Skip to main content

Bayıldığımız teknolojiler ve gelir adaletsizliği!

Yeni teknolojilerin toplumsal refahı artıracağı beklentisi oldukça güçlü. Ama dijitalleşmenin sınırsızca hızlandığı dünyada en iyiye uygun şartlarla ulaşım kolaylaştıkça ‘daha az iyi’ hizmete talep olmuyor, arama motorunuzdan memnunsanız 2. bir firmayı denemiyorsunuz.

Bilişim teknolojilerini yakın takip eden çoğumuz Google gibi yeni nesil şirketlerin uygulamalarına bayılırız, mesela eğlenceli çalışma kampüslerine çalışanlarını özel şirket otobüsleriyle taşırlar. Fakat bu yaşamlar artık tepki çekmeye başlıyor. Mesela otobüsler bölgede yaşayanlar tarafından 2014’te taşlanmaya başladı ve Google da özel güvenlik hizmeti kullanmak zorunda kaldı!

Fransız ekonomist Piketty’nin Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital adlı kitabı tam 700 sayfa, bol detaylı, fakat buna rağmen pek çok ülkede aylarca çok satanlarda ilk 10’da, hatta ilk sırada yer aldı. 2015’te en önemli iktisatçılardan Stiglitz, eşitsizlik üzerine yeni kitabını yayınladı, ayrıca ‘İkinci Makine Devri’  ve ‘Teknoloji ve İşsiz Bir Gelecek Tehlikesi’ gibi kitaplar da en çok satanlar arasında…

OECD, üyesi 34 ülkenin çoğunda en zenginle en fakir arasındaki farkın tarihteki en derin noktaya ulaştığını açıkladı. Piketty süper yönetici bir sınıf oluştuğunu, maaşların üst kademe, eğitimli bir grupta toplandığını, gelir ama özellikle servetin iyi vergilenmediğini, ayrıca ekonomik büyüme yavaşladıkça ailevi serveti büyük olanların maaşlılara göre daha avantajlı olduğunu aktarıyor.

Bir diğer görüş ise TV, sinema, eğlence, spor, özetle şov dünyasında yaşanan ‘kazanan hepsini alır’ tarzı bir iş pazarının yaygınlaştığı yönünde. 20’li yaşlarında pek çok dizi oyuncusunun, futbolcunun Türkiye’de haftada 50 bin TL, Batı’da daha çok kazandığı gibi, teknoloji alanında en becerili çalışanların da çılgın maaşlarla çalıştığı Amerika’da gelir dağılımının en bozuk olduğu yerlerden biri Silikon Vadisi’nin olduğu bölge. Palo Alto, San Jose bölgesinden 20 dk mesafede ABD’nin en büyük evsizler kampı ‘Jungle’ın olması düşündürücü. Bölgenin ortalama geliri yüksek olsa da, halkın %19’u yoksulluk sınırının altında gelir elde ediyor.

ABD’de zirvedeki %1, toplam servetin %34’üne sahip. OECD içinde Şili ve Meksika’dan sonra gelir dağılımı en bozuk ülke Türkiye… Pek çok ülkede orta gelir grubunun küçüldüğü bir dünyada zenginlerin ortalama geliri artarken, vasıfsız işlerin maaşları son 30 yılda enflasyondan arındırıldığında gerilemiş görünüyor.

Yeni teknolojiler refahı ne zaman artıracak!

Halbuki yeni teknolojilerin toplumsal refahı arttıracağı beklentisi oldukça güçlü. Ama dijitalleşmenin sınırsızca hızlandığı dünyada en iyiye uygun şartlarla ulaşım kolaylaştıkça ‘daha az iyi’ hizmete talep olmuyor, arama motorunuzdan memnunsanız 2. bir firmayı denemiyorsunuz. Pek çok aracılık işi zorlaşıyor, emlakçılık, kurumsal satış ve nicesi… Gelişen yazılımlarla muhasebeci, vergi danışmanlarına hatta avukatlara daha az ihtiyaç duyuluyor.

Öte yandan süperstar yazılımcılar, bilişimciler daha çok para kazandıkça örneğin Palo Alto’da ev fiyatları ve kiralar normal orta sınıfın dayanamayacağı noktaya geliyor. Pek çok hizmet daha pahalılaşıyor, ve orta ve alt gelirliler teknolojiyi kullanmaya adapte olup kendini geliştirseler de bu daha katma değerli hizmet sunabilen bir çalışan olmalarına yetmeyebililiyor, pahalılaşan yaşam şartlarına uyum sağlamakta zorlanıyorlar… Ve Google gibi firmalar artık taşlanmaya, istenmemeye başlıyor!

Silikon Vadisi bir ideal dünya sunarken şimdi de daha adaletsiz bir gelecek senaryosunu teknoloji güçlendiriyor mu soruları daha yaygıca tartışılmaya başlanıyor. Değerli iktisatçımız Daron Acemoğlu ile David Autor’un çalışması ise henüz teknolojinin bu hızda işleri yok edecek katma değeri yaratmaktan çok uzakta olduğu yönünde.

Fakat şurası kesin ki yakın geleceğin şov dünyası bilişim teknolojisi ve temasta olduğu araştırma alanları olacak. Toplumun daha geniş kısmının bu dalgadan faydalanması için de Türkiye’de bambaşka bir eğitim ve ARGE vizyonuna sahip olmalıyız, zira küçük Amerika olmaktan dahi çok uzaktayız!