri olarak depolanabilen geri yükleme kayıtları gibi belgelerin karmalarının bir arada incelenebilmesini mümkün kılıyor.

Sanatçıyı koruyor
Blockchain ile verilerin esere zimmetlenmesi, eserinin ilk satışını gerçekleştirdikten sonra onunla vedalaşmak durumunda kalan sanatçıyı da koruma altına alıyor. İşin içinde aracı kurumlar olsa da, sanatçının eserin gerçekleşen her yeni satışından pay alabilmesinin önü açılıyor.

Orijinalliği garanti altına alıyor
Eserlerin orijinal olup olmaması da sanat alanındaki önemli tartışma konularından biridir. Bu alanda verilebilecek en yakın örneklerden birisi, Leonardo da Vinci’nin 450,3 milyon dolara satılan Salvador Mundi (Dünyanın Kurtarıcısı) tablosudur. Bu eser 1958 yılında gerçekleşen bir müzayedede sadece 60 dolara, bundan dört yıl önce ise açık artırma olmaksızın bir koleksiyonere 127,5 milyon dolara satılmıştı. Aradaki farkı yaratan, eserin otantikliğiyle ilgili çekincelerdi. Blockchain teknolojisi, günümüzde eserlerin otantikliğini garanti altına alan farklı otorite yapılarının yerini, herkesin ulaşabileceği şeffaf yapıların almasına imkân tanıyacak.

Dijital galerilerin yeni arzu nesneleri
Galeriler uzun zamandır sanatın fiziksel alanı oldular. Sanatın etrafında duran herkesin bir araya geldiği yerler olarak anılmaya devam ediyorlar ancak dijitalleşme her konuda olduğu gibi galericileri de ekranların ardına çekmeyi başardı. Öncelikle izleyiciler olarak mekânlara gitmeden eserleri incelemeye başladık. Bu arada ekran ardından izlenmesi uygun olan yeni bir yapı doğdu. Koleksiyonerler beyaz galeri duvarlarının yanı sıra ekranlardan da eser satın almaya başladılar. Blockchain ile satılabilen dijital sanat eserlerine bakacak olursak, bu alanda en iddialı olan “Cryptokitties” ve “Rare Pepes” koleksiyonerler için yeni ve farklı arzu nesneleri haline geldiler.

Merkezi olmayan otorite satmak
Belki bir hafta boyunca gösterilecek bir eseri satın almak ve sonraki hafta eseri satmak istiyorsunuz. Sattığınız zaman, dünyanın her yerinden teklifler alabileceksiniz. Kısa bir süre sonra akıllı sözleşmeler, işleminizi inceleyerek paranızı aldığınızdan emin olduğunda dosyayı alıcıya aktarıyor ve orijinal dosya artık bilgisayarınızdan gitmiş oluyor. Blockchain’in merkezî olmayan sanat pazarlarıyla, aktif bir alışveriş altyapısı kurulabiliyor.

Özge Çokgezen

ArtBizTech & bang. Art Innovation Prix Sanat Yönetmeni