Skip to main content

İran’a karşı yaptırımların kalkması birçokları için büyük bir fırsat gibi gözükse de Türkiye’nin en büyük ihracatçısı olan otomotiv sektörü için pek de iyi bir haber değil. Türkiye’nin aksine otomotiv yatırımları İran’a kayacak

İran’a 100 milyar dolarlık doping
İran’ın bu denli ilgi çekmesinin altında birçok neden var. Öncelikle yaptırımların kalkması ile birlikte İran’ın refah seviyesinde ciddi bir artış bekleniyor. Ülkenin yaptırımlar nedeniyle yabancı bankalarda bloke edilmiş 100 milyar doları bir şekilde yeniden ekonomisine girecek. Tabii çoğu ülke bu meblağları ticari yollarla ödemeyi tercih ediyor. Nitekim İran’ın Airbus’tan aldığı 114 adetlik uçak siparişi, ya da İtalya ile yapılan görüşmeden 17 milyar Euro’luk inşaat ve altyapı yatırımı anlaşması bunların birer göstergesi Ayrıca BP İstatistikleri’ne göre İran dünyanın en büyük doğalgaz rezervine sahip ülke ancak ambargolar nedeniyle doğalgaz gelirlerinde ciddi bir düşüş yaşamıştı. Ülkenin doğalgaz gelirleri de bu vesileyle artacak. Ancak bu artışlar da ansızın olmayacak.

Otomotiv sektörü için İran fırsat mı yoksa bir tehdit mi?
İran Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde Suudi Arabistan’dan sonra ikinci büyük ekonomiye sahip. Ayrıca ülke 404 milyar dolar gayrisafi milli hasılaya ve kişi başına düşen 5.200 dolar milli gelire sahip. Frost & Sullivan’ın tahminlerine göre 2014 ile 2020 yılları arasında İran’ın GSYİH’sının ortalama yüzde 3,2 oranında büyümesi öngörülüyor. Ayrıca Ortadoğu’da Mısır’dan sonra 81 milyonluk nüfusuyla en kalabalık ülke olan İran halkının yüzde 72’si 15-64 yaş arasında, çalışma çağındaki insanlardan oluşuyor. Üstelik de ülkenin hem eğitim düzeyi yüksek, hem de çalışan ve hammadde maliyetleri çok düşük.

Otomotiv İran’daki en büyük ikinci endüstri
Öte yandan İran’da otomotiv sektörü enerjiden sonra en önemli ikinci endüstri konumunda. Ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) yüzde 10’dan fazlası otomotiv sektöründen kaynaklanıyor. Ayrıca sektörde çalışan kişi sayısı da 700 bin kişiyi buluyor. Ülkedeki otomobil üretimi 2011 yılında 1 milyon 649 bin 311 ile rekor kırdı ve dünyanın en büyük 13. otomobil üreticisi oldu. Ancak yaptırımlar sonrası üretim rakamları 1 milyon seviyelerine düşerek 18. sıraya geriledi. Türkiye ise 16 ve 17. sıralar arasında dolanıyor. İki ülke arasındaki üretim adetlerinde ise çok büyük farklar yok. Ancak ülkenin açılım sonrasında üretimin ciddi şekilde artması bekleniyor. Nitekim İsviçre ziyareti sırasında İran Endüstri Bakan Yardımcısı 2021 yılında otomobil üretim kapasitelerini 3 milyona çıkartmayı hedeflediklerini açıkladı.

Öte yandan ülkenin iç pazarı da oldukça ilgi çekici. 11 milyonluk bir araç parkına sahip ülkede otomobillerin yüzde 85’i 7 yaşından yaşlı otomobillerden oluşuyor. Ayrıca 2014 yılında iç pazarda satılan otomobil sayısı 985 bin adet. Ülkeye uygulanan yaptırımlara rağmen bu denli büyük bir pazarın olması yaptırımlar sonrası için de ciddi bir pazar potansiyelini ortaya koyuyor. Üstelik ülkede yakın zamanda devreye giren hurda teşviki de pazara ciddi bir ivme kazandırabilir. Nitekim Frost & Sullivan’ın tahminlerine göre 2022 yılında ülkenin iç pazarının 2,3 milyona ulaşması öngörülüyor. Hal böyle olunca da bu denli hızlı büyümesi öngörülen bir pazarı üretici markaların es geçmesi pek de olası gözükmüyor. Bu da doğal olarak Türkiye’nin zaten Gümrük Birliği sonrası çekmekte iyice zorlandığı otomobil yatırımlarının tamamen önünü kesebilir. Aynı bir dönemler Apple Store’dan bir İranlı’nın iPad almakta zorlandığı gibi.

Osman Kurt

Sayfalar: 1 2