Skip to main content

Türkiye, 2014’te zayıf büyüme sergilerken 2012’nin oldukça gerisinde, 2013 seviyelerine ise yakın miktarda yatırım işlemine sahne oldu

2014’te dünyada bilişim sektöründeki satın alma ve birleşmelerin adedi ve hacmi, “yeni bir ‘.com Balonu’ arifesinde miyiz” diye düşündürecek şekilde hızlandı. Facebook’un ateş pahası WhatsApp yatırımı gibi sosyal iletişim hizmetlerinde de; Sun Microsystems’dan sonraki en büyük yatırımını yapan Oracle’ın Micros’u alması gibi B2B teknoloji alanında da yatırımcı iştahı büyüktü.

Türkiye ise 2014’te zayıf büyüme sergilerken 2012’nin oldukça gerisinde, 2013 seviyelerine ise yakın miktarda yatırım işlemine sahne oldu. Yine de bilişim sektöründe göz alıcı birkaç işlem ülke genelinde sektöre bakışı değiştirecek kıymette idi.

Yabancı yatırım fonu Mediterra Capital’in Türkiye’ye ilk kez yatırım yapmasını sağlayan mobil tabanlı ödeme sistemleri firması Mikro Ödeme el değiştirdi, bu sefer stratejik yatırımcı Alman e-ödeme sistemleri devi Wirecard, 26 milyon euro bedel üstünden satın aldı. Yılın yıldız işlemiyse, 2005’ten beri mobil çözümlere odaklanan, çoğu son kullanıcının ismini bilmediği B2B yazılım firması Pozitron’un bir yatırım fonuna değil, yine bir stratejik yatırımcıya, İngiliz Monitise’a toplam 100 milyon dolar değerleme üstünden satılması idi. Bu iki işlem, odaklanmış, yetkin mühendislik kadrolu veya doğru inovasyon odaklı yapıların çalışan sayısına oranla ne kadar büyük sonuçlar doğurabileceğini; ve geleceğin mobilde olduğuna dair beklentilerin gücünü göstermesi açısından önemliydi.

KOBİ’lere teknoloji sağlayan girişimciler de ümit veriyor

2012’de YemekSepeti ve bazı e-Ticaret sitelerinin aldığı yatırımları, 2013’te Aslanoba’nın çok sayıda küçük yatırımını konuşmuşken son dönemde B2B çözümler sunan firmaların ilgi görmesi bana çeşitlilik sağlayarak doğru yönde ilerlediğimizi düşündürtüyor. Revo Capital’in FIT Solutions, SkyAtlas, Paraşüt yatırımları Türkiye ekonomisinde yüzde 99 ağırlığı olan KOBİ’lerin teknoloji çözümleri ihtiyacının geleceğine dair oynanmış iddialara bazı örnekler. Bu bağlamda sadece Türkiye odaklı olmasa da Sendloop (Octeth), büyük veri analizi yapan Faveeo gibi girişimlerin de yine bu yıl yatırım alması 2014 Türk dijital pazarında B2B’nin daha az duyulsa da kıymetini bulmaya başladığını gösteriyor.

Tabii ki e-Ticaret girişimleri önemli, iyi ki Aslanoba Capital BuldumBuldum gibi girişimleri yeniden fonlamaya devam etti. Ama bugün ucuzluk marketlerinin bakkalların yerini alması toplam ekonomik katma değer açısından küçük kazanımlara yol açıp istihdama pek de katkı yapmazken mevcut ürünleri İnternet’ten satmak da Türkiye’nin bilişimle kalkınma iddiasının arkasını tek başına dolduracak eylem alanı olamaz.

2015’te üç önemli iyileşme hedefi görüyorum. Biri yeni Pozitron ve Mikro Ödeme’lerin oluşması için “teknoloji” veya “bilişim çözümleri” sunan daha çok girişimi teşvik etmemiz. İkincisi, benim de bizzat çabaladığım, geleneksel büyük yapıların, holdinglerin bilişime daha çok stratejik veya finansal amaçlı yatırım yapması. Öte yandan dost meclislerinde, ‘sektörün içinden’ dediğimiz dev telekomcularımızın bazı yazılım firmalarına geçmiş yıllardaki yatırımlarından sonra o firmaların daha az üretken hale dönüştüğünü gözlemliyoruz. O yüzden büyük yatırımcının nasıl bir “değer” beklentisiyle işlem yapacağı kritik bir faktör. Üçüncüsü de, artık çok daha fazla melek yatırımcı, ve de yatırım fonu bilişim sektöründe aktif olsa da, mesela Inventures benzeri daha çok “hızlandırıcı”, “accelerator” oluşuma ihtiyacımız var. Umarım 2015 sonunda çok daha olumlu değerlendirmeler yapıyor oluruz!..