Skip to main content

EAPC geçtiğimiz hafta içinde patlak veren SCL/Cambridge Analytica krizi hakkında bir basın açıklaması yayımladı.

“Cambridge Analytica” adlı veri analiz şirketinin 50 milyon Facebook hesabını ele geçirerek, bu bilgilerin hem ABD’de 2016’da yapılan başkanlık seçimlerinde hem de Brexit referandumunda oy verenlerin seçimlerini tahmin edip onları etkileyebilecek bir algoritmada kullandığı ortaya çıkması Avrupa siyasetinin de gündemini oldukça etkilemiş durumda.

Cambridge Analytica’nın odağında olduğu tartışmalara Avrupa Siyasi Dnaışmanlar Derneği (EAPC) de, söz konusu şirketin “siyasi danışmanlık” alanında hizmet vermesi itibarıyla sessiz kalmadı.

Derneğin etik kurulu tarafından yapılan açıklama şöyle:

EAPC sektördeki ahlak dışı tutuma karşı tavır alıyor

 

Avrupa Siyasi Danışmanlar Derneği (EAPC) 20’den fazla ülkede üyesi bulunan ve Avrupa’daki siyasi danışmanları bir araya getiren profesyonel bir topluluktur. Avrupa ve dünyanın birçok noktasında hizmet sunan binlerce danışmanı temsil eden EAPC, bu profesyonellere fikir ve tectübe alışverişinde bulunabilecekleri bir platform sağladığı gibi demokratik yapıların ve değerlerin gelişimini desteklemeye de adanmış bir organizasyondur.

EAPC’nin tüm üyeleri, EAPC Code of Conduct Committee (Davranış İlkeleri Rehberi Komitesi) tarafından oluşturulan prensipleri imzalamakla yükümlüdür. (Bahsi geçen prensiplere buradan ulaşabilirsiniz.)

Ortaya çıkan haberlerle SCL/Cambridge Analytica bünyesindeki danışmanlar, profesyonel ve etik sorumluluklarını belirleyen sınırların dışına çıkmış görünmektedirler. Gerek adaylar gerekse seçmenler nezdinde uygunsuz bir etki yaratılması maksadıyla romantik/cinsel münasebetlerin kullanılmasına kadar varan “tuzaklar” kullanıldığına dair ciddi kaygılar söz konusudur.

Bu ortamda tüm üyelerimizi yüzde yüz şeffaf olmaya; adil ve dürüst olmayan veya demokratik değerlere aykırı taleplerde bulunan müşterilerine karşı çıkmaya davet ediyoruz.

EAPC, kampanya ya da siyasi eğilim ayırt etmeksizin tüm danışmanlarını desteklemektedir. Dernek, tarafsız olduğu gibi sağ ve sol cenahta veri analizinin gelişmesini aktif biçimde teşvik etmektedir. Bu sorun ve kaygılara ilişkin daha fazla seçmenle konuşmak, herkes için işlerliği olan bir demokrasinin tesisi için hatırı sayılır bir katkı sağlayacaktır.

EAPC siyasi kampanyaların denetime açıklığını geliştirmek için tüm siyasi danışmanlar, seçmenler, hükumetler ve veri konusunda çalışan profesyonellerle çalışmaya hazırdır. Bu vesileyle, sektörümüzdeki örnek teşkil eden vakalar hakkında daha fazla bilgi alabilme imkânı bulacak yeni üyeler için kapımızın her zaman açık olduğunu belirtiriz.

“Data ve sosyal medya kutuplaşmaya değil demokrasiye ve demokratik değerlere hizmet etmeli”

Uzunca bir süredir, uluslararası siyasi pazarlama çevrelerinde Cambridge Analytica şirketi ile ilgili çeşitli olumsuz iddialar dillendiriliyordu. Ama, doğrusu pek çok siyasi danışmanın ve data şirketinin bu iddiaları kıskançlık yüzünden dillendirdiklerine inanılıyordu. Demek ki, ateşin olmadığı yerden duman çıkmazmış. Londra’da patlak veren skandal, konuşulanlardan daha vahim durumların olduğunu kanıtlamış oldu. Malesef, her meslekte yanlış yollara sapan, çürük yumurtalara rastlanır. Ama çürük yumurtanın bu kez dünyanın en ileri ülkelerinden birinde ve en ileri teknolojileri kullanan şirketler arasından çıkması çok vahim. Demokrasi ve demokratik değerler için çalışması gereken yeni nesil bir data şirketinin, siyasetçilere en ahlaksız seviyeden servis sunması herkesi telaşlandırması gereken bir durum.

Gerek 2016 ABD Başkanlık seçimlerinde ve gerekse Brexit kampanyasında seçmenleri manipüle eden bu tür şirketlerin yasal yollardan kontrol altına alınması şart. O nedenle AB tarafından çıkarılan Verilerin Korunması Kanunu önemli. EAPC’nin yaptığı açıklamayı hem zamanlama hem de içerik yönünden çok değerli buluyorum ve destekliyorum.

Son bir söz: Geçen hafta Londra’da yaptığımız EAPC Konferansı sırasında güvenilir bir kaynak bu şirketin Türkiye’deki büyük partilerden biriyle yakın zamanda çalışmaya başladığını söylemişti. Buradan başta Kamu otoriteleri olmak ve dijital iletişim dünyası olmak üzere ilgili herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.