Skip to main content

Dijital dünya, kullanıcıları anlamak için her geçen gün daha derine iniyor. Tüketicileri anlamak üzere gelinen son nokta olan nöro bilime ilgi her geçen gün artıyor

Teknolojinin muazzam gelişimi her alanda olduğu gibi son 15-20 yılda nörobilim alanında da büyük yol kat edilmesini sağladı. Tahmini 100 milyar nörona sahip beynimizin çalışma sistemini anlamak, karar verme süreçlerimizin aydınlatılması için atılan adımların en önemlisini oluşturuyor. Beyin görüntüleme sistemlerindeki teknolojik gelişmeler de bu alandaki birçok doğru bilinen yanlışı ve keşfedilemeyen karanlık noktaları ortaya çıkartıyor. Nörobilimin en önemli bulgulardan biri ise günlük davranışlarımızda verdiğimiz kararların neredeyse yüzde 90’ının adeta otomatik pilottaymışçasına bilinçaltımız tarafından gerçekleştiriliyor olması. Bizi neyin kontrol ettiğini bilmediğimiz bu davranışlarımızın sebebini öğrenmenin en kesin yolu ise beyin görüntüleme teknikleri ve psiko-fizyolojik tepkilerin (gözbebekleri, yüz kasları, terleme, kalp ritmi hatta solunum) ölçümüne dayanıyor.

beyin dostu tasarım

Reklam, ürün deneyimi, ürün ambalajları, sinema, insan kaynakları, spor hatta askerî ve siyasî alanlarda uzun süredir yürütülen nörobilim araştırmalarından dijital dünya da faydalanmaya son birkaç yıldır başladı. Özellikle e-ticaret alanında yapılan araştırmalar internet sitelerinde gezinen ziyaretçilerin dikkat ve odaklanma alanlarını, hafıza açısından pozitif veya negatif etkileri, satın alma isteğinin şiddetini net bir şekilde ortaya koyuyor. Örneğin, reklam engelleme yazılımlarına olan talebi artıran en önemli sebeplerden biri olan ziyareti kesintiye uğratan reklamların, kalp ritmindeki değişikliklerle gözlemlenen negatif duyguları körüklediği nörobilim araştırmalarının ispatladığı gerçeklerden. İnternet dünyasını, önümüzdeki dönemde tıklanma ve sözlü beyana dayalı analizlere göre şekillenmiş tasarımlardan ziyade “beyin dostu” tasarımlara geçirecek olan ipuçları yatırımların geri dönme oranlarını yukarı çekerek rekabette kulvar değiştirilmesini sağlayacak. Bu alanda öncü olan şirketlerin aradaki farkı her geçen gün büyük bir ivmeyle açması uzun sürmeyecektir.

Oyun tasarımı – nörobilim ilişkisi
Öte yandan oyun tasarımı alanında da nörobilim araştırmalarının ortaya çıkardığı ipuçları, oyunculara hissettirilmek istenen duyguların net bir şekilde ortaya çıkarılmasını ve daha etkili senaryo, kurgu ve tasarımlara gidilmesine imkân tanıyor. Bu sayede yaşatılan sanal deneyimin bilinçaltında daha güçlü bir etki bırakması sağlanabiliyor. Bu alandaki çalışmalar sinema filmlerinin izleyici üzerindeki etkisini ölçmekle benzerlik gösteriyor. Örneğin, bir korku filminde izleyiciyi korkutmayı amaçlıyorsanız bu korkunun şiddetini yüz kaslarındaki hareketlerden, kalp ritminden ve ter bezlerinin çalışma seviyesinden ortaya koyabiliyorsunuz. Oyunlarda da aynı tekniklerle mekânsal ve kurgusal analizler yapılarak verilmek istenen etkinin en yüksek seviyede hissedilmesini sağlayacak prodüksiyonlar yapılıyor. Sırf bu alanda yapılan araştırmalara yönelik olan Neuro Gaming konferansı 2013 yılından bu yana her yıl düzenleniyor. Bu alanda ne kadar farklı çalışmalar yapıldığını www.neurogamingconf.com adresinden takip edebilirsiniz. Bir ipucu vermek gerekirse ellerinizi kullanmadan sadece beyin dalgalarınızı yöneterek oynayacağımız oyunlar geliştirilmeye ve sunulmaya başlandı bile.
Nörobilimin dijital alandaki etkilerini 2-3 yıl sonra her platformda okumaya ve dinlemeye hazır olun. Çünkü dünyada bu alanda binlerce araştırma yapılıyor ve büyük bir hızla ilerleme sağlanıyor. Dijital dünyada yeni ama bu sefer kalıcı bir devrim kapımıza dayanmış durumda. Türkiye’de de e-ticaret ve oyun tasarımı konusunda araştırmalar yapabiliyoruz ancak bu alandaki farkındalığı ne kadar artırabilirsek işletmelerimizin küresel rekabette öne çıkabilmesi için o kadar çok şansı olacak. Aksi halde eller aya biz yaya türküsüne devam edeceğiz.
al dünya

Kılınç Orhan Erdemir
Neuro Discover – Kurucu Ortak ve CEO’su