Skip to main content

Bu yıl Davos Zirvesi’nin ana temasının ‘4. Endüstri Devrimi’ olarak açıklanmasını sağlayan özellikle son 5 yılda pek çok teknolojik gelişmeyi örneğin Nesnelerin İnterneti, Yapay Zeka, Sanal Gerçeklik konularını dergimiz genelinde ve bu köşede inceledik

18. yüzyıl biterken buhar ve su gücü, mekanik üretim ekipmanlarının yaygınlaşması, 19. yüzyılın 2. yarısından sonra elektriğin yaygınlaşmasıyla seri üretim ve işgücü içinde çeşitlenmeye gidiş toplumsal sınıfları ve de yeni bir devlet yönetimi düzenini yarattı. 1970’ler sonrası elektronik devrimi, bilgi teknolojileri otomatize üretimi yaşamımıza soktu, toplumsal kırılmalar üzerinde genel kabul görmüş bir etkisi tartışmalı olsa da 3. üretim devrimi olarak kabul edilen bu devrim devam ederken 4.yü ilan etmek için erken diyenlere de hak vermemek elde değil. Üstelik bazı akademik araştırmalar bilimsel gelişmelerdeki hızın 18 ve 19. yüzyıllarda daha hızlı olduğunu iddia ediyor.

Yine de neden şimdiden 4. Endüstri Çağı’na şimdiden hazırlık yapmalıyız? Onlarca nedenden bazılarını tartışalım. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın bile ‘hazır olmayabiliriz’ dediği üzere, akıllı cihazlar, yapay zekâ, insanların yanında uyumlu çalışabilen robotlar yaygınlaşıyor. Otomasyon gerçek kelime anlamını hak edercesine bazı üretim tiplerinde insan gözetimine artık minimum seviyede ihtiyaç duymak üzere, üst beceri grubundaki bireylerin daha da kıymete bindiği bir dünyada orta kademe işlerin kaybolmasından korkuluyor. Şimdiden ulus ötesi şirketlerin üretimlerini tekrar Batı’ya almaya başladığını görüyoruz. Bu da ucuz işgücü sunan Asya ülkelerinin 4. Endüstri döneminde problemler yaşayabileceğini ortaya koyuyor. Yani özetle, hem ülke içinde ekonomik sonrasında sosyal kutuplaşmalar hem de ülkeler arası uçurumların artmasından korkuluyor.

Türkiye’de her ne kadar tekstil ve otomotivde üretkenliği yüksek, eğitimli ve becerili çalışan kitlesiyle fark yaratıyor olsak da, bu üstünlükler de orta vadede sürdürülebilir olmayabilir.

endüstri devrimi

Sadece imalat sektörü değil tüm toplum dönüşecek
Şimdilik ‘siber-fiziksel’ teknolojilerle simgelenen dönüşüme 4. Devrim denmesini haklı kılacak nedenlerden biri de ‘sistemsel’, bütünsel dönüşümleri tetiklemesi, her endüstri ve her ülkeyi değişime zorlaması. Nano/biyo ve malzeme bilimlerinde gelişmeler, kuantum bilgiişlem gibi alanlarda çalışmalar, ve şimdiden günlük hayatta denenen, yaygınlaşan sürücüsüz otomobiller, 3B baskı, örneğin dillerarası iletişim kurma asistanımız, finansal portföy yöneticimiz yerine geçen ‘karar alma algoritmaları’ iş piyasasında farklılıklar oluştuyor.

Yani Endüstri 4.0 desek de sadece imalat işlerinden bahsetmiyoruz, avukatlık, bankacılık gibi alanlarda da pek çok işi öğrenen algoritmalara bırakmaya doğru gidiyoruz. Bilgi işlem gücü ve saklama kapasitesinde gelişmeler herkesin cebine süper bilgisayarlar sıkıştırırcasına ilerlerken, ‘Büyük Veri’ de algoritmaların karar almasını kolaylaştıracak. Giyilebilir teknolojiler, Nesnelerin İnterneti, Maddenin Dijiitalleştirilerek bir nevi ‘kodlanarak’ transfer edilip başka yerde 3B ‘basılması’, yine geçen aylarda irdelediğimiz Blockchain sisteminin bankaların güvenli aracılığına gerek bırakmaması önde gelen diğer Endüstri 4.0 hazırlayıcıları. Mesela 2025’te 3B otomobil ‘basılması’ yüksek ihtimal!

İş dünyası dışında 2. Endüstri Devrimi’nden kalma ‘devlet yönetme aygıtları’ tehdit altına giriyor. Bir diğer yandan organlar, dokular 3B baskı ile yedeklenebilecek, sanal gerçeklik ile hayatı deneyimleme tarzımız önemli şekilde değişecek, ‘insan’ ve ‘birey’ olarak etik ve ahlaki dönüşüm gösteremezsek uyum problemlerimiz çoğalabilir. Toplumsal dönüşüm ve kamusal yönetimde iyileşme için bugünden, kendimizden ve kurumsal/kamusal yöneticilerimizden talepkâr olmalıyız. Yoksa bu devrim, en az öncekiler kadar büyük paylaşım savaşlarına yol açabilir.