Skip to main content

İlker Kuruöz, 10 yıl aradan sonra daha önce görev yaptığı Doğuş Teknoloji’ye dönüş yaptı. Eylül 2016’da Doğuş Teknoloji Genel Müdürü olan Kuruöz’le yeni dönem hedefleri, dijital dönüşümle ve dijital liderliği ele alan bir röportaj yaptık.

Yaklaşık 10 yıl aradan sonra yeniden Doğuş Holding’e döndünüz. Doğuş Teknoloji’de göreve başladığınızda nasıl bir yapıyla karşılaştınız?

Doğuş Holding bugün sekiz sektörde 330’dan fazla şirketi ve 55 binin üzerinde çalışanıyla büyük bir grup. Benim 10 yıl önce ayrılıp geri döndüğümde gördüğüm resim, faaliyet gösterdiği sektörlerin sayısının yükselmiş ve varlık değerinin ciddi anlamda çeşitlilik gösterdiği bir şekilde buldum. Bu da Doğuş Holding’in Türkiye’ye katma değer sağlayabileceği pek çok alanda yatırım yapan ve hizmet bir noktaya geldiğini gösteriyor. Bu da hem benim hem de Doğuş Teknoloji açısından hizmet verebileceğimiz ve fark yaratabileceğimiz pek çok sektörün olduğu bir ortamı getirdi. O yüzden yapacak çok işin ve dolayısıyla da fırsatların çok olduğu bir ortamla karşılaştım.

Doğuş Teknoloji’de neler yapmayı planlıyorsunuz? Önümüzdeki dönem için hedefleriniz nelerdir?

Bugün baktığımız zaman Doğuş Teknoloji BT dünyasında verilen network’ten altyapı hizmetlerine, barındırmadan sistem yönetimine ve uygulama operasyonlarına ve bunların üzerinde iş çözümlerinin geliştirilmesine ve iş ortağı ekosisteminin yönetimine ve müşteri deneyiminin iyileştirilmesine bütün hizmetleri veriyor. Ben buna “full-stack IT supplier” (tam donanımlı BT tedarikçisi) diyorum. Buradaki olgunluğumuzun özellikle süreçler anlamında endüstriyel seviyeye çekilmesi gibi bir hedefimiz var. Başka bir hedefimiz ise şu: Burada teknolojiyi kullanarak fark yaratacak, müşteri deneyimini ileriye taşıyacak ve inovatif çözümler geliştirecek bir teknoloji merkezine ihtiyaç var. Biz de bunu oluşturmak için bir yol haritası ortaya koyduk.

Yol haritası konusu ilginç. Bu konuyu açabilir misiniz?

Yol haritamızın içerisinde öncelikleri tespit ettik. Bunu yoğun bir ekip çalışmasıyla ortaya koyduk. Burada Doğuş Grubu’nun dijital omurgasının oluşturulmasını hedefliyoruz. Bunun içinse özellikle grup şirketlerimizin hem çalışanlarının hem müşterilerinin dijital anlamda güçlendirilmesiyle ilgili olarak belirli proje ve inisiyatifler başlıyor. Bunları tetiklemeye başladık. Ciddi bir yol haritası ortaya çıktı.

Bu yol haritasının ne zaman uygulama geçeceği belli mi?

Bu sene içerisinde özellikle dijital omurgamızla ilgili konsolidasyon ve yeni jenerasyon altyapıların hayata geçirilmesiyle ilgili işleri tamamlamayı hedefliyoruz. Şu an yol haritası belli olan BT olgunluk düzeyi yüksek ve belirli seviyede BT yatırımı yapan firmalarımız var. Bunların yol haritalarını oluşturduk. Halihazırda onlara yaptığımız projeler var. Sahip olduğumuz temeli, müşterilerimize yaşattığımız dijital tecrübeleri zenginleştirmek istiyoruz. Bildiğiniz gibi dijital perakendede yaptığımız önemli yatırımlar var. Özellikle sahip olduğumuz markaların connected car üzerine yaptığı çalışmalar mevcut. Bununla ilgili platformlar kuruyoruz, bunları hayata geçireceğiz. Bir örnek vereyim: Scania markamızla gerçekleştirdiğimiz bir araç takip sistemimiz mevcut. Scania’nın genel merkeziyle beraber çalışarak bütün Scania kamyonları araç performanslarını merkezî olarak yönetip hizmet verebiliyoruz. Bunu şu an Türkiye’de uyguluyoruz.

Size göre teknoloji, liderliği nasıl değiştirip dönüştürdü? Deneyiminize dayanarak örneklerle anlatabilir misiniz?

Teknoloji liderliği çok ciddi anlamda dönüştürdü bence. Yeni kuşak liderlerin artık daha dijital okuryazarlığının daha üst düzeyde olması gerekiyor. Çünkü, artık teknoloji olmadan bir sektörde fark ortaya koymak mümkün değil. İster gelir artırmak ister operasyonel verimlilik için bir odağınız olsun, liderin dijital yetkinliklerle bir fikrinin olması gerekiyor. Bir de, konunun ikinci boyutu var: Liderlerin yeni nesil çalışanlarını yönetebilmek için de dijital okuryazarlığının gelişmesi gerekiyor. Artık yeni bir kuşak geliyor ve bu kuşak, doğuştan dijital. Bu insanların iş hayatlarına geldikleri zaman girdikleri kurumlarda gördükleri uygulamaların dijitalleşmesiyle ilgili beklentileri mevcut. O yüzden yeni nesil liderlerin bu çalışanları da oyunun içerisinde tutabilmesi ve sonuç alabilmesi için bu konulara hâkim olması ve kurum içerisinde desteklendiğini ortaya koyması şart.

Günümüzde CDO giderek popülerliği artan bir pozisyon. Siz de Doğuş Teknoloji bünyesinde böyle bir pozisyon açmayı düşünüyor musunuz?

Doğuş Teknoloji özünde bir teknoloji şirketi olduğu için her şeyimiz dijital. O yüzden içimizde bir CDO rolü yok ama faaliyette bulunduğumuz sektörlerde dijital dönüşüm liderleri var. Bizim içimizdeki durum şöyle: Dijital dönüşüm yol haritamızdaki öncelikleri yöneten arkadaşlarımız mevcut. “Dijital dönüşüm haritası ne olmalı, bu haritanın bileşenleri ne olmalı,” gibi soruları şirketlerimize gidip değerlendirme yapıyorlar. Bu konuda yatırım yapmaya başladık ve yakında sonuçlarını almaya başlayacağız.

Doğuş Holding son dönemde Zubizu ile konuşulmaya devam ediyor. Önümüzdeki dönemde benzer uygulamalar geliştirmeye devam edecek misiniz?

Doğuş Grubu’nun sahip olduğu değerler ile yola çıkan Zubizu tanıtıldığından beri insanların severek kullandığı bir uygulama haline geldi. Bu değerler arasında marka ve müşteri varlıklarını sayabiliriz. Önümüzdeki dönemde inovatif yeni ürün özelliklerini Zubizu uygulamasına eklemeye devam edeceğiz. Son dönemde uygulama içerisine otel rezervasyonlarını en kolay ve en rahat yapmayı sağlayan ürün özelliklerini ekledik.

Günümüzde start-up’lara destek veren holding yapılarıyla karşılaşıyoruz. Siz de bu türden girişimlere destek verecek misiniz? Bununla ilgili planlarınız  nelerdir?

Şu anda Doğuş Holding olarak start-up’lara yatırım yapıyoruz. Grup olarak n11, Zingat ve Reidin gibi girişimlerin yatırımcısıyız. Bu ve benzeri yatırımlar yaptığımız girişimler olacak. Doğuş Grubu yatırım yapmayı seven bir grup. Önümüzdeki öncelikler arasında Ar-Ge alanında bir yatırımdan bahsedebilirim. Doğuş Teknoloji bir Ar-Ge merkezine dönüşecek. Şu anda bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Sertifikasyonu tamamladıktan sonra kendi ekosistemimiz oluşturarak, bu ekosistemi desteklemeyi hedefliyoruz.