Skip to main content

Digital Age dergisi olarak 2015 yılında dijital dünyada olup bitenleri değerlendirdiğimiz özel Almanak sayımız Ocak ayı itibariyle raflardaki yerini aldı

2016’da ‘dijitalin gücü’ sizinle olsun!
Aranızdan “2015 benim için harika bir yıldı!” diyen çıkmaz herhalde. Bu yıl her anlamda zor ve üzücü gelişmelerle dolu bir yıl oldu. Savaş, terör olayları, patlamalar derken böyle bir ortamda olumlu gelişmeler de güme gitti bir anlamda. Ama malum, yılı kapatıyoruz ve biz yayıncıların işi tam da bu dönemlerde genelde güzel haberlerle dolu içeriklerden oluşan almanak sayılarıyla yılı herkese bir nebze de olsun pozitif olarak hatırlatmaya çalışmak. Bir deneyeyim ben de, bakalım ne çıkacak?

Hatırlayın, Facebook geçen sene bu dönemlerde “harika bir yıldı, teşekkürler” uygulaması ile çıkmıştı karşımıza, bu yıl akıllarının ucundan bile geçmemiştir. Facebook’un onun yerine 2015’te seçim haberiyle yatıp seçim haberleriyle kalkan Türkiye için kıyağı oy veriyorum butonu oldu ve oy vermenin hassasiyetini popüler bir iletişim aracıyla herkes için daha önemli bir hale getirdi. Bunu hepimiz sevdik. Dijitalleştikçe tüketim hızı giderek artan bizler için 2015 her şeyi her mecrada gerçek zamanlı isteyip, tüketip, sonra bir kenara bıraktığımız bir yıl oldu aslında. Bir gün “elbise mavi mi siyah mı” emin olamadık ve tweet’ledik, başka bir gün yıllardır o günü beklemişçesine çılgınlar gibi sosyal ağlarda “Geleceğe Dönüş” ile ilgili paylaşımlar yaptık. 2016 ve sonrasında emin olun bu iş daha da coşacak, malum 4,5G de Nisan’da geliyor hani.

Hepimiz aynı dili konuşsaydık?
Kötü giden gerçek hayattan kendimizi soyutladığımız kaçış noktalarımızın başında eğlenceli içerikler, onların başında da kaliteli yabancı diziler vardı elbette. Yılın en başarılı yapımlarından Fargo’nun 2. sezonunun son bölümü çok enteresan bir final diyaloğu ile günümüze çok doğru bir mesaj gönderiyordu. Dizinin son sezonundaki şerif Hank Larson karakterinin final sahnesinde “insanların aralarındaki çatışma ve anlaşmazlıkların” nedenini farkı bir dil konuşmalarına bağlayarak, buna çözüm niteliğinde bir emoji alfabesi üzerinde çalıştığını izledik.

emoji oxford

Oxford sözlüğü tarafından 2015’te yılın sözü seçilen emojinin özellikle yeni nesil arasında hızla popülerleşmesine şaşırmamalı. Belki dizinin geçtiği 70’lerin sonlarında icat olsa dahi o dönemde dünyaya yaygınlaşması imkansız olan emojilerin bugün dijital gelişmeleriyle insanlığın en temel problemi olan iletişimsizliğe çözüm olmasını bekliyoruz. Olmazsa da sorun değil, insanlığın bir de B planı var. NASA’nın dijital teknolojilerin nimetlerinden faydalanarak en sonunda Mars’ta keşfettiği akan su ve daha nicesi çok uzak galaksilerde yeni hayatlar yaşamak için bizlere umut ışığı.

nasa-yeni-bir-gezegen-kesfetti-1

2015’te dijitalin gücünün bazen batan bir ülkeyi kurtarmaya değil belki ama, en azından cesaret etmeye yetebileceğine de şahit olduk. IMF’ye olan 1,6 milyar Euro borcunun ödenmesine destek amacıyla Thom Feeney adlı bir İngiliz internet kullanıcısı, popüler bağış sitesi Indiegogo.com’da Yunanistan’ı Kurtarma Fonu başlıklı bir kampanya başlattı. Yılın belki de herkesin yüzünde tebessüm bırakan gelişmelerinden Vodafone’un Cannes Lions’da kazandığı büyük ödülü alan Kırmızı Işık işini hatırlayın. Şiddet gören kadınların belki de hayatlarını kurtaracak ışığı şiddeti yapanlardan gizli bir şekilde bulabilmesi dijital dünyanın sunduğu olanaklarla mümkündü. Konu başarılı işlerden açılmışken; 2015’te bir de bizim belki çok alıştığımız bir başarı hikâyesinin global tarafından ihya edilmesi haberi var tam da bir noktada dile getirilmesi gereken. Yemeksepeti tam tamıma 589 milyon dolara satıldı ve bunu hak etti. Uber, Airbnb gibi yıkıcı iş modelleriyle yeni bir anlam kazanan zenginlik kendine yeni sahipler bulmaya devam etti. 1015’te videonun durmadan yükselişi ve ekmek su kadar ihtiyaç duyduğumuz kaliteli içeriğin önemi YouTuber dediğimiz içerik üreticilerini ekonomi sahnesinin zirvesine kadar çıkardı. Forbes dergisi tarihinde ilk kez en çok kazanan YouTuber’ları kapağa taşıdı.

forbes-youtube

Biz de tüm bu anlattıklarımı bir anlamda kapağımıza taşıdık diyebilirim. Çok da zorlanmadık yılı özetlerken, kafamı kaldırdığımda bilgisayarımın arkasındaki mantar panoda tüm bu satır başlarını okur buldum kendimi. Ve 2015’i geride bırakırken artık evelemeden gevelemeden şunun altını çizebilirim ki; dijitalin hayatımızı değiştirme potansiyeli ve gücü, yılın özetinin burnumun ucunda olması kadar yakın hepimize. Tek yapmanız gereken onu doğru kullanarak kendinize ve çevrenize değer katmak. 2016’da dijitalin gücü sizinle olsun!