Skip to main content

Mobil operatörler su kullanımından binalardaki renk seçimine, güvenli dijital imzadan e-faturaya değişen çeşitli konularda çevre dostu ve iklim değişikliğine yönelik çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalardan bazılarını derledik.

Turkcell’e İklim Saydamlık Liderliği Ödülü

Turkcell sürdürülebilirlik çalışmalarını Çevre Yönetim Politikası doğrultusunda yönetiyor.  ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi Standardı ve ISO 14064 Kurumsal Sera Gazı Emisyonlarının Hesaplanması ve Raporlanması sertifikalarını almaya hak kazanan ilk mobil operatör olan Turkcell, bunların yanı sıra bu sertifikaların denetim ve güncellemelerini de sürdürüyor. Turkcell ayrıca, paydaşlarıyla iklim değişikliği performansını şeffaf bir şekilde paylaşmak amacıyla Karbon Saydamlık Projesi (CDP) raporlaması gerçekleştiriyor. 2014 yılından bu yana CDP raporlaması yapan Turkcell, 2015 yılında endeksin en üst yüzde 10’luk grubuna dâhil olan beş şirketten biri olarak “CDP 2015 İklim Saydamlık Liderliği” (Turkey Climate Disclosure Leadership) ödülüne layık görüldü. Turkcell’in iklim değişikliğine dair diğer bir çalışması da, 2016 Gebze’de açtığı veri merkezi için LEED Gold sertifikası oldu.

İklim değişikliğiyle dijital mücadele>>>

Türk Telekom 2010 yılında Karbon Saydamlık Projesi’nde (CDP) raporlama yapan ilk Türk telekomünikasyon şirketi oldu.  2011 yılında IMKB 100 içinden CDP’ye raporlamayı yapan şirketler arasında yapılan değerlendirmede, Türk Telekom metodoloji ve saydamlık açısından en iyi raporlama yapan iki şirketten biri olarak ödüllendirilirken, 2012’de en iyi 5 şirket arasında yer aldı. Türk Telekom Ümraniye Teknoloji Merkezi ve Türk Telekom Esentepe A,C ve D Blok Yerleşkesi LEED GOLD Sertifikası alarak dünyadaki sayılı ofis projeleri arasına girdi. Bu sertifika kapsamında sera gazı salımını takip ve azaltma, iç mekân hava kalitesi, doğal aydınlatma, atık yönetimi, sıcaklık ve nem kontrolü gibi insan sağlığını doğrudan etkileyen unsurlar göz önünde bulunduruldu.  Ayrıca bina inşaatlarında kullanılan yöntemler ile son kullanıcıya daha temiz bir ortam bırakılması sağlanıyor.

Vodafone’un çevre dostu mobil uygulaması: ‘Yeşile Saygı’

Vodafone Türkiye, sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin yaygınlaşmasını amaçlayan Yeşile Saygı mobil uygulamasını 2014’te devreye almıştı. Operatör, uygulamayı 2016 sonunda tamamen yenileyerek kullanıma sundu. Yeşile Saygı ile doğa dostu yaşama dair ipuçları ve yeni özelliklerle uygulama, daha interaktif ve kullanıcı dostu hale getirildi. Kullanıcılar için yeşil pusula görevi gören uygulamada ‘Yeşile Git’ özelliğiyle doğa parkları, kent ormanları, organik pazarlar, hayvan barınakları görüntülenebilirken, kullanıcılar bu yerlerde yaptıkları konum bildirimlerini sosyal medya üzerinden paylaşabilecek ve arkadaşlarının bildirimlerini de görebilecek. ‘Yeşil Ayak İzim’ özelliğiyle kullanıcılar, yeşil puanlar kazanabilecek ve bu puanlarla fidan bağışında bulunabilecek. Her ay en yüksek puanı toplayan kullanıcı, sürpriz doğa dostu hediyelerin de sahibi olacak. Uygulamayı App Store ve Google Play’den indirerek kullanmak mümkün.

İklim değişikliğiyle mücadelede dünyada neler yapılıyor?

Dünyada sigortacılık araştırmalarıyla tanınan Swiss Re’nin 2016 verileri geçen yıl dünyada meydana gelen afetlerin yüzde 92’sinin iklim değişikliğinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Bu afetler maddî tablosu da ağır. Zira, 37 milyar dolarlık hasardan söz ediliyor. Peki, bu zararı azaltılmasından dijitalden nasıl yararlanabiliriz? Dünyada bu alanda yapılan çalışmalardan örnekleri bir araya getirdik

İklim değişikliğine karşı büyük veriden faydalanma yarışı

“İklim Eylemi için Veri (Data for Climate Action)” isimli yarışma iklim değişikliğine karşı büyük veriden yararlanarak çözüm bulmayı amaçlıyor. BM Küresel Nabız girişimi tarafından düzenlenen yarışma BM İklim Eylemi Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne uygun olarak seçilen iklim etkilerinin azaltılması, iklime uyum sağlanması ve iklim değişikliğiyle BM 2030 gündemi arasındaki bağlantıların araştırılması gibi noktaları kapsıyor. Seçilen araştırmacılar dört ay boyunca araştırmalarını sürdürecek ve kazananlar Kasım ayında açıklanacak.

Mobil uygulamalar

Burada karbon ayak izini takip eden iki mobil uygulamaya yer vereceğiz. Bunlardan ilki Oroeco. Bu uygulamayla yediğiniz, satın aldığınız ve yaptığınız her şey için bir karbon ayak izi değeri elde ediyorsunuz. Bu elde edilen değerleri komşularınızla paylaşabiliyorsunuz ve Oroeco tasarruf için ipuçları da sunuyor. Oroeco, UC Berkeley bünyesinde CoolClimate araştırma grubu işbirliğiyle yürütülüyor. Uygumalayı App Store ve Google Play’den indirebilirsiniz. Diğer uygulamaysa giveo2.Bu uygulamaysa yaptığınız seyahatlerdeki karbon ayak izini hesaplamaya yarıyor. Seyahate çıkmadan önce uygulamayı açıyorsunuz ve uygulama otomatik olarak karbon ayak izinizi hesaplıyor. Hollandalı üç gencin hayata geçirdiği giveo2’yu App Store ve Google Play’den indirerek kullanabilirsiniz.

Açık kaynak hareketi

Açık veri ve açık kaynak teknolojileri çevre araştırmaları hızlandıran bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada karşımıza çıkan en önemli örneklerin başındaysa Tesla geliyor. Tesla elektrik araçların patentlerini kamuoyuna açarak, elektrikli araç sektöründeki çalışmaların daha da hızlanmasını istiyor. Diğer bir örnek de, ABD hükümetinden geliyor. Hükümet iklim verilerini kamuoyuyla paylaşarak, kolay erişime imkân sağladı.

Veri merkezleri

Veri merkezleri özellikle elektrik tüketiminin üst seviyede olduğu tesisler. Dolayısıyla, elektrik tüketiminde tasarruf sağlamak öne çıkıyor. Veri merkezlerinde elektrikli ağırlıklı olarak sunucuların soğutulmasında karşımıza çıkıyor. Apple bu noktada veri merkezlerinin tamamında güneş enerjisi kullandığını açıkladı ve iddiasını ortaya koydu. Google ise 2015’te veri merkezlerinde yüzde 45 seviyesinde yenilenebilir enerji kullanırken, bu yıl sonunda tamamen yenilenebilir enerjiden yararlanmayı hedefliyor. Bu arada şunu da not edelim:Greenpeace’in yayımladığı bir rapora göre, dünyadaki veri merkezleri dünyadaki elektrik tüketiminin yüzde 1,5-2’sinden sorumlu.