Skip to main content

Bu ayki kapağında ‘Robotlar ve yapay zekâ’ konusunu ele alan Digital Age Haziran sayısı, İnfografik eki ile birlikte raflarda…

Siz de robotfobik misiniz?Bu yıl 3-4 Mayıs tarihlerinde 11.’sini gerçekleştirdiğimiz Digital Age Summit’te “Digital Humanization” teması altında yapay zekâdan robotlara, otonom araçlardan akıllı teknolojilerin sektörel etkilerine kadar teknolojinin geldiği noktanın insanın hayatına olumlu etkileri ele alındı. Teknoloji ve insan hayatının birbirini nasıl etkilediğine ışık tutan çok önemli konuşmacıların sahneye çıktığı Summit’in en dikkat çeken isimlerinden biri de kuşkusuz “Akıllı Minyatür Robotlar ve Tıbbî Uygulamalar” başlıklı sunumuyla Max Planck Institute Direktörü, Carnegie Mellon University Öğretim Üyesi, nanoGriptech Kurucusu Prof. Dr. Metin Sitti oldu. Sunumunda tıp alanında kullanılmak üzere geliştirilen küçük robotlardan bahseden Sitti, robotik teknolojilerin sağlık alanında geldiği noktaya dair çok önemli paylaşımlar da bulundu. Şu ana dek 300 milyondan fazla operasyonun robotlarla yapıldığına dikkat çeken Metin Sitti, insanların midesinde, bağırsağında gezebilen bu robotların doktorların ulaşamadığı bölgelere ulaşıp, insanlara zarar vermeden işlem yapabildiğini; asıl amaçlarının ise gözle görülmeyecek kadar küçük, zarar vermeden vücudun çok küçük alanlarına girebilecek robotlar geliştirmek” olduğunu dile getirdi.

Digital Age Haziran sayısı çıktı!

Önce hayranlık, sonra endişe

Dünyaca ünlü Türk profesörün ağzından bunları duymak robotlara olan hayranlığımızı ve saygımızı artıracak cinstendi kesinlikle. Ancak yeni teknolojilere bakışımızda özellikle Türk insanı için bu noktada bir şeyin altını da çizmekte fayda var. Açıkçası bizim insanımızın robotik, yapay zekâ gibi geleceği değiştirecek teknolojilerle etkileşiminde hayran olma süreci çok da uzun soluklu olmuyor. Şöyle ki; robotların ve yapay zekânın özellikle hizmet ve sağlık alanındaki başarısı, hayatı kolaylaştırması, gün geçtikçe herkes için daha erişilebilir olması ve eskiden sadece filmlerde görülenlerin artık gerçek olması evet kişileri ilk etapta büyülüyor, hayranlık uyandırıyor.  Ancak robotların giderek daha çok insana benzemesi bizde hayranlık yarattığı kadar ürkütüyor da. Örneğin, yakın gelecekte farklı sektörlerde robotların çalıştırılacağı ve bu sayede verimliliğin artacağı düşüncesi akıllara, “Robotlar işimizi elimizde mi alacak,” sorusunu beraberinde getiriyor. Her gün farklı bir platformda, iş ve günlük hayatımızdaki farklı süreçlerin her geçen gün daha fazla otomatize olması ile giderek duygudan ve insanlık uzaklaşıyor muyuz konusunu ve hatta Hollywood klişelerinden biri olan robotların bir gün kontrolden çıkıp dünyaya ele geçirmeye çalışacağı  ile ilgili felaket senaryolarını tartışıyoruz. Medyada abartılarak, “Robot cinayet işledi” haberlerini sıklıkla görmeye başladığımız bugünlerde çoğumuzun robotfobik olmaya başlaması da muhtemel.

Bunların bir çoğu hala öngörüden ibaret olsa da robotlara karşı olan tutumuz konusunda şu gerçek yadsınamaz: İlk başta meziyetlerine hayran olsak da insanımızda toplumsal geri kalmışlık fikirlerinin uyandırdığı bir karamsar olma halinin robotlara kaşı duyduğumuz heyecanın yerini alması gecikmiyor. Hayranlık kısa sürede yerini korkuya, endişeye bırakıyor. Bu bakış açısından yola çıkarak; geçtiğimiz ay Ipsos’un değerli araştırma verileri ve değerlendirmeleri ile başladığımız “Türkiye teknoloji yolcuğunun neresinde,” yazı dizimiz bu ay robot korkusu ile devam ediyor. Robotlarla olan tüm alıp veremediklerimizi bir arada bulabileceğiniz çalışmanın detaylarını bu ayki kapak dosyamızda bulabilirsiniz.

Bu ayın öne çıkan diğer konuları ise şöyle; Twentify ile gerçekleştirdiğiniz haber tüketicisi 2.0 araştırması, Türkiye’de kurumsal blogların karnesi, otomobilde nesil odaklı pazarlama, Yapı Kredi’nin yaratıcı anlatımıyla hazırlanan Digital Age Summit 2017’nin 2 gününün özeti ile markaların gündemlerini sayısal ve görsel ifadelerle paylaştıkları İnfografik eki.